hesabın var mı? giriş yap

  • bir kaç yanlışı düzelteyim.
    pcr testi kandan değil burun boğaz sürüntüsünden yapılır.
    eşinize ct çekilmişse pcr testinden daha güvenilir sonuç verir. ct temiz çıktıysa içiniz rahat olsun covid 19 değilsiniz.

  • shounen aslında sadece erkeklere hitap eden bir tür değildir. zaman içerisinde gelişen japonya'nın milliyetçi politiklarının bir sonucudur. öyle anime/manga otakusuyum shounen de erkeklere hitap eden çeşididir demekle olmuyor. dikkat ederseniz bu tarz eserlerde karakterler hep lise öğrencileri veya daha genç çocuklardır. ergen karakterler kendi yaşlarından beklenmeyecek düzeyde olgun ve yaratıcıdırlar. her zorluğun altından bir şekilde kalkmasını bilirler. spor üzerine bir anime ise en iyi sporcu olmaya çalışan bir başrol izlersiniz. amaç pokemon yetiştirmek bile olsa bunun en iyisi olmak üzerine kuruludur. ilkokul seviyesinde rekabet yüzünden gelişimleri etkilenmesin diye çocuklara sınav bile yapmayan adamların lise seviyesinde her aracı maksimum seviyede rekabete çevirmesi üzerine uzunca konuşulacak bir konu.

    seinen'i ele alırsanız daha farklı bir yapı görürsünüz. daha felsefik veya daha şiddet dolu karmaşık kurgulara sahiptir. çünkü hitap ettiği kitle 18 ve üzeridir. shounen genel bir tür gibi algılanmasına ve dünyada bir çok 18 yaş üzeri takipçisi olmasına rağmen asıl amaç gençleri bu yönde motive etmek, hayal gücü ile ufuklarını genişletmektir. doraemon gibi başından sonuna mesaj veren fakat izlemesi inanılmaz eğlenceli seri gibi bu türün de belli bir çıkış amacı vardır. asıl amaç yukarıda yazdığım gibi kendi gençlerini gazlarken kültürü dünyanın her yanına ulaştırmaktır. bunu da çok güzel yapmaktadır.

  • osmanlı imparatorluğu'nda en tepedeki yönetici pekala padişah idi. padişah olmak için osmanoğulları hanedanına mensup olmak ve erkek olmak gerekir idi.

    kösem sultan, oğlu murad ( 4. murad ) tahta çıktığında henüz çok küçük yaşta olduğundan ötürü saltanat naibi sıfatıyla devleti yöneten kişi olmuştur bir süre.

    daha sonra vezir-i azâm gelmektedir. diğer paşalar gibi enderun'da yetiştirilen kimseler önceleri liyakat usûlü ile sonraları torpil ile bu makama erişebilmişlerdir. pek tabii saraya damat olmak da bu makama erişmekte olanak sağlamaktadır.
    osmanlı imparatorluğu, devşirme usulüyle enderun mektebine çocukları getirmiştir. acem, kürt, rus, yahudî ve çingene çocuklarının enderuna alınması; devlet adamı yapılması yasaktır!

    şeyhülislam, kazasker, kadı gibi ilmiye sınıfına mensup kimseler orhan gazi döneminden itibaren eğitim vermeye başlanan medreselerden yetişmiş kimselerdir.
    şeyhülislamı padişah atamakta, gerisi silsile halinde devam etmektedir bu atamaların. maalesef burada dahi rüşvet ve iltimas alıp başını gitmiştir.

    haremağası olmak için hadım edilmiş olmak lazımdır. daha sonra iş, sultanların gözüne girmekten geçmektedir.
    lâkin valide sultan dahi olsa kendi başına bir atama gerçekleştirememekte, padişaha muhakkak danışmaktadır.

    subaşı atamalarına osmanlı imparatorluğu çok fazla özen göstermiştir. subaşı olacak kişinin kaleminin ve kılıcının sağlam olması, örfe bağlı, ilim irfan sahibi kimseler olması gerektiği belirtilmiştir.

    bostancıbaşı olmak için de cesur ve güçlü kuvvetli olmak şartları aranmaktadır. ayrıca köse olmamalıdır.

