hesabın var mı? giriş yap

  • o işçi patronun evinin önüne kadar gelip eylem yapıyorsa başka bir çaresi kalmadığı içindir. çaresiz insan her şeyi yapar. hor görmeyin patrondan büyük allah var…

  • yaz-kış üşüyenlerin her daim çoğunlukta olduğunu görüyoruz. dışarısı 40 derece, klimayı 18 dereceye aldığımız anda yaygara kopmaya başlıyor. bu savaşların galibi her zaman "üşüyen" tayfadır malesef

  • bu iki adam en son görüştüğünde akp iktidar, erdoğan başbakan olmuştu. bu sefer erdoğan peygamberliğini ilan edecek diye çok korkuyorum.

  • ilk kez rus psikolog bluma zeigarnik tarafından "yarım kalmış, kesintiye uğramış işler tamamlanmışlardan daha kolay ve net hatırlanır" denilerek dillendirilen, bitmemiş ilişkilerimizi neden sürekli hatırladığımızı, yarım kalan aşklarımızı neden unutamadığımızı, üçüncü gününde eve geri dönmek zorunda kaldığımız tatillerin neden daha çekici gözüktüğünü nedenselleştirir etki.

  • anne bir hışımla odaya girer;

    evde böcek olduğunu ve tepsileri odada bırakmamamı ister.
    o sırada bilgisayarda pause da bekleyen bergman filmindeki adama bakıp nuri amcan mı bu çok yaşlanmış der ve odadan çıkar.

    not : film - 1907 tarihinde geçmektedir adamın üzerinde frak vardır ve yanında da kırmızı kadife elbiseli bir kadınla görülmektedir. esas işin garibi nuri amca tesisat işi yapmaktadır. ve sanırım hayatı boyunca frak giymeyecektir.

  • dün gerçekleştirdiğim harikulade eylem. marketten alacağımı aldım, kasaya geldim. kasiyer "x liri ifindim" dedi, anlamamış gibi tekrar sordum. yine "x liri ifindim" dedi. göğsüm dik bir şekilde, tok bi sesle "bunun bedeli 15 temmuz'da ödendi" diyerek poşetleri aldım çıktım. arkamdan "ama nasıl olur" diye seslendi. ben de "ne feto'cu musun yoksa? " diye bağırdıktan sonra öfkeli bir kalabalık kendisine doğru koşmaya başlamıştı bile. ben de aynı mağrur ifade ile osmanlı tuğralı doblo'ma binip yoluma koyuldum.

    bu millete bir daha darbe yapamayacaksınız alçaklar!

  • su an dunyada kuzey kore lideri kim jong-un mustafa kemal ataturk'ten daha cok taninmaktadir. ama bu durum bu adamla ataturk'un kiyaslanabilecek çapta oldugunu gostermez.

  • uzun hali minibüste herkes indikten sonra tek kalan yolcunun huzursuzluğu olacak olan başlıktır.

    küçüklüğümde anneannem sürekli uyarırdı dershaneye giderken falan tek kalma in herkes inince diye.oradan aklımda kalmış olacak ki lise yıllarında saat akşam 7 civarında üsküdardan kadıköye dönerken bir dolmuşçunun manyak manyak sürekli dikiz aynasından kesmesi sonucu resmen yolun ortasında inip son inenle, deli gibi yürümüştüm.

    bir kere de sabah çok erken saatlerde ilk minibüse binecektim kadıköyden iğrenç herif(minibüs şöförü) nereye gidiyorsun güzelim diyip iğrenç bir sırıtışla süzünce yine binmeyip yürümüştüm.

    yalnız olduğumu zannetmiyorum.minibüste hep en sona kalınca huzursuz olurum.

  • kendini dışardan izlemek. ozellikle öz yıkıcı davranışlarda kendini yakalayıp dısardan izlemeye gecmek, sanki baska birini izler gibi kendini izlemek. sonrasinda hissettiklerini dusunmek, kendinden kaçmamak, inkar etmemek. daha once korkup kactigin olaylardan ya da davranislardan kacmamak ve bu olaylar gerceklesirken kendine odaklanip hislerini derinlemesine yasamak, olmasina izin vermek ve o anı tum benliginle yasmak. tabi ki kendini yargilamamak ve oldugun gibi kabullenmek.

    seylerin olmasına izin vermek...

    ınsan oldugu gibi kabullenildiginde değişirmiş.

  • (bkz: korku)

    evet, tek sebebi korkudur.
    ufak bir kıvılcımla o dergileri basabilecek, fransa'dakinin aynısını, hatta daha fazlasını yapabilecek binler var bu ülkede.
    (bkz: ehlisünnet tv'nin ateistleri korkutan videosu)
    sanmıyorum ki duyarsız ya da duygusuz olsunlar.
    sonuçta ölüp gidenler meslektaşları, beraber zamanında ortak dergi bile çıkardıkları insanlar.
    ama bu ülke öyle bir hal aldı ki artık, yitip gitsen, faili meçhul olsan bile ardından hakkını savunacak yok.
    bu ülkede artık ölüp gidenleri bile ardından yuhlatan insanlar var.
    bu ülke katillerin, hırsızların kollandığı bir yer.
    temkinli davranmakta haklılar.

    ekleme: dakika 1, gol 1. aha buyur.

    (bkz: vahdet yazarının penguen dergisini tehdit etmesi)