hesabın var mı? giriş yap

  • cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.

    edit:
    bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.

    edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.

  • turabi ile hakan'ın cilveleşmeleri bize iki ihtimal gösteriyor:

    1-her şey kurgu. kameralar kapanınca 'seyirciyi iyi kekledik bugün de' diye bizle dalga geçiyorlar.

    2-doğukan adada bonzai yetiştirmeye başladı herkes kafayı buldu.

  • insanin sayisal loto'nun ne kadar gereksiz bir $ey oldugunu idrak etmesini saglayan bir olasiliktir. zira o hafta sayisalda cikan rakamlarla 1 2 3 4 5 6'nin cikmasi arasinda olasilik farki yoktur. 1 2 3 4 5 6'nin "imkansizligi" bizim aslinda sayisal'dan para kazanmanin imkansizligini idrak etme $eklimizdir.

    tebrikler. (bkz: sayisal bolum bitti sozel bolume geciniz)

  • adını öğrenene kadar "solsağlaklık" sallamasyonuyla ifade ettiğim, yapılan işlerde beynin her iki lobunun da yerine göre kullanılması şeklinde bir açıklaması olan özel durum.

    bu tarz insanların yeteneklerinin önemli bir niteliği de; bir işi yapmayı bir el ile öğrenmek diğeri ile de aynı yetenek seviyesinden devam ederek uygulayabilecek olmak anlamına gelmez. mesela her iki elle de çok yakın hızda ve düzgünlükte yazı yazabilirken, resim yapma yeteneği hangi elle başlanırsa o elle gider. diğer elle de aynı ustalıkla resim yapabilmek için önceki elle yapıldığı gibi en baştan pratik yapmak gerekir. burada gerçekten enteresan olan durum; her iki elle de eşit yetenekte resim yapabilir seviyede olunsa bile yine de resimleri iki farklı ressam yapmış gibi yapılan resimlerdeki teknik ve çizgiler farklı olacaktır. bu durumda ambidextrous kişilerin şizofreniye yakalanma riski taşıması da mantıklı oluyor. aslında sol ve ya sağ elde yazılan yazı karakteri için de aynı şey geçerlidir. ancak genelde ambidextrous insanlar farkında olmadan da olsa diğer elleriyle başladıklarında da kendi yazılarını taklit etme eğilimine girmelerinden dolayı genellikle iki elin yazı karakterleri benzerlik gösterir.

    bu bir elle kazanılan yeteneğin diğer ele aktarılamaması sorunsalının avantajlı olduğu durumlar da vardır. mesela masa tenisinde her iki elle de ustalaşma durumunuzda bu yeteneğinizden bihaber tecrübeli bir rakibiniz tekniğinizi çözüp karşı teknik geliştirmeye başladığı anda diğer elle oynamaya geçerek afallamasını sağlayabilirsiniz. pek çok spor dalında feci avantajlı bir durumdur. bazen de her iki eli kullanmaya o kadar çok alışırsınız ki sol elinizle alışmış olduğunuz işlere unutup sağ elinizle girişebilirsiniz. mesela benim sol elimle kendi çapımda ustalık kazandığım masa tenisini bir süre oynamadıktan sonra sağ elimle oynamaya başlayıp "nooluyo lan bana? şahane oynuyodum, nasıl bu kadar unutmuş olabilirim?" şeklinde düşünüp üç set boyunca da jetonun düşmemesi gibi bir vaka da başımdan geçmiştir. (bkz: yapılmış en aptalca dalgınlık)

    ayrıca karizmasından da yenmez. millet bi halt sanır. "aaa sen solak mısıııaan?" tarzı atakları en coolundan bir bakış atıp kalemi sağa geçirip istifi bozmadan yazıya devam ederek savuşturmakla birlikte hayranlık hayratı haline gelme hıyarlığını da zilyon kere yapsam yine bıkmam.
    ve ayrıca;
    (bkz: roland deschain)
    (bkz: silahşor)

  • hani kedi de çok tatlı bir arkadaşımız da şu köpekciğin gösterdiği vefayı ve fedakarlığı hiçbiri göstermez şimdi, doğruya doğru.

    buradan kedileri biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum.