    müneccimbaşı, ilmiye sınıfı tarafından seçilirdi. bu kişinin ilm-i nücûma en iyi hâkim olan kişi olmasına dikkat edilirdi. osmanlı imparatorluğu tarihinde toplam 37 kişi müneccimbaşı olarak görev yapmıştır.

    mahalle imamları o mahalle ahâlisinin ekseriyetinin istediği kişilerden seçilmektedir. yalnızca büyük camilerde atama usûlü gerçekleştirilmiştir.

    bakkalbaşı, kasapbaşı gibi esnaf yöneticileri de esnafların kendi aralarındaki seçimlere bırakılmış idi.

    türk tarihinin ilk seçimi 1830'da bolu'nun bir köyünde yapılan muhtarlık seçimleri ile gerçekleşmiştir. bu tarihten önce atama usûlü var idi ve seçimler giderek yaygınlaşmıştır sonrasında.

    türk tarihinde halk oylarıyla belirlenen ilk meclis de 1877 mart-haziran osmanlı meclis-i mebusanı nâm-ı diğer 1. meclis-i mebusan olmuştur. seçime girebilmek için 25 yaş üstü olmak ve ev bark sahibi olmak şartları aranmıştır.

    dipçe-i iman: tabii hepsinden önce kişi müslüman olmalıdır.

  • galatasaraylıyım.
    parçalı bizim canımız.
    beşiktaş'ı ya da başka bir rakibimizi elbette sevmem.
    ancak kazanılan büyük başarıları da delikanlı gibi takdir etmesini bilirim.
    uzun lafın kısası her takımın içinde bulunabilen istisnaları ayıklarsak büyük galatasaray camiasının bir üyesi olarak tebrikler beşiktaş. yolunuz açık olsun.

    not: tineri bırakıp uçak benzini içmeye başladınız. yeter olm. bu nasıl beşiktaş... tekrar tebrikler dostlar.

  • babam, sabah işe gitmeden önce yapıyordu mercimek çorbasını. o gittikten sonra ben yavaştan hazırlanıyordum okula gitmek için. mavi önlüklü zamanlar...

    tencereden bir kaseye doldurup içine ekmek doğruyordum biraz. sonra elimde tepsiyle annemin yanına gidiyordum. yatağında hasta hâlde yatıyordu. " hadi anne bunu yiyorsun bak! hepsini... " diyordum ve kendime de koyuyordum biraz. sabahları çorba içmeyi o vakitlerden beri severim.

    hep besmele çekerek başlardı babam her işine, hâlâ öyle. " sen şifâ kat içine allah'ım " derdi gözleri dolardı annemin hâline. ben de öyle izlerdim ayağının dibinde ki çok iyi yemek yapıyorum artık ben de.

    öğrendim ki şifâ bazen gerçekten bir kaşık mercimek çorbasında dahi saklı olabilirdi.

    annem iyileşmişti artık. inanılmaz cömert bir kadındır. kapıya gelen dilencilere çorba, yemek vs. verirdi; yanında ekmek ve ayran. neredeyse her zaman yapardı bunu. ben de izlerdim.

    gönüllü refakatçilik diye bir şey vardır duydunuz mu?
    üç beş kez yapmışlığım vardır kimsesi olmayan amcaların yanında. hastaneler sürekli mercimek çorbası veriyor sanırım. " bunu içiyorsun, sonra ameliyat bile olmadan fırlayıp gidiyorsun burdan genco " derdim refakatçisi olduğum hastalara.
    " inşallah " derlerdi hafif bir tebessümle...

    ekim ayı yaklaştı artık ve soğudu istanbul.
    sabahları çorbacıya gidin ara sıra. sokakta yanından öylece geçtiğiniz evsizlere çorba ısmarlayın.
    güzel bir mercimek çorbası, pilav, salata, tavuk falan yapıp yoksul olduğunu bildiğiniz komşularınızı çağırın evinize yemeğe. yoksul değilse bile çağırın. verdikçe artar insanın malı mülkü.
    ayrıca belki de kalbimizin şifası, birinin bizim sayemizde boğazından geçecek bir kaşık mercimek çorbasında gizlidir.
    bunu düşünün.
    " hiç kimseyle işim olmaz " diyorsanız kendinize yapın. sıkın limonu için iki kase.

    rabb'im açlıkla sınamasın kimseyi.