ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
galatasaray'ı sevimli yapan detaylar
-
kurabiye kalıbına girmesi.
kadir şeker'in kurtardığı kadının verdiği ifade
-
“19 tane suç kaydının olması bir insanı kötü yapmaz” demiş ablamız. kafaya bak. belki de doğal seçilime izin vermen gerekiyordu kadir.
dns değiştirip twitter'da rte'yi savunmak
-
süper olay.
ekran görüntüsüne gerek yok, twitter'da #receptayyiperdoğan yazıp aratırsanız nadide örneklerine tanıklık edebilirsiniz.
kızını açık saçık giydiren başörtülü anne
-
inancına göre muhtemelen kızına uyarısında bulunmuş fakat kızı kararlarını verebilecek yaştaysa daha fazla üzerine gitmemiş özgür bırakmış annedir. olması gerektiği gibi davranan başörtülü annedir.
amanda cerny ile tweetleşen yozgatlı dayı
-
- türkçen yog mu
kısmıyla yarmıştır.
senin de yok be dayı.
edit: başlık başıma kalmış.
oumuamua
-
kayıt altına alınmış, güneş sistemini ziyaret eden ilk yıldızlararası cisim. 34 günlük gözlem süresince yapay veya doğal olduğu kanıtlanamamıştır. asteroid olarak sınıflandırılmış ama tam anlamıyla hem asteroid hem de kuyruklu yıldız özelliği göstermemektedir. dinleme yapılmış ve bir bilgi iletimi yapmadığı tespit edilmiştir. bana kalırsa doğaldır. yapay olsaydı daha uzun süre konaklaması ve yollandığı sistemi iyice araştırması gerekirdi. ya da sistemlere hangi gezegende yaşam ihtimali var diye hızlı bir bakış amaçlı yollanması da makul. o halde bunun peşinden ikinci bir tane gelmesi gerekir. ama işte bu bilgi iletimi öyle hemen olmuyor. eğer yapaysa uzaklıklar çok uzak olduğu için gönderen medeniyet çoktan yok olmuş olabilir bile. ayrıca onun ileteceği bilgi paketi sahibine ulaştığında biz çoktan dünyayı tüketmiş ve gezegeni terketmiş olabiliriz. biliyorum yörüngen gereği imkansız ama yine çık gel oumuamua.
ayhan akman'a yapılan efsane faul
-
rey mysterio jr bu hareketi gördükten sonra, ilk uçakla türkiye'ye gelip, hareketin telif hakkını almak için ilgili kişilerle temasa geçmiştir.
ercan saatçilik
-
(bkz: marlon brandacılık)
kuru ekmek yiyen aç değildir
-
evet bu da oldu hem de mecliste..
chp'li engin altay'ın “ millet aç, millet perişan. midesine sadece kuru ekmek giriyor.” sözleri üzerine a.k. partisi denizli milletvekili şahin tin “ o zaman aç değil demek” diye cevap verdi ve bu rezalet tutanaklara geçti. sinir sistemi sağlam olanların izlemesini öneririm sadece..
gün geçmiyor ki midenizi bulandıracak, insanlığından utandıracak bir şey yaşanmasın..
yaklaşık 15 sene önceye kadar; sektirmeden oruç tutan, her gece yatmadan şükreden dua eden, ara sıra da olsa namaza giden insandım. ama yıllar içinde öyle bir hale geldim ki bunca yapılan şeylere rağmen kimsenin belasını bulmadığı gördükçe resmen itikadım sarsıldı, geçtim oruç vs tutmayı artık dilek bile dilemiyorum. bildiğin koca bir nesil bunlar yüzünden dinden imandan soğudu, allah'la bile arasına mesafe girdi..
hala daha; allah sizi kahretsin demekten başka da elden gelen bir şey yok ne yazık ki..
sosyopat
-
sosyopat; antisosyal kişilik bozukluklarına verilen isimdir. bir akıl hastalığı değil, kişilik bozukluğudur. toplum kurallarına uymayan, empatiden yoksun olan, ahlaki değerlere önem vermeyen, suça meyil gösteren ve benzeri özellikler taşıyan kişilere sosyopat denilmektedir.
90'larda internete girmek
-
1997'ye kadar evden internete girmek pahalı bir yatırımdı çünkü 822'li beleş telefon hatları üstünden hizmet veren servis sağlayıcılar henüz yoktu. haliyle üniversitelerin gateway dialup numaralarını aramanız gerekiyordu. eskişehir'de baum böyle bir hizmet vermediğinden de odtü'nün dialup'larını arıyorduk. yapabildiklerimiz tabi irc, telnet/tn3270, ping, finger, mud (bkz: bizim mud)'dan ibaretti. 2400 baud (yani saniyede sadece 300 byte aktarabilen) modemle daha fazlasını yapmak pek mümkün değildi malum. o dönemler evden bbs'lere bağlanmak daha çok seviliyordu o yüzden.
üniversiteden girmek ise daha sıradandı çünkü üniversitelerde hem güçlü makineler hem de hızlı internet olurdu. vm/cms, linux, windows nt gibi 90'ların ezoterik teknolojileriyle internet'e bağlanma tecrübesi yaşamak mümkündü. trickle gibi hizmetlerden ftp delegasyonu yapmak, irc öncesi bitnet'ten relay chat yapmak, usenet gruplarından download yapmak gibi imkanlar gırlaydı. hatta web'in ilk zamanları gopher daha çok tercih edilen bir protokoldü. web sayfasının gopher sürümü varsa download'lar için tercih edilirdi. (o dönemin tarayıcıları gopher://... şeklinde adresleri ve protokolü desteklerlerdi, artık pek kalmadı sanırım).
bugün john carmack'i twitter'dan takip ediyorum o zamanlar "bakalım yeni güncelleme ne demiş bize" görmek için .plan'ine finger atıyorduk.
sanırım 90'larda internet'e bağlanmanın en güzel yanı internet gibi varlığından hiç haberdar olmadığımız ve 90'larda doğanların aksine bir anda hayatımıza ortasından girmiş devasa teknolojik fenomenle tanışmaktı. her şey yeniydi, her şey ilginçti ve her şey hayranlık bırakacak kadar güzeldi. içinde varlığını kanıksamış doğmak gibi değil, zamanda yolculuk gibi. benzer bir hayranlığı 2000'ler kuşağına ne yaşatacak acaba?
öğrenci evi vs aile evi
-
öğrenci evinde bulaşık yemekten önce yıkanır, aile evinde yemekten sonra yıkanır.
bira içme hevesini kaçıran şeyler
-
(bkz: boş küme)
"eğer berbat bir şeyler olmuşsa unutmak için içersin; iyi bir şeyler olursa kutlamak için içersin; ve hiçbir şey olmamışsa bir şeyler olması için içersin."
charles bukowski
beyin ölümü gerçekleşen almancının yurda dönüşü
-
"evi"ne dönüşü değildir. ev yaşadığın, emek verdiğin, sorunlarıyla ilgilendiğin yerdir. işine gelince yatmadan yatmaya gittiğin yere otel denir.