  • #137044047 bu entryde johnny depp için yazdığım yorumun benzerini amber heard için de yazacağım.

    heard'ün hikayesinden başlayalım. yaptığım kısıtlı taramada kendisinin geçmişiyle ilgili ayrıntılı bilgi veya kendi ağzından demeç bulamadım. o yüzden yorumlarım biraz spekülatif olacak. heard'ün annesiyle ilgili pek bir bilgi bulamasam da babasıyla ilgili bazı bilgiler var. babası david heard texaslı. pos bıyıkları ve kovboy şapkası, silahlara ve arabalara (her ikisi de fallik nesneler) olan ilgisiyle tam bir texas alfası, ek olarak alkolik ve aktör. amber heard de oyuncu olmayı seçmiş ve onun da silahlar ve arabalara ilgisi var, bu bağlamda babasına hayranlık besleyen bir yapısı olduğunu tahmin edebiliriz. bu açıdan düşününce johnny depp'e hayranlık ve tutku duyması kaçınılmaz, çünkü depp de aynı babası gibi 'tarz sahibi' (ki sonradan davadan öğrendiğimiz üzere johnny depp'i tarz sahibi olmamakla suçlayacak - yani babası gibi bir alfa olmamakla), depp de alkolik ve aktör; ek olarak kendisinden yaşça oldukça büyük bir adam.

    amber heard yetiştiği evde babasının annesine karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını ve alkol sorunları yaşadığını belirtmiş. johnny depp ile olan kayıt altına aldığı tartışmaların çoğunda da depp'in alkol içmesi üzerinden bir kavga dönüyor. burada sanıyorum şöyle bir durum olmuş, bu babayla benzerlik konusunda heard'ün yapmak isteyeceği iki ihtimal var; ya babasını kurtaramadığı için babası gibi olan bu adamı alkolden kurtaracak, ya da bu adam da aynı babası gibi olacak ve babasının annesine yaptığı gibi kendisine şiddet uygulayacak. fakat sonuç olarak bu ikisi de olmuyor ve olmadıkça heard babasının daha ünlü ama daha az alfa olan bu versiyonuyla ne yapacağını bilemeden büyük bir öfkeyle kalakalıyor.

    depp babası gibi fallik değil, silahlarla değil de gitarlarla ilgileniyor. ek olarak heard'ün babası onlarca pittbull besleyen hatta yasadışı olarak bunları dövüştüren bir adam. pittbullar da babasının fallik birer uzantısı gibi - güçlü, görkemli, dişli, tuttuğunu koparan ve korkutan. depp'in köpekleri ise yorkie cinsi; küçük, sevimli ve korkutmaktan oldukça uzak.

    babası ile depp arasındaki bağlantıyı heard kendisi de dile getiriyor, ikisini kıyaslıyor ve diyor ki; "babam depp'e kıyasla melek gibi kalıyor. babam hayatı boyunca alkol sorunuyla uğraştı; bağımlı ve şiddet gösteren biriydi ama onu çok seviyorum." heard farklı kaynaklara babasını çok sevdiğini birçok kez belirtmiş ama bu cümlenin başı ve sonu kulağı tırmalıyor. bağımlıydı, şiddet gösterirdi dedikten hemen sonra sanki dilinin ucuna gelen öfkeyi örtmeye çalışır gibi "ama çok seviyorum" diye bitirmesi babaya duyduğu hayranlığın yanında bastırmaya çalıştığı bir öfke de olduğunu düşündürüyor. bu bağlamda depp bastırdığı bu öfkeyi dökebileceği daha güvenli bir ikame. yani benim yorumumca heard, babasına söyleyemediklerini ve yapamadıklarını, babasıyla özdeşleşerek babası gibi olan birine yapıyor.

  