hesabın var mı? giriş yap

  • hâlâ ayetmiş de okulun girişine yazılmasında sakınca yokmuş diyen var, arkadaşlar iran'a şeriat bir günde gelmedi unutmayın bunu, illa asacaksan türkçesini as, mealini as ne bileyim tefsirini as. bunu gören kaç türk vatandaşı okuyabilecek allahaşkına? bunun gibi ılık g.tlülerin her şeyi normalleştirmesi yüzünden yakında kendi kadınlarımız anca burka ile gezebilecek. o gün gelince anlarsınız.

    tanım: 2022 yılında türkiye cumhuriyeti'nde artık sıradanlaşan aktivitelerden biri.

    edit: tanım.

  • yanlış önermedir ampulü ne thomas alva edison ne de joseph wilson swan bulmamıştır. ilk başarılı denemeyi humphry davy yapmıştır.

    ampulün icadı neredeyse bir asır süren bir süreçtir ve edison ile başlamamıştır. mucitler, edison henüz doğmadan önce bile elektrik ışığını mükemmelleştirmeye çalışmışlardır.

    ilk yarı başarılı girişim, ingiliz kimyager humphry davy'nin iki kömür çubuğu arasında bir ışık yayı oluşturmak için ilkel bir pil kullandığı 1807'de yapıldı. davy'nin ışığı evde kullanılamayacak kadar parlaktır ancak sokak lambaları için ilk elektrikli seçenek olmuştur.

    düzinelerce ampul tasarımı warren de la rue (platin filamanı çok pahalıdır), william staite (pilleri çok pahalıdır) ve joseph wilson swan (ışığı çok verimsizdir) gibi mucitler tarafından yapılmıştır.

    daha sonra edison rakiplerinin bazı patentlerini satın almış ve hatalarından ders çıkarmıştır. ancak 1879'da icat ettiği ampul sadece çok kısa süreler için çalışmıştır.

    peki neden tüm övgüyü edison alıyor?

    1880'de edison, ampulünün filamanı için en doğru malzemeyi keşfetmiştir. bu malzeme o güne kadar kadar test edilen diğer tüm malzemelerden daha uzun süre yanan karbonize bambu lifidir.

    ampul bu filamanla bile mükemmel değildir ancak edison'un sahip olduğu repütasyon ve finansal destek ampulu çalışan bir elektrik sisteminin parçası olarak görebilmesini sağlamıştır.

    1882 yılında ilk kalıcı ticari merkezi güç sistemi aşağı manhattan'da faaliyete geçmiştir. elektrik ile aydınlatılmış oteller, tiyatrolar ve mağazalarla beraber edison'un da dünyanın en büyük mucidi olarak anılmasını sağlayan repütasyonu da artmıştır.

    kaynak: britannica

  • sınava girenin kazandığı denilen bölüme, 15bin doktorun aylarca çalışarak girdiği bir sınavda taş çatlasa 1500. girebiliyor.

    tus öyle devlet kadrolarına, kpsslere benzemiyor canlar, tüm uzmanlık dalları toplamında 400-500 kadro olursa öpüp başımıza koyuyor ve türkiyenin en inek popülasyonuyla birlikte sınava giriyoruz.

    tus'a yönelik özel olarak en az 1 ay sıkı çalışmadan, okul birincisi olsa barajı geçemez hiçbir tıbbiyeli. çünkü hekimlik sorulmuyor, ayrıntı bilgi soruluyor. istediğin bölümü kazanabilmen için de hayatının en az 6-7 ayını tamamen vermen ve 10-15 bin tl arası da dersaneye bayılman gerekiyor.

    tus puanına göre iyi doktor kötü doktor ayrımı yapmamamız gerektiğini öğrendiysek; konu doktorluk değil bilim adamlığı ile ilgili hale geliyor. okumayı en çok sevenler ve başarabilenler, ilgileri olan ve çok başarılı olabilecekleri alanı değil, rahat ve parası iyi branşı seçmek zorunda kalıyor. çünkü saçma politikalar neticesinde temel bilimler para kazanmıyor, cerrahi bilimler davalarla ve hayati tehlikelerle boğuşuyor, dahili branşlar ise hasta ve iş yoğunluğundan başını kaldıramıyor.

    doktor bulamayacaksınız derken ne dediğimizi sanıyordunuz kuzum? kritik alanlarda, kritik anlarda doktor bulamayacaksınız. çünkü kimse elini taşın altına koymacak kendinden vazgeçip.

    dövdüğünüz doktorlar, öldürdüğünüz sağlık çalışanları, saygınlığını yok ettiğiniz bu meslek, gözünüzü boyadıkları bu sağlık sistemi en çok halka zarar verecek, en başından bağırdığımız gibi.

    fakat siz hiç dinlemediniz.
    kendi düşen ağlamaz umarım.

  • 70 lerde ne karnesi lan.

    o karne mevzusu 1940 ların ikinci dünya savaşı atmosferinde ülkeye ithalat engellenir de burada ne yer ne içeriz ne zaman biteceği de belli değil diye yapılan bir şeydi.

    bir de aklı sira gezi mezi esprisi yapmış.

    neyse gülün geçin.

  • kendisine, "sürekli hastalanıyorsunuz yaşlısınız, rtük baskısından da şikayetçisiniz, neden hala program yapıyorsunuz madem?" diye sormuşlar, "ben çalışınca 100 aile ekmek yiyor, o yüzden" demiş. sonra birileri allah'tan kitaptan bahsediyor ahlak dersi veriyor ya deliriyorum.

  • bize ayiligin ne demek oldugunu hatirlatan ayi, ulan son zaman da kedi sever gibi ayi seviliyor, ay ne sevimli ne sempatik falan diye.
    gercek ayilik budur iste.