ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zonguldaklı madenciler
-
biraz yukarıda kalsın diye ben de bir şeyler karalayım. dedesi ve babası zonguldak maden emeklisi olan biriyim ama bu yaptıklarının iki gün sonra tamamen unutulacağını düşünüyorum.
adamlar günlerdir kimsenin giremediği, giremeyiz tehlikeli dedikleri yerlere kazma kürekle girdiler. işlerini bildiğim için zaten onlar için zor bir şey değil. fakat bu insanları hep böyle günlerde hatırlamamız çok yanlış. belki bir gün istanbul'da bizi enkaz altından çıkarırken konuşulacaklar hepsi bu.
bu adamları oraya ilk günün sabahı uçak, helikopter gibi araçlarla göndermeyen organizasyona da ne desem az. üç, beş kişi daha hayatta olurdu.
allah onlardan razı olsun, içlerinde tanığım kişiler de var, hepsine selam olsun.
ankara semtlerinin ingilizce karşılıkları
gidişi en çok üzen futbolcu
-
(bkz: alex de souza)
4 nisan 2015 fenerbahçe otobüsüne saldırı
-
rize trabzon yolunda şoförün acilen hastaneye kaldırılması ile neticelenmiş. camdakiler taş mıdır kurşun mudur bilemedim.
saçma parçaları diyorlar.
edit: silahlı saldırı. gerçekten bu memleket nereye gitmekte. umarım şoföre birşey olmaz.
bu en az 50 kişiye yönelik cinayete teşebbüstür.
30 haziran 2020 çoklu baro teklifi
-
sonucu yazalım
-akp ve mhp oyları ile kabul edildi.
eğer cinayetlere, tacizlere, tecavüzlere dair bir şey sunulursa sonuç:
-akp ve mhp oyları ile reddedildi
arkadaşlar bunları artık ezbere biliyoruz.
yılmaz özdil tarzı yazı yazma rehberi
-
son yazısını referans alarak yılmaz özdil yazılarına bir örnek vermek istiyorum. kendisi de eğer ekşi sözlük okuyorsa bu yazıyı çekinmeden copy paste marifetiyle kopyalayabilir. hiçbir telif hakkı istemiyorum kendisinden. lakin yazı çok uzun. bir yazı dizisi şeklinde yayımlaması gerekebilir.
1895 peder zickler doğdu.
1896
1897
1898
1899
1900
1901
1902
1903
1904
1905
1906
1907 fenerbahçe kuruldu.
1908
1909
1910
1911
1912
1913
1914
1915
1916
1917
1918
1919
1920
1921
1922
1923
1924
1924 ay iki kere yazdım yanlışlıkla.
1925
1926
1297 hiheheh karıştırdım tuşlara basarkene.
1927 doğrusu bu.
1928
1929
1930
1931
1932
1933
1934
1935
1936
1937
1938
1939
1940
1941
1942
1943
1944
1945
1946
1947
1948
1949
1950
1951
1952
1953
19554 oha.
1954
1955
1956
1957
1453 istanbul fethedildi.
1958
1959
1960 obaaaaaa darbeeeeee.
1961
1962
1963
1964
1965
1966
1967
1968
1969
1970
1971 obaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa darbe ikiiiiiiiiiii.
1972
1973
1974
1975
1976
1977
1978
1979
1980 ooooooooooooooooooooooo darbeeeeeeeeeeeeeeeeee. gerçi buna niye sevindim bilmiyorum.
1981
1982
1983
1984
1985
1986
1987
1988
1989
1990
1991
1992
1993 turgut özal öldü.
1994
1995
1996
1997 hobaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.
1998
1999
2000
2001
2002 hasssssssssss...........
2003
2004
2005
2006 peder zickler ekşi sözlük'ün altını üstüne getirdi.
2007-1 hasssssssssss..................
2007-2 ehehehehehehehehehehehehehehehehehehe merhabaaaaa.
2008 öyleyken böyle.
mcdonald's'ta bir kızın öldüresiye dövülmesi
-
olayi izlerken sasirmadim hic, sayet abd'de paraniz yoksa siz bir hicsiniz. insanlar sadece ama sadece cikarlari icin sizinle iyi iliski kurarlar. kitaplarinda networking'di suydu buydu hep bu asilanir.
baltimore'a ilk adimimi attigimi hatirliyorum. otobuse binmistim, diyalog su sekildeydi.
- merhaba.
+ suraya koy, 5 dolar.
- peki.
+ nerede ineceksin.
- otelim su...
+ hayir hayir hayir hayir, hangi durak?
- er...
+ nereye gittigin beni hic ama hic ilgilendirmiyor, son durak mi?
- evet.
son duraga geldigimde ise taksiyi aramistim. etraf zaten tekin degil, adres vericem ama tam adresi bilmiyorum herif konussa telefonda "10 katini vericem" diyecem. yandaki landmark'i soylesem herif hemen bulacak, otobus duragi da, bayagi belirgin bir yer.
+ merhaba, su duraga bir taksi istiyordum.
- tam adres?
+ hemen su...
- tam adresi bulunca ara. *cit*
tekrar ararim.
- hangi adres?
+ sehrin girisi, heme yaninda su var..
- tam adres, nerede?
+ hemen su bi....*cit* diiiiiiiiiiiiit.
sonra otelinize gelirsiniz ve resepsiyonda sizi yuzlerinde kocaman bir gulumseme ile karsilarlar. cunku siz musterisiniz, ve resepsyonistin job description'u belli.
tehlikeli bir yerde olmaniza ragmen kimse size 2 dakika bile sabretmez, dedim ya olseniz donup bakmazlar bile. filmlerde insanlara yansitilanlardan cok farklidir yani. komunuz su bu tabii ki yardimseverdir, cikar iliskisiydi suydu buydu nedenlerden dolayi. ha turkiye'de olmuyor mu derseniz? oluyor tabii, fakat bes parasiz bir sekilde bir otobuse yabanci olarak binseniz sofor, olmadi tum otobus ahalisi bir sekilde yardimci olur, hatta evinize bile birakirlar sizi. kolektif toplumlari cok elestiriyoruz, fakat bu arti ozelligini de belirtmekte fayda var.
amerika'nin tadini cikarmak istiyorsaniz cebninizin deriiiiiin oldugundan emin olmalisiniz once, paraniz varsa bireyciligin butun nimetlerinden faydalanirsiniz. yoksa en aci, keskin tarafi sizin kalbinizden giriverir. yolda arabaniz bozulursa, yardim bekleyeceginiz kisi sokaktan gecen yardimsever vatandaslar degil kesinlikle ama kesinlikle roadside assistance olmali.
mcdonald's musteri hizmetlerini arayip calisanlari kovdurmaya calismak bir halta yaramaz bu yuzden. bu olayin gectigi restorandan 2 mil otedeki mcdonalds'da da ayni sey olurdu, 20 mil otedekinde de, 200 mil otedekinde de, 2000 mil otedekinde de. bir adam cikip "hop, noluyor lan?" dese sasirirdim esas. cam bolmeler ardindan konusan gorevliler, her gun televizyonlarda saatlerce donen ev guvenligi su guvenligi bu guvenligi reklamlari, insanin icini karartan "ilacimizi almazsaniz oleceksiniz" reklamlari, cocuklarin en ufak bir toz tanesinden olebileceginin asilanmasi, "germ" yuzunden temas bile kuramayan insanlar...new york'ta sokakta olen bir evsizin yanindan 8-9 saat boyunca hic birsey yokmus gibi gecip giden insanlarin, 911'i bile aramayan insanlarin videosunu hatirlayan tek ben olmamaliyim.
polisin istiklal'e otobüslerini park etmesi
-
mal indirecekleri için normal olan eylem.
aşkı anlatan gelmiş geçmiş en iyi replik
yiğit özgür
-
selcuk erdem'le beraber penguen alma sebebi. bu haftaki penguenden:
-alo kuntik döner mi? bizim bi tavuk şiş bi kola vardı nooldu?
-yaw o diil de... bi ilhan irem vardı hani... o nooldu?
-ne bileyim lan?
-tavuk şişi biliyosun ama!
-hasta mısın kardeşim?
-yaw kusura bakmayın adresinizi kaybetmişiz. arkadaşlar yerinizi tespit edicek de. sizi telefonda tutmaya çalışıyorum...
ma rainey's black bottom
-
denzel washington'un yapımcılığında august wilson'un aynı adlı 1984 tarihli oyunundan uyarlanan netflix filmi.
filmi dün gece izledim ve oldukça etkilendiğimi söylemeliyim. bir kere viola davis ve chadwick boseman kesinlikle oskarlık performanslar sergilemişler. özellikle de rahmetli boseman'ın performansı beni çok ama çok etkiledi.
not: amerika'nın kuruluşunda ve genlerinde yer alan ırkçılık bu filmin hikayesinin merkezinde yer alıyor aynen kendisi de siyahi olan wilson'un bütün eserlerinde olduğu gibi. film bunun da ekmeğini oldukça yer, yemesi de lazım...
not 2: müzikler çok iyi...
20 ekim 2016 manchester united fenerbahçe maçı
-
zico zamanında türk ligi yavaş. avrupada takımlar çok hızlı oynuyor. onları yenmenin tek yolu oyunu yavaşlatmak.
biz yavaş oyunda ne yapacağımızı biliyoruz ama onlar bilmiyor demişti.
sonuçta adam fenerbahçeyi ucl'de çeyrek finale taşıdı.
harbi o adamı neden gönderdiniz.
johann wolfgang von goethe
-
"if god had wanted me otherwise, he would have created me otherwise." gibi bir söz söyleyebilecek deha ve cesarete sahip edebiyatçı.
tabi gerçekte bunun almancasını söylemiştir ama bulamadım orijinalini. şöyle bir şey olduğunu tahmin etmekteyim: "wenn gott wollte, dass ich anders wäre, hätte er mich anders gemacht."
son olarak türkçesini de şöyle çevirebiliriz herhalde: "eğer tanrı başka türlü olmamı isteseydi, beni başka türlü yaratırdı."