hesabın var mı? giriş yap

  • bi entry giriliyor hemen üstüne ama şunlar daha az alıyor yeaacılar hazır bekliyor,ne geldiyse başımıza bu yavşaklardan geldi. hakkını arayana ilk engel yönetenlerden idarecilerden patronlardan önce bunlar.

    tanım: türk eğitim sistemindeki kara lekelerden birine örnektir.

  • ordu ve giresun sehirlerinin ortasina yapilan havaalanina devlet buyuklerimizin uygun gordugu isim. koca devlet erkaninda ingilizcenin slangindan anlayan bir kisinin bulunup da durumdan killanmamasi asil enteresan olan.

    kullanima acilmasini takiben sahane diaoglara meze olacaktir..

    - nedesin hafiz?
    - usta orgiye gidiyorum yoldayim, ordan ucacagim..
    - e orgi bu ucurur tabi ehehe

  • haklıdır. hatay'da türklerden çok arap nüfusu var, sen neyden bahsediyorsun? bunlar yarın kendi haklarını aramaya çalışacaklar. evet, ülkenin şu anda resmen bir kurtarıcıya ihtiyacı var çünkü türkiye kendi tarihinden gram kadar ders çıkarmadı. bu kadar cahil bir toplumumuz olduğu için ülke osmanlının son demlerini tekrar yaşar duruma geldi. dış borç, itibarsızlık, ekonomik zayıflık, devlet içerisinde örgütlenme...

  • sene başında yeni tanıştığım öğrencilere flüt tutmayı gösterirken en öndeki öğrencimin sol elinin küçük parmağını da kullandığını gördüm, uyardım. çocuk geveledi. neden geveliyor diye dikkatlice bakınca anladım ki sağ elinin bir parmağı eksik ve bunu gizlemeye çalışırken ben de onu uyarmışım, bir şey diyemiyor, bir yandan da eziliyor yanlış tuttuğu için. o an dedim allah'ım ne olur bir dakika öncesine dönelim ve ben bu çocuğu uyarmadan önce bu ince ayrıntıyı görmüş olayım. ama olmadı tabii. gözler doldu, boğaz düğümlendi, diğerlerine çaktırmamaya çalışılarak göz kırpıp "süpersin böyle devam et" denildi ama ne fayda. her şeyi geçtim, o çocuk eksik parmağıyla bütün bir dönem en zor parçaları bile flütle çalmaya uğraştı, oysa kıytırık(!) müzik dersi işte.
    demem o ki hatırlandığında bile göz dolduran, iç cızlatan detaylardır.

  • sevgili evinde gerçekleşmiş dünyanın en çaresiz mevzusu. şehrin uyuduğu saatlerde, tuvalette kitap sayfası çevirince bile sevgilinin uyandığı sessizlikte sıçmak zorunda kalan bünyenin, çaresizlikten terlikleri yere vurarak bok sesini örtbas etme çabası. adeta bir umuda yolculuk. büsbütün ayrıksı bir antoloji.