hesabın var mı? giriş yap

  • eski çalıştığım yerin genel merkezine eğitime gitmiştik. yanımdaki arkadaş tanıdık birini gördü, "dur x'e selam vereyim" dedi. onlar konuşurken ben uzakta kaldım. x'e baktım, boylu poslu, son derece hoş bir adam. ama bunlardan çok bakışları etkiledi beni. hayır bana hiç bakmadı orada, sadece başka biriyle havadan sudan iş konuşurken bile gözlerinden ne kadar iyi kalpli ve merhametli biri olduğu hissediliyordu sanki. "böyle biri bana asla bakmaz" diye düşündüm. o dönem özgüvenim sıfırın da altındaydı. eğitim bitti, geldiğimiz yere döndük, sonraki iki yılda hiç görmedim onu. aynı şirkette birbirimizi hiç tanımadan çalıştık. ben arada bok gibi bir ilişki yaşayıp ayrıldım ama o ilişkinin özgüvenime az da olsa faydası oldu. 2 yıl sonra bizim departman onun olduğu yere taşındı ve biz de nihayet tanışma şansı bulduk. şimdi ise evliyiz, hehe. ilk izlenimim doğruymuş, gerçekten dünyanın en iyi kalpli insanıyla evliyim ve çok mutluyum.

    edit: efenim o çok sevdiğim bakışları klonladım, aynından minik bir tane daha yaptım*.

    büdüt: son derece iyi kalpli iki keçim var efendim. beyim çok iyi ama keçilerle yarışır bir inadı var. neyse ki ben inatçı değilim ama çocuğu klonlarken inadını da klonlamışım. şimdi bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi şarkısının canlı bir izleyicisi olarak hayatımı sürdürmekteyim. biriyle 13 öbürüyle 6 senedir birlikteyiz, halen çok sevmekteyim.

  • 39 derece ateşle yatan 6 yaşındaki yeğenim dedesiyle konuşmaktadır:

    dede:
    -gel kızım sana bir okuyayım da, allah şifa versin benim güzel kızımaa.

    dede içinden duasını okur bitirir. torun sorar:
    -okudun mu dede?
    -okudum kızım.
    -ne yazıyormuş?

  • çankırı'da valiliğin yayımladığı bildiri ile il sınırların içindeki halka açık yerlerde içki tüketimini yasaklandı. şimdi hemen dellenmeyin bir bakalım gerekçe neymiş. valilik diyor ki havalar ısınınca insanlar pikniğe gidiyor, orada alkol alıp dönüş yolunda trafik kazası yapıyor, bu yüzden geçen sene 2 kişi ölmüş. http://www.milliyet.com.tr/…akika&articleid=1094614

    şimdi yasağın tutarsızlığına gelirsek; diyelim ki bir minibüse arkadaşlarla 20 kişi doluşup pikniğe gittiniz. valilik genelgesine göre 20 kişinin de içki içmesi yasak. niye? çünkü kaza olur. sadece şoför içmese, ya da yasal sınırlar dahilinde içse? olmaz, içki herkese yasak. (bkz: maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek). "e kontrole gelince kim şoför ne bileceğiz, ya içiyorsa?". arkadaşım piknik yolu güzergahları bellidir, koyarsın bir ekip otosu üfletirsin şoföre, yasal sınırın üzerinde alkollü ise zaten kodaman bir ceza yazma hakkın var.

    ceza dedim de aklıma geldi; bu ülkede alkollü araç kullanmak zaten yasak değil mi? yasak. hem de kol gibi para cezası var, ehliyetin alınması da cabası. e o zaman sen bu yasağı yürürlüğe koyma acizliğini neden ikinci bir yasakla kapatmaya çalışıyorsun? o zaman ben derim ki madem alkollü araç kullanmak yasak ama kontrol edemeyip içki içmeyi yasaklıyorsun o zaman halka açık yerde içmeyi kontrol edemezsen yarın içki üretimini de yasaklarsın. hadi onu da kontrol edemedin, kesmedi içki ithalatını da yasaklarsın. nereye varacak bu? bir tane yasağın var onu adam gibi uygula olsun bitsin.

    üçüncü nokta; piknik dönüşü alkolden kaza olmuş. e peki ben içkiyi seven ama sorumsuz bir şoförüm, pikniğe giderken değil evden yola çıkmadan içtim, n'olacak? yarın "pikniğe giderken kaza oldu, artık evde içmek de yasak" mı diyeceksin?

    böyle neresinden tutsan saçmalık akan bir karar umarım uzun süreli olmaz.

  • yılmaz abicim, sen gençliğinde de çok yakışıklı değildin. bir demet tiyatroda sevgilin asuman yani deniz özermandı, manken değildi yani. vizontelede sevgilin yoktu, tuubada sakat bir kız aşık oluyor gibi oldu ama bir şey yaşanmadı. organize işlerde ebru akelle sevgiliydin ama kadın seni terk ediyordu. yani rollerinde hep bir yanı kırık kadınlarla sevgili olan yakışıklı olmayan bir adamı oynuyordun.

    ne zaman 50yi geçtin bir hareketlenme geldi. önce sazan sarmalında ezgi molanın biricik aşkı oldun, şimdi de bu dizide neredeyse kızın yaşındaki hazal ergüçlü ve milyoner selma ergeç sana ilk görüşte aşık oldular. tamam senaryoyu sen yazıyorsun falan ama biraz abartılı olmuyor mu?

  • başlık: am çok çirkin bir şey lan

    1. bugün yakından baktım da hakkaten çok çirkin bir organ

    2. iyi ki doğdun piç..

  • bu flört denen evre çok modern gözükse de “nerede o eski aşklar” sözü tamamen bu flört zırvalığı yüzünden denen bir şeydir aslında. flört “birbirimizi tanıyoruz” adı altında tamamen bir modern zaman kaçamağı bakın. tamamen bir yedekleme manevrası. iki tarafa da zerre sorumluluk yüklemeyen bir korkaklık. “hesap soramam sevgilim değil ki, hesap mı vereceğim hemen gelin güvey oldum sanar” diye düşündürten bir dengesizlik fırsatı. ortada flört varsa aşk yoktur. flört isteyende aşk yoktur. flört olayını taze ve tatlı bir başlangıç evresi diye yutturdular bize. birini “gerçekten” isteyen biri flört edemez. o kişinin hayatına girer ve o kişiyi hayatına alır. kafası karışık değildir. isteği maximum seviyededir. prosedür yoktur. flörtmüş. sonra “ah nerede o eski aşklar sudenaz :(“

    sudenaz kızım sen aptal mısın? konuşsana. cevabını ver bunlara sesin çıksın biraz. ismin çok iğrenç ama bu da senin suçun değil.

    eskiden insanların birbirini beğenince, birbirlerine yönelince, direkt birbirlerine karşı sorumlu olduklarını bilir ona göre davranırmış. denek fare gibi karşındaki tanıma amaçlı flört etmek, tamamen bir kaçamak, tamamen bir korkaklık. sorumluluktan kaçma. ya üzülürsem özgüvensizliği, sonra nasıl ayrılacağım sıkıntısı. öbür konuştuğum flörtüm daha güzel sanki ya yedeklemesi. dur biraz daha bakayım doyumsuzluğu. ne istediğini bilememe. yani sevmeme. sevmeyi istememe. “ben bir bakayım bu istediğim gibi biriyse o zaman severim bunu ben” diye bir şey yok. seversen sevmişsindir, istediysen istemişsindir. tutar elinden yürürsün. hey gidi bre. (güldüm)

    beni flört edenlere sesleniyorum:

    denek sensin fare de sana .....

  • senin kontrolsüz tohumun binlerce liralık televizyonumu kıracak, sen de 'eheh çocuk işte yapmış n'olacak canııım..' diyerek sıyrılacaksın öyle mi?

    yemezler canım. çocuguna nasıl davranılması gerektiğini öğretmeyi becerememişsen o parayı seve seve ödeyeceksin.

    edit: ne işsiz heriflersiniz lan hasta mısınız oğlum siz? tabak, çanak, vazo gibi değersiz bir şey kırmıyor velet. bakın bakalım kaç bin lira led televizyonlar. kimse kusura bakmasın benim elalemin keyfine çöpe atacak o kadar param yok. sizin başınıza gelse o aileye dava açarsınız samimiyetsiz davarlar sizi.

  • ortalama türk halkının, suç işlediğine dair somut delil olmayan birisine müebbet verildiğini görünce sevinmesi ülkenin seviyesini ve hukuka verilen değeri gösteriyor. ülkecek biz buyuz, kimse suçu ve suçluyu dışarıda aramasın.