hesabın var mı? giriş yap

  • ingiltere basbakaninin kendi tarihine sahip cikmasidir. bbc'ye yaptigi aciklamada sunlari soylemis:

    "ama bunlar sanıyorum ecdadımızı televizyon ekranındaki the tudors’daki gibi zannediyorlar. biz öyle bir viii. henry bilmiyoruz. o henry’nin ömrü 30 yıl at üstünde seferlerde geçmiştir. ben o dizilerin yönetmenlerini de o televizyonun sahiplerini de milletimin huzurunda kınıyorum. bu konuda ilgilileri uyarmamıza rağmen yargının da gereken kararı vermesini bekliyoruz. bu değerlerle oynayanlara milletçe gereken dersin hukuk içinde verilmesi gerekir.''

  • 22 yaşımda ilk işe başladığım dönem samimi olduğum iş arkadaşıma yaptığım uyarıdır. cevabı gerçeklerle yüzleşmemi sağladı. toyluk işte.

    - iç çamaşırın gözüküyor.
    +farkındayım..

  • ilginç, ama buradaki dövüş hocasının yaşı biraz ileri ve belli ki refleksleri filan çok zayıflamış. bu maçın galibi olamayacağı baştan belli o yüzden. direk o da tekniği bırakıp yumruk atsa belki daha bile çok dayanırdı.

    bu tür bireysel sporların tamamında, şov için yapılan sahte müsabakalar değil, en önemli şey mesafe tutmaktır. sürekli zıplama veya küçük adımlarla ileri geri gitme ve gard halinde olmanız gerekir, anlık olarak mesafe kısalabilir, uzayabilir, siz şaşırtmak için karşı tarafın mesafesine girebilirsiniz, ya da o sizinkine girebilir, ve bu denemeler taraflardan birinin boş bulunmasıyla biraz uzun sürmüşse, mesela çeyrek saniye yerine 0,75 saniye sürmüşse önce uyanan taraf saldırır. ister boks, ister karate, ister eskrim, ister güreş, hepsi aynıdır.

    buradaki sözde hoca da karşısındaki boksör de bir kere ciddi dövüş tecrübeleri olan tipler değil. açın bir tane ciddi ve resmi karate müsabakası, şovu değil ama, mesela avrupa gençler karate/boks vs şampiyonası yarı final maçı filan diye aratın. bu videodaki eblehlerin profesyonel olmadığını hemen anlarsınız.

    mesela karate championship 2022 diye arattım, ilk çıkan videonun ortasından bakın.

    https://youtu.be/p7dmyy5bp3m?t=272

    o yüzden bu maça bakıp gerçek anlamda karşılaştırmak çok zor. ama bir düşünce deneyi yaparsak gerçekten iyi ve pro bir karateci, kungfucu, tekvandocu ile benzer kilodaki iyi ve pro bir boksörün maçında şu olur. uzakdoğu sporu yapan bir kere çok daha uzak mesafe oynar, yani tekme mesafesinde. boksör ise kendi tekniği gereği yumruk mesafesine yaklaşmak zorundadır, ki bu mesafe tekme yiyeceği mesafedir, girdiği anda tekmeyi yer. bu anlamda uzakdoğu sporcusu daha avantajlıdır.

    fakat bu yetmez, çünkü uzakdoğu sporlarında tekme de atsan ne yaparsan yap, hemen geri çekilip gard pozisyonunda zıplamaya mesafe tutmaya devam etmen lazım. ve yeterince net vurabildiysen puanını alırsın. o yüzden bu sporları yapanlar adamın bağırsaklarını deşecek şekilde değil puanı hızlıca alacak şekilde vururlar. yaradana sığınıp uçan tekme atma diye bir olay yok, o sadece filmlerde var. amaç gerçekten dövmek değil.

    işte ama boks burada biraz farklılaşıyor. boksta gerçekten vuruyorlar, roundlar boyunca kan ter içinde kalıyorlar, kaşları gözleri açılıyor. o yüzden sağlam bir boksör zaten çok dayanıklı olur ve bu tür puan amaçlı tekmeler bir boksörü çok etkilemez. ve bir kaç dakika sonra bu etkisiz tekmelere rağmen kovalaya kovalaya muhtemelen karşıdakine bir kaç sağlam yumruk oturtur ve maçın şekli muhtemelen değişir. karateci de tekmeyi filan bırakıp yumruk yumruğa mücadele etmek zorunda kalır, sonra da dayak yer diye düşünüyorum.

    çünkü maçın amacı puan almak değil dövmekse bunu yapabilecek olan boksördür.

  • bir arkadasin evinde kaldiktan sonra: (b: ben a: arkadas)

    b: olm kalk lan hadi
    a: ne? ha? olm tam zamaninda uyandirdin aq. ne guzel ruya goruyodum
    b: vay çakal, anlat bakim
    a: olm ayhan isik, sadri alisik, bi de ben iciyoduk meyhanede. yan masadaki adamin biri ariza cikardi. siseleri kirdi, masayi devirdi falan, uzerine yuruyo ayhan'in. tam o anda uyandirdin olm, <buraya dikkat> "kavgadan kacti dicekler simdi olm yaa"

    hepten kopuş

  • şimdi yarıçapı ve hızlanma eğrisi doğrusal olarak ilerleseydi, hızlanmanın yarattığı bükülmede bazı hüzmelerin paralel olarak azaldığı tespit edilirdi. buna karşın gerek mekanik eğrilme gerekse de tepkisel yoğuşma en üst düzeyde yaşanıyor. tabii buna evrenin genişleme hızı sabit değişken olarak dahil edilirse bu sefer de kütlenin neyi çekip neyi çekemeyeceğini net olarak bilemeyeceğiz. üşenmeden bu satıra kadar okuyan varsa özür dilerim, ne dediğimi ben de bilmiyorum. nasıl olsa bilen yok ya salla amınıyum.

  • kocaeli darıca'da bir kişi eşine gelen taciz mesajları nedeniyle karakola gidip şiklayette bulunuyor ama o da nesi? taciz mesajlarının geldiği telefon bir polise ait çıkıyor!

    iş bu kadar da değil, asıl olaylar daha sonra başlıyor. adamın şikayeti alınmıyor ve üstüne üstlük polislerce darp ediliyor. telefonundan görüntüler zorla tehditle siliniyor, hastanede ise eksik darp raporu veriliyor.

    adam savcılığa başvurduğunda ise savcı "görüntüler silinmiştir, vermezler" diyor.

    burada polisin tacizci çıkmasına mı şaşıralım, sonra tacizci polisi savunan diğer polislerin adamı dövmesine mi, doktorların eksik rapor vermesine mi yoksa savcılığın tutumuna mı?

    kim kardeşim bunlar, çete mi? kimse yok mu bu olan bitene ses çıkaracak? içişleri bakanı bunları görüyor mu? bu polis memuru ve onu koruyanlar ceza alacak mı? eksik rapor veren doktor ceza alacak mı? insanlar polise ve adalete nasıl güvenecek?

    kaynak

    edit: kocaeli valialiğinden bir açıklama gelmiş. yazıya göre bu şahsın tehdit-hakaret-kasten yaralama-dolandırıcılık-resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan toplam 22 şüpheli kaydı bulunuyormuş ve olayın öncesinde gelişen başka bir olay sebebiyle polislere karşı tavır aldığı ve olayı çarpıttığı iddia edilmiş ve bir taciz durumu olmadığı söylenmiş.

    şimdi kim haklı kim haksız bilemiyorum. hiç bir kuruma güvenim yok. eğer böyle oldu ise emniyet'in tüm kamera görüntülerini çıkarması gerekir. umarım böyle bir rezalet hiç olmamıştır ve olay gerçekten valiliğin açıkladığı gibidir.

  • türk dizi tarihinin;

    - en tırt holdingini, (bütün mahalleyi işe aldılar)
    - en tırt ceo'sunu, (hiç danışmanı, avukatı falan yok, en küçük sorunda bütün yetkileri damadına devretti)
    - en tırt komiserini, (kuzey'in peşine takıldı olay çözmeye çalışıyor, arada kuzey'i alttan alıyor, sakinleştiriyor falan)
    - en tırt mafya babasını, (alt tarafı bir adam vurdu, japonya'ya kaçtı herif)
    - en tırt girişimcilik hikayesini (makara),
    - en tırt stilistini (sabah sporunu park aletlerinde yapıyor)

    barındıran dizi.

    kabul edin aslında senaryo komple ilkokul müsameresi gibi ama izliyoz işte mal mal.

  • atatürk başkenti ankara yaptı. savaş durumunda bu gerekliydi elbette. istanbul'u geri alınca başkenti taşımayı düşünmedi bile. belli ki istanbul'un 3 taraftan işgale açık olması kendisini böyle bir karar almamaya itti.

    atatürk'ün bir diğer özelliği de sanayinin belirli bölgelerde değil de ülke genelinde yayılmasına dikkat etmesiydi. cumhuriyet dönemindeki fabrikaların açıldığı yerlere bakarsanız bunu çok iyi anlayabilirsiniz.

    peki sonraları ne yapıldı?

    sanayi istanbul tarafına kaydı. dolayısıyla nüfus da oraya gitti. bankalar oraya taşındı. bugün istanbul demek, türkiye'nin yarısı demek. istanbul'u alan, işgal eden ya da bombalayan türkiye'nin şah damarını keser. bununla birlikte istanbul askeri açıdan gerçekten savunması çok güç bir şehir.

    bir gün birileri istanbul'a saldırırsa allah yardımcımız olsun.

  • sabah 10'dan önce, akşam 10'dan sonra gereksiz mevzular için telefonumu meşgul edenlere hödük gözüyle bakıyorum. öğrenin bir zahmet şunu.

    bir de bir hanımla sokakta yürüyorsanız er kişi olarak, kaldırımın yola yakın tarafından yürümeniz önemlidir.

  • zararlı cemiyetler , zararsız cemiyetler. yarın bir gun kurtulus savaşı çıksa ilk işim liste yapıp bunları ayıklamak olacak ama nasıl karar verecem hala bilemiyorum. zararlılardan birisi çıkıp geçmişteki zararsızlardan birisinin adını alsa direkt oyuna gelecem. ne zaman bir vakıf adı geçse çok korkuyorum çok öyle böyle değil hangisinde bu şimdi ne yapmak lazım bilemiyorum.