hesabın var mı? giriş yap

  • ilk atandığım zaman bana bir hikaye anlatmışlardı 7 sene erzurum’da görev yaptım .
    kimisi bunun fıkra olduğunu söylüyor ama 7 yıl sonunda bende bu hikayeyi yaşadıklarımın özeti olarak görüyorum.
    hikayemiz şu;

    mahallede iftardan sonra 2 genç parkta içki içtikleri iddasıyla üzerlerine iftira atıyorlar . gençler bunu inkar ediyor ama ocaklardan sağdan soldan toplanan elemanlar parkta içki içiliyor mevzunu duyan geliyor.ve linç girişimine dönüyor polis tomayla müdahale ediyor fakat kimin taraf kimin mağdur olduğu anlaşılamıyor , kafa göz dağılmış 3-5 kişi var ve herkes mağdur durumda herkes şikayetçi.

    hastane’de tedavi altına alınan kişilerle beraber 21-22 kişi olaya karışıyor . sonun savcı alkol testi yapın çıkan iki kişi mağdur diğerleri saldırgan taraf olabilir diyor.
    fakat hastanede kanında alkol tespit edilen 7 kişi çıkıyor.

    yane iftar saati parkta içki içtiği iddia edilen kişileri içki masasından kalkan 5 kişi daha dövmeye gidiyor.

    işin saha kötü senaryosu içki içmeyen iki genci içki içtiği gerekçesiyle 7 sarhoş dövmeye gidiyor ramazan da nasıl içki içersiniz diye.

    bu da böyle bir anım.

  • hem şahsen yardımda bulunup hem de kendi hesaplarımdan paylaştığım bu kampanyayı yürüten kişi tarafından "sedet ibnesi" ünvanına layık görülmüşüm. gerekçe olarak da ekşi sözlük'ün kampanyayı olan biten'de duyurmamış olması gösterilmiş. bunun niye öyle olmadığının izahati yüzyıllardır sözlükte mevcut (bkz: ekşi sözlük yardım kampanyaları/@ssg).

    hani kampanyayı kösteklemeye çalışmış olsam, sansürlemiş, kampanyayı yürütenleri görevden alıp, bir gecede sözlük kurallarını kampanyayı dışlayacak şekilde değiştirmiş olsam, yandaşlarıma "faili meçhulleri özledik" diye demeçler verdirsem, yazarlara kefen giydirip yürütsem anlayacağım da, bu haliyle haksızlık bence.

    imza: sedet

  • netflix'te şu ana kadar izlediğim en iyi şey. seinfeld, curb your enthusiasm ve dilbert gibi dizilerde yazarlık/yönetmenlik yapmasıyla nasıl bir kafa olduğu az çok anlaşılabilen larry charles abimiz, gerçekten orijinal, zevkle izlenebilen ve de cesur bir iş yapmış.

    hayatın terk ettiğini sandığım ülkelerde bile komedi yapmaya çalışarak hayatta kalmaya çalışan (hem maddi hem de manevi açıdan) ve konuşarak, gülerek, güldürerek belki de farkında olmadan o gelişmemiş medeniyetlerin ilerlemesine katkı sağlayan insanların var olduğunu anlamamı sağladı. sırf espri yaptığı için öldürülen insanların olduğu ülkelerde bunu yapmaya devam edenlerin olduğunu da. komedinin insanoğlunun ne derece elzem bir ihtiyacı olduğu, dört bölümlük bu belgeselin temel fikirlerinden biri.

    özellikle ıraklı güldür güldür şov, liberya'da sokakta uyumasına rağmen yaşama sevincinden bir şey kaybetmeyen videocular ve bir de sokakta görsek deli diyeceğimiz (ama anlattıklarıyla hayatı az buçuk çözdüğünü anladığımız), annesine para göndermeye çalışan gösterici en çarpıcı noktalardı.

    eksi olarak charles'ın temsil ettiği bakış açısının yer yer ukala bir hava verdiğini söyleyebilirim. ama bu da çok küçük bir şey artılarının yanında.

    not: türkiye dizide bahsi geçen ülkelerden değil tabii ki. ki olması da garip olurdu, liberya, nijerya gibi ülkelerin yanında uzay medeniyeti gibi kalıyoruz resmen. sadece ışidli tutuklu, gençken türk filmleri izlemeyi sevdiğini söylüyor (bu da ayrı bir enteresanlık).

  • pek çok madde ekleyebileceğim tavsiyelerdir. zira ömrümün bir kısmı bu güzel mekanlarda geçmiştir.

    1- spor salonuna gelmeden 1 saat önce kesinlikle birşeyler yiyin. bu süre 1 saatten kısa ve 3-4 saatten uzun olmasın.
    2- spor salonuna gelmeden önce kesinlikle şekerli besinler, çikolata ve şeker yemeyin. aksi taktirde kan şekeriniz düşebilir ve kendiniiz yerde bulabilirsiniz.
    3- kişisel hijyene aşırı önem veriyorsanız 2 tane ter havlusu kullanın: birisi terinizi silmek için, diğeri ise oturacağınız veya yatacağınız aletin üstüne sermek için.
    4- yürüyüş bandında egzersiz yaparken karşıya doğru bakın. yere doğru bakarsanız başınız dönebilir ve yere düşebilirsiniz. yürüyüş bandında egzersiz yapmak parkurda yürümek veya koşmaktan farklıdır.
    5- hocaların verdiği idmanlara kesinlikle uyun. vücut bir bütündür. "bende biraz kol, az karın kası çıksın yeter" diye düşünmeyin. eksik bıraktığınız bölgeler ileride spor yaparken size sıkıntı çıkarabilir veya saktlanabilir. sonuçta kaslar birbirleriyle bağlantılı çalışır.
    6- imkanınız varsa pazartesi ve salı günleri normalden biraz daha erken spor salonuna gelin. en yoğun günlerdir ve herkes aynı saatte gelir. (484798472348732 tane salonda test ettim, durum bu.)
    7- setler arasındaki dinlenme süreniz maksimum 45 saniyedir. oturup insanlarla muhabbet ederseniz, kaslarınız soğumaya geçer ve yaptığınız idmandan verim alamazsınız.
    8- eksik gördüğünüz bölgeleri kafanıza göre çalıştırmayın. program bir bütündür ve bütün oalrak yazılır. (bkz: 5. madde)
    9- haftada en az 3 kere gelin.
    10- sporu hayat rutininize dahil edin. eğer 3 gün üst üste gelmezseniz, 4. gün sporu bırakmanız muhtemeldir. dolayısı ile sporu hayatınızda bazı şeylerin önüne almanız gereklidir.
    11- spor yaparken su için. su içmek vücudunuzun hidrolize uğramasını engeller. maden suyu içebilecek imkanınız varsa daha iyi olur. (soda değil, maden suyu...) vücudunuzun kaybettiği mineralleri geri alırsınız.
    12- kalın giyinip terlemeye çalışmayın zira amacımız terleyerek değil, fazla kalorileri yakarak kilo vermektir. olan size olur.

    verebileceğim çok daha fazla tavsiye ve bilgi var lakin yoruldum. iyi sporlar...

  • servetlerine servet katmak icin arap kabilelerinin kucagindan inmeyen devlet "buyuklerimizin" koca turkiye'yi ne hale getirdiginin bir ornegidir.

  • geçen kendisine terlik fırlattım, tuttu terliği geri bana fırlattı.canımı zor kurtardım dostlar.

    tanım: şu sıralar iskenderun semalarında bolca bulunan yaratık.

  • adamın biri bara girer ve barmene seslenip konuşmaya başlar..

    adam- sana bir teklifim var
    barmen- duyalım bakalım..
    a- senle 500$a bahse girerim barın arkasındaki ikinci raftaki boş bardağa buradan bir damla taşırmadan işeyebilirim..
    b-zuhaha tamam kabul..

    adam bardak dışındaki her yere işer.. özellikle barmenin üzerine ve sırıtarak işini bitirir ve barmene bakar..

    b- pekala üstüm başım rezil oldu ama şu 500$ papeli görelim..
    a- al! sırıtmaya devam ederek parayı bara koyar
    b- sen neye gülüyorsun lan denyo 500$ kaybettin!
    a- hayır! ben şu köşede bilardo oyanayan adamlarla 1000$ına bahse girdim, senin ve barının her tarafına işeyebileceğime ve senin bundan memnun bile olabileceğine!!!

    dipnot: bu fıkra desperado filminde de anlatılmaktadır ve çok çeşitli varyasyonları vardır!
    dipnotun dipnotu: bu fıkrayı tarantino hazretleri desperado filminde bizzat anlatmaktadır

  • kemal kılıçdaroğlu hariç herhangi birisidir. kemal kılıçdaroğlu olumsuz bir şeyden sorumlu tutulamaz, tutulması akıldan bile geçirilemez.

  • abd'nin en çok ziyaret edilen sitelerinden birinde, çocuk ismi vererek açık açık insan ticareti yapıldığına inanan birikimsizlerin, pedofil olduğuna kanaat getirdiği büyük aktör.

    bu abd'deki ünlü pedofiller o kadar mal ki, gizli bir teşkilat kuracak milyar dolarlık servetleri varken, 8-10 milyon takipçili açık instagram hesaplarını kullanıyorlar bu iş için.

    buna inanacak zeka seviyesine sahip olup da, bakkaldan ekmek almayı başarabilmeniz akademik tezlere konu olmalı.

    insanı yaşadığı medeniyete küstürürsünüz siz.