hesabın var mı? giriş yap

  • bu sabah işyerine gelen bir arkadaşım şöyle dedi:

    "lan oğlum bu nasıl soğuk lan! paranoyak etti beni! gelirken ikide bir paçalara baktım, acaba pantolon giymeyi mi unuttum bu bacaklar nasıl bu kadar üşüyo diye!"

  • 23. yaşını kutlayan efsane 2pac albümü. pac bu albüm ile batı yakasının bayrağını eline almış ve bayrağı taşıdığı noktaya bunca yıldır kimse ulaşamamıştır. herkes kendisinin rap tekniğinin çok iyi olmadığını, ondan daha iyi söz yazarlarının, daha iyi flow yapanların olduğunu söyler ve haksız değiller ama söz konusu 2pac olduğunda hep rocky marciano ve ali örneğini veririm. rocky hiç maç kaybetmemesine rağmen sadece bununla anılır. herkes için gelmiş geçmiş en iyi boksör muhammed ali'dir. bu durum 2pac için de geçerli. ali'yi en iyi yapan şeyle 2pac'ı en iyi yapan şey aynı. 2pac'ın karakterinde ki sıkıntılara rağmen (tacizden, hırsızlıktan içeri alınması, bir rapper'ı beyzbol sopası ile dövmesi, bir yönetmene yumruk atması vs)

    albüme dönünce o kadar çok şarkı var ki değerlendirmesi çok zaman alır ve okumasının sıkıcı olacağını düşünüyorum. kısaca favorilerimden bahsedecek olursam bir dönem kamyon arkası yazısı bile olan only can judge me. tarihin en iyi parti şarkıları arasına rahat girecek california love, can't c me. albüme ismini veren all eyez on me. wonda why they call u bitch, no more pain, ratha be ya nigga ilk aklıma gelenler.

  • benim bu günlerde karnım, belim, kasiklarim, ayaklarım ve sırtım ağrır. üstüne üstlük ilk iki gün bağırsaklarım bozulur, tuvaletten çıkamam. aşırı sinirli ve depresif olurum. bedenen halsizlik ve ruhen mutsuzluk çöker, hiçbir iş yapmak istemem.

    evet, sevgili işverenlerimiz bize izin vermeseler de biz zaten regl günlerimizde yarı performansla çalışıyoruz. üstüne acı çekiyoruz bir de.

    böyle bir izin güzel olabilirdi lakin türk kadınının mahremiyet kalıbına takilacagina eminim. ben mesela erkeklerle dolu bir şirkette, "tango regl izninde" diye bilinmesini istemem. kimi umursamayabilir ama umursayacak kadın sayısı daha fazla bence. bir de daha mutaassip çevrelerde bu izin olayı hiç uygulanmaz bile zaten.

    böyle olunca çekinenler izin alamaz, daha rahat davranabilenler alir; ya da mutaassip isyerlerinde hiç uygulanmaz; yani kadınlar arasında da eşitsizlik olur.

  • bir bıkmadınız avrupalının tuvalet temizliğini tartışmaktan. avrupalının bilimini sanatını tartışsana birader. rönesansı nasıl kaçırdım diye merak etmiyor ispanyol kıçını nasıl siliyor diye merak ediyor.

  • 2023 yılında gerçekleşen zam oranıdır, sözcü gazetesi erdoğan süzer haberidir,

    son bir yılda milletvekili emeklilerine yapılan zam yüzde 176'yı buldu.
    emekli vekillerin aylığı 51 bin 970 lira oldu.
    halen hem milletvekilliği yapan hem de emekli milletvekili olanların aylık geliri ise 125 bin 349 liraya çıktı.

    asgari ücretin altında maaş alan emeklilerin maaş düzeltme teklifi akp-mhp oyları ile reddedildi.

    link sözcü

  • istanbul'a yapılmış en büyük ihanetlerden biri olan bu proje durduruldu.
    kendini dinine ve muhallebiye vereceğini söyleyerek istifa (!) eden zamanın belediye başkanı bu proje için "benim ustalık eserim" demişti. her ne kadar kapısından içine girmeyeceğim bir işletmenin imalatı olsa da umarım muhallebilerini de aynı ustalıkla yapmıyordur.

    her gün ama her gün bu projeye denizden baktım, içimde tarifi zor bir kaygı ile martının çelik konstrüksiyonun geleceği günü bekledim, hacmini o zaman algılayacaktım ve kalan ömrüm boyunca bir kuşa kahredecektim.
    gerçi iskeleler için dökülen betonları gördükçe amaçlarının boğaza beton döküp üsküdar'a yürüyerek geçmek olduğunu bile düşündüm.
    projenin her noktası ayrı bir kabus. bu süreçte yolu oradan geçenler bilir, trafik berbat, yaya yolları yürünemez halde (daha geçen hafta kaldırıma araba park etmeye çalışan bir hayvan eziyordu bizi) meydanın sınırları anlaşılmıyor. kabataş kocaman ve düzensiz bir şantiye olmuş.

    şimdi kalkıp projeyi durdurduk diyorlar. kusura bakmayın bu zararın neresinden dönersek kar değil. burada kar falan yok. kocaman bir kamu zararı var. üstüne bir de denizi mahvettiler. dökülen betonlar ne olacak? betonla doldurulan deniz ne olacak? bugüne kadar ödenen milyon dolarlar ne olacak? resepsiyonda verilen ejderhanın sol organın suyu para değil bunların yanında. hakikaten değil.

    ülkede yapılan her iş keyfi, harcanan her para sanki babalarının parası. bir inat uğruna dünyanın en değerli kentlerinden biri olan istanbul'u yaşanmaz, gelinmez, gezilmez, karaktersiz yapılarla doldurulmuş bir ucubeye dönüştürdüler.
    bizim paramızla bize bir cehennem inşa ediyorlar ama ne söz hakkımız var ne de hesap sorabiliyoruz. işte buna kahroluyorum.