hesabın var mı? giriş yap

  • "+nerdesin
    - foursquare'a bak
    +yemek yedin mi
    - instagrama bak
    +n'apıyosun
    - twitter'a bak
    +doğru düzgün soru soramıcaz mı sana
    - ask.fm'den sor"

    bunun yayımlandığı hede vine şeysi, ben facebook'ta gördüm, ekşi sözlük'te de paylaşıyorum. vay amk.

  • faydaları denmiş sayalım.

    - adama denge denen şeyi ezberlettirir. dengede durmayı bilirsin. hem fiziksel hem de zihinsel oalrak 'denge'nin ne kadar önemli olduğunu hücrelerine kadar yedirir adama. trafikte dengeli olursun. hem zihinsel olarak hem de fiziksel.

    - trafik sıkıntısı yaşatmaz. dur-kalk nedir (neredeyse) bilmezsin.

    - inanmazsınız, trafikte normal seyrederken diğer taşıtlar size saygı duyar. evet gerekten de saygı duyuyorlar. istisnasi taksiciler, doblolar, kamyonetler gibi sığırlar haricinde herkes size karşı saygılı gidiyor.

    - özgürlüktür. evet ne basit tanımı ile özgürlüktür motosiklet kullanmak. rüzgarı hissetmek. motorun gürültüsü. tork denen şeyi size iliklerinize kadar hissettirir. arabaların, bisikletlerin giremeyceeği yerlere girersiniz, yayaların geçemeyeceği yerlerden geçersiniz.

    - doğa ile baş başa olan tek teknolojik alettir. sizi gezdirir bu lanet olası şey. gezmek istersiniz, evde pineklemek zül gelir. orman, deniz, göl, çayır, çimen, vadi, ova demeden gezmek istersiniz. hani bir volkswagen bora reklamı hatırladınız mı; taa uzaklardaki annesini ziyarete gidiyordu adam, annesi şaşırıyordu, bu neden geldi şimdi, bayram değil seyran değil, kesin birşey oldu diye, halbu ki adam araba ile gezmeye yer arıyordu. hah işte motosiklet ile o hissi 1000 ile çarpın.

    - insana saygıyı öğretir. kibiri sıfırlar. yoldaki herşeyle, istisnasız herşey ile dost olursun. su birikintisi ile, arabalar ile, arka pencerede sizi izleyen çocuk ile, yan tarafta giden hatun ile, uzun yol kamyon şöförü ile, direksiyon başındaki apaçi ile, kirpi ile, kenadaki köpekler ile, kaplumbağa ile, kenardaki toz toprak çakıl ile...yol ile ilgili herşey ile dost olursunuz.

    - beyni çalıştırır, motor ilerlemeye başlayınca başka hiçbirşey düşünemezsiniz. sanırım burda vardı; insan genelde geleceği ya da geçmişi düşünür, akşam ki maçı, sabah kahvaltı ederken çıkacağı trafik stresini, sinema buluşmasını, marketten alacaklarını, az önce biten toplantıyı, yetiştirmesi gereken raporu...insan hep ya geçmişi ya da geleceği düşünerek yaşar. ama motosiklet üzerinde anı yaşarsınız, yolu düşünürsünüz, zevki düşünürsünüz, geçtiğiniz toprağı
    ve doğayı düşünürsünüz, ilerdeki virajı önünüzde yükselen güneşi düşünürüsünüz, yandaki araba ile herşeyi düşünürsünüz...motosiklet ile anı yaşarsınız.

    motosiklet anı yaşamaktır. hayattan zevk almaktır. en büyük faydası budur.

  • implantlar pahalı değildir. "kaliteli" implantların fiyatı bize göre yüksektir ancak onlar da pahalı değildir. biz çok fakiriz, türk lirası çok kıymetsiz.

    marmara üniversitesi diş hekimliği fakültesi güncel fiyat listesi: (özel klinikler için en az 2-3 ile çarpın.)

    astra (isveç) 3200 tl
    straumann (isviçre) 3200 tl
    neoss (isveç) 2700 tl
    aadva (almanya) 2500 tl
    megagen anyone (güney kore) 2200 tl
    bego (almanya) 1950 tl
    frontier (ispanya) 1950 tl
    ndi (almanya) 1900 tl
    intralock (abd) 1900 tl
    biogenesis (güney kore) 1650 tl
    trias (almanya) 1650 tl
    zinedent (yerli - brezilya patentli) 1000 tl
    megagen st (güney kore) 1000 tl
    bioinfinity (yerli) 750 tl
    implance (yerli) 650 tl

    edit: diş hekimi değilim, bildiğim kadarıyla farklarını yazayım:

    1) kullanılan titanyumun kalitesi fark edebilir. "kaliteli" implantlar boşuna "kaliteli" olarak isim yapmamışlardır. altın gibi düşünün 18 ayar taahhüt edip 16 ayar kullanan firmalar da mevcuttur.
    2) üretim kalitesi fark edebilir. iyi üretilmiş bir implant çeneye daha kolay kaynayacaktır. işin arkasındaki teknoloji, getirdikleri yenilikler, yapılan arge "kaliteli" olarak adlandırılan ithal markaların çoğunda çok daha fazladır.
    3) ithal implantta gümrük vergisi ve döviz kuru fiyatı artırabilir. bu da implant firmalarını ilgilendiren bir durum değildir.

    mesela iran'da da implant üretilir. biz bunu uygun fiyatlı olduğu için ülkeye getirmek istedik ve kalitesi yetersiz bulunduğu için onay alamadık. yerli implantı kalitesiz bulduğumuz noktada bizim de bir standardımız mevcut. tabii bizdeki standartlar da ithal implant firmalarının çoğu için oldukça yetersiz.

    straumann mesela, 6.000 kişilik bir firma (astra da kendilerine ait) modern implantlar için 1960'lardan bu yana çalışan bir firma. şimdi, bilmem kaç yıllık şirkete, "isviçreli bilimadamları"na mı güvenmek daha kolay yoksa yeni yeni gelişmeye başlayan türk implant endüstrisine mi? yerli implant konusunda ilerlenecek çok yolumuz var.

  • koskoca ülkeyi sikindirik bir adam yönetiyor. ne isterse yapıyor. biri gırtlağını sıksa hırtın hepsi rahatlayacak ama yok işte. nasıl bir akıl tutulması, nasıl bir öğrenilmiş çaresizlik lan bu?

    edit: tanıdık geldi mi? *

  • hep bir isyan, hep bir özlü sözle gönderme, hep bir 'adam'lık vurgusu içeren instagram paylaşımları ile kendini gösteren arayıp da bulamama hali.

    ara ara kaybolup yeni sevgilileriyle resim paylaşırlar. bir süre sonra o kişi de 'adam' olmadığından ilişki biter ve yine adamlığa gönderme başlar.

    bu adam gölge adam sanırsam.

  • baslik: benim son başkanm ahmed necdet sezer

    `entry:`

    göreve geldiği ilk gün personel sayısını azalttı. mutfak masraflarını kendi cebinden ödedi.
    limuzin makam aracını reddetti.
    hacettepe hastanesine sivil araçla gidip sıra alarak muayene oldu.
    köşkte mesai düzeni uygulattırdı. saat 17 de guvenlik görevlileri hariç herkesin isi bırakmasını istedi
    cumhurbaşkanına tahsis edilen gocek ve florya ya hic gitmedi.7 yıl boyunca tatile çıkmadı.
    kırmızı ışıkta durdu. özel ziyarette benzin parasını cebinden ödedi .

    simdikilere baktığımda neler kacirdigimi çok iyi anlıyorum .benim son cumhurbaşkanm ahmed necdet sezerdir.

  • gerçek çilekten yapay çilek yaptı adam. 2 gün uğraştı. ne yaptığını bilmesem nükleer santraller için yeni uranyum yakıt hücresi yapıyor sanırdım.

  • eğer piyade tüfeklerini de içeriyorsa ak-47'dir. her koşulda çalışabilen bu silahın en güzel yanı da şeriat geldiğinde dışarı çıkıp allahu akbar diye havaya ateş açtığınızda kafanızın kesilmesini engellemesidir.

  • huzurevinin kendisinin bakabildiğinden daha iyi bakacağına inanmıştır.
    sık sık ziyaret de ediyorsa (mesela haftada bir kez), sıkıntı yoktur.

    şahsen ben ilerde dışkımı tutamaz hale vs geldiğimde donumu oğlumun kızımın değiştirmesini istemem, bu iş için para alan yabancı birinden daha az utanırım ve yük oluyormuş gibi de hissetmem.