ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
oktar babuna
-
"biz adnan beyle 1987 yılında akıl hastanesinde tanıştık" dedi ve bence son noktayı koydu.
yaran diyaloglar
-
arkadaş: katılalım mı? (kim milyoner olmak ister)
ben: katılalım abi nolcak.
arkadaş: olum sosyal medya fobisi var bende.
ben: ?
arkadaş: ilk soruda elenip toplumdan tepki almak var.
başka bir arkadaşla;
arkadaş: telefon jokeri de önemli bence.
ben: orada sıkıntı var abi. kim çıksa ''ahmet'i arayalım kendisi ressam, ayşe'yi arayalım kendisi öğretmen'' falan diyo. var mı bizde öyle çevre?
arkadaş: .....
ben: yok... ahmet beyi arayalım. ne iş yapıyor? hiç. öyle, mahalleden.
başkasının aile ilişkilerinin insanı dumur etmesi
-
çok sevdiğim arkadaşımın evine kahvaltıya gittiğimde, kahvaltının susam sokağı tadında işlenmesi beni dumurdan dumura sürüklemiştir. arkadaşım henüz uyanan ev halkı için annesine:
- anne baba nerde
- baba uyuyo yavrum
-hmm peki ya abi ? abla?
- abi kalktı abla yüzünü yıkıyor yavrum
bu konuşmaların şokunu atlatamadan arkadaşımın işitme engelliler için kahvaltı yapışını izlemeye başladım, kendisi sofradaki herşey konuşuyor yemeden önce yüksek sesle isimlerini sayıyordu:
-hmmm ekmeğimizi alalııım, önce bir parça tereyağı ve biraz balllll.....hani benim zeytiniiiim, iişte burdaaa hoop bi parça zeytin......bugün hiç reçel yemedim, hmmm çilek reçeli, bayılırım...
bütün bunları arkadaşım komiklik yapıyor herhalde diyedüşünerek seyrettim ama sofrada kimse gülmüyordu, ve bu aile gerçekti.
erkeklerin evlenince haberdar oldukları nesneler
-
üniversite yıllarından bu yana sevgili olan iki arkadaşım geçenlerde evlendi. zaten beş senedir felan birlikte yaşıyorlardı. neyse altılı bira kaptım gittim evlerine.
ilk fark ettiğim değişiklik sifonu çekince klozete mavi bi su dökülmesi oldu. o neydi lan öyle? sonra bi baktım lavaboda taşlar var. kokulu böyle. her yer pampak olmuş. sigara sararken temizlik gerginliğinden döktüm tütünü . sonra balkonda tüttürdük dalgaları. velhasıl en temel değişiklik sterilizasyonda oluyor sanırım.
çok mutlulardı. temiz ve mutlu. bense pis ve huysuz olarak evime döndüm. *
29 temmuz 2020 sosyal medya kanunu'nun kabulü
-
maalesef iran, kuzey kore, rusya ve çin ligine düşmüş durumdayız.
edit: zaten o ligdeydik benim hatam.
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
mutfakta beraber yemek yaparken televizyondaki yemek programı şeflerini taklit ederek söylediği cümle:
"şimdi de maydonozlarımızı tanınmayacak hale gelinceye kadar bir güzel kıyıyoruz."
onun bu sözüne epeyce gülmüştük o zaman.
ve ondan sonra da aradan geçen onca yıla rağmen, ne zaman maydonoz doğrayacak olsa, insanın aklına bu cümle gelmez mi?
tanınmayacak hale gelinceye kadar...
.
#ahlaksızkılıçtaroğlu
dünyadaki en yorucu şey
-
(bkz: belirsizlik)
daha yorucusunu görmedim, duymadım, bilmiyorum.
fatih terim'in mourinho ile konuştuğu dil
-
eğer portekizce konuşmuşsa, hamit'i alacağım derken selçuk'u satmış olabilir.
çalışılan pozisyonlar ve maaşları
-
sektör: eğitim
pozisyon:öğretmen
maaş: 0 (sıfır)
gss borcu: 1.980 tl
öğrenim kredisi borcu: 9.700 tl
sigorta: yok
yemek: yok
yol : yok (gidecek iş yok)
selam qızlar. fakir fantezisi olanlar eqlesin.
debe edit: turritopsis nutricula ölümsüzdür.
köprüde linç edilen askerlerin yeni görüntüleri
-
hayatında ast-üst ilişkisi nedir bilmeyen adam işte "dönüp kendi komutanına sıkabilirlerdi," diye saçmalamış.
ulan, sen liseyi okuyup okumadığı belli olmayan, daha tuvaletin neresine sıçacağını bilmeyen, babasının "höğt lan!" demesiyle put gibi hazır ola geçen adamdan böyle bir mantık yürütmesini mi bekliyorsun?
üstüne üstlük bir de utanmadan, arlanmadan bu çocukların vahşice katledilmesine ne diyor? "oradaki insanların öfkesi belki de kardeşinin, annesinin, babasının ölmesindendir."
affedersin kardeş, ama ne yapmış olursa olsun; ister memleketi milyarlarca dolar dolandırmış olsun, ister annemi öldürmüş olsun, bir insana böyle davranmam. benim vicdanım var, ben bir insanım. ipini koparmış kuduz köpek değilim.