hesabın var mı? giriş yap

  • aşağıdaki diyalogda, telefon surata kapatılmadan az önce söylenmiş tümcedir:

    - iyi akşamlar hanımefendi, istanbul hyatt otelinin telefonunun alabilir miyim lütfen?
    - istanbul'da 194 adet hayat oteli var efendim, hangisi?
    - hayat değil hyatt, kodlayayım mı?
    - hayır gerek yok, semt söyleyin?
    - emin değilim, harbiye galiba...
    - harbiyede yok.... çatt!
    ...
    - iyi akşamlar hanımefendi, ben az önce istanbul hyatt'ın telefonunu sormuştum, kodlayayım otelin adını daha kolay olur..
    - istanbul'da hayat oteli mi? hangi semte hanfendi? (hırgh)
    - otelin adını kodlasam ben, öyle hayat değil çünkü...
    - nasıl hayat peki? çatt!
    ...
    - hanfendi, istanbul hyatt'ın telefonunu verir misiniz?
    - hanfendi nasıl bulcaz iki yüz tane otel var diyorum ya!
    - kodlayayım: hakkari'nin h'si, yozgat'ın y'si, ankara'nın a'sı;
    çaykovski nin t si.
    - çatt!

  • (bkz: #35871587) nolu entry'de de bahsedildiği üzere kanun çıkarttıran filmdir. şükran kuyucak esen'in "türk sinemasının kilometre taşları" kitabında filmden bahsettiği bölümde kaynak olarak; "erksan, metin, "türkiye'de entelijansiya yok", ve sinema, kitap 1, istanbul, hil yayınları, 1985, sf. 28"i göstererek alıntıladığı bir paragraf:
    --- spoiler ---
    "metin erksan, filmdeki sorunun kalıcı bir çözüme kavuşmasında filminin etkisi olduğunu savunmakta, bunu şöyle dile getirmektedir:
    "susuz yaz'ı çektik, film bitti. ne zaman? 1964 yılında. 1969 yılında hükümet kanun çıkardı, bu da es geçilmiştir. " türkiye'de kimin tapulu mülkünden kaynak çıkıyorsa, o kamunundur" dendi. ancak, devlet, arazi sahibine ilk kullanma hakkı tanıdı. peki benim susuz yaz'ın mülkiyet sisteminin içinde aşamalar gösteren, bu büyük kanunun çıkmasına hiç mi etkisi olmadı? burası üzerinde hiç durmadılar. o kanun belki çıkacaktı günün birinde, ancak o tarihlerde çıktıysa buna susuz yaz ve ben neden oldum"."
    --- spoiler ---

  • tam hali 24 mayıs 2021 izmir barosu tarafından süleyman soylu, mehmet ağar, sedat peker, tolga ağar ve erkan yıldırım hakkında suç duyurusunda bulunması olacak.

    kaynak

  • indirilen altyazı, filme uyuyor mu diye bakarken, sürekli diyalog olmayan sahnelere denk gelmek.

  • evrim biyolojik bir süreç ve olgu iken, seri cinayet ve tecavüz ise yer ve zamana göre tanım ve cezaları değişen sosyal/hukuksal bir olgudur. yani elma ile armut karşılaştırması bile değil bu, elmalı, havuçlu tarçınlı kek ile armut aromalı milkshake karşılaştırması.

  • bütün oryantalizmimizi yüzümüze vuran fotoğraflardır. azıcık da istanbul'u ve gece hayatını çekeymiş de dengeleseymişiz. fotoğraflar şekilli şukullu olsun derken(ki hepsi mükemmel gerçekten), ürdün'ün geri kalmış köyleri gibi çıkmış memleketimin her yanı.

    o sürücü belgesini niye çektin mübarek? memlekette eski ne varsa ifşa etmiş iyi mi.*

    yıllar sonra gelen edit: başlık başa kalmış. linki ben vereyim bari.

  • (bkz: veranda)

    çok kullanışlı bir şeydir.

    en büyük hayalimdir verandada elimde tüfeğimle uyuklarken bahçeye giren serseriye: "burası özel mülk, o lanet kıçını evimden uzak tut seni kahrolası" diyebilmek.

  • 10 dakika önce kapı çalındı. 70'li yaşlarda olan apartman yöneticisi amca.
    ''tabak ver bi tane, tatlı koyayım'' dedi.
    ''hayırdır amca, bir şey mi kutluyoruz?'' dedim.
    ''evlilik yıldönümüz bugün, 51 yıl oldu'' dedi.

    tabağı alıp aşağı indim amcayı yormamak için. apartmanın yarısı, amcaların kapının önünde, herkesin elinde bir tabak. eşi gülümseyerek tatlı dağıtıyor herkese.

    10 dakikadır tatlı yiyorum gülümseyerek.
    inşallah 51 yıl daha birlikte gülümsersiniz be kemal amca ve beyhan teyze.

  • 2500 tl alarak sadece "sorun tespiti" yapan adamın cevabı.

    sorun çözmüyor, arabanın herhangi bir yerini yenilemiyor, arabanın daha iyi olması için hiçbir şey yapmıyor. sadece "şu şu sorunlar var..." o kadar.

    ya kardeşim 2500 tl bu iş için nasıl istersin? utanman yok mu? utanmadığı için "ama diğer firmalar 6 bin istiyor" falan demiş. diğer firmalar 60 bin istesin. sana ne? bana ne? ben sana söylüyorum kardeşim, bu saçma sapan iş için nasıl olur da 2500 tl istersin?

    yaptığın iş sorun tespit etmek. sorun çözmek bile değil. çözsen eyvallah. 2500 tl verelim, de ki "abi hortumlarda kaçak var hemen yapıyorum" tamam. ne diye 2500 tl alıyorsun? arabadaki hangi sorunu çözüyorsun?

    edit: utanmadan doktor örneği vermiş. ulan doktor sendeki arızayı görünce iğne yapıyor, ağzına ilaç sokuyor, tedavi ediyor. sen ne yapıyorsun? sorunu çözüyor musun?

    - hacı hoş geldin seni muayene ettim gripsin.
    - eee? hangi ilacı verdin?
    - 2500 tl ver başka doktora göndereyim ilacını versin.
    - sebep? sana neden 2500 tl verelim?

    edit 2: expertiz firması patronlarından çok komik mesajlar alıyorum. biri dedi ki "bizim giderimiz çok dyno lift 500 bin tl"
    adam mekanizmanın parasını 1 ayda çıkarıyor. valla iyi iş.

    biri diyor ki "ustaya çok ödüyorum çünkü hemen kaçıp kendi dükkanlarını açıyorlar rekabet artıyor benim firmam çok ünlü franchasing çok pahalı..." falan filan.

    yahu arkadaş, bu ustalar size 1 ayda 1 milyon tl kazandırmak zorunda mı? bir dyno lift, bir yazıcı, bir boya kalınlığı ölçen şey, bir tamirat takım düzeneği zaten o da göstermelik, bir de sekreter o kadar. adam çeker krediyi açar dükkanı. ne mesele ettiniz yahu?

    saatliği 5 bin tl olan ve sorun çözmeyen bir işe bu para verilmez. ben saçmalığa değiniyorum. firmalarla bir derdim yok. expertizi de kötülemiyorum. bu fiyatlandırmanın saçma sapan bir hal aldığını anlatıyorum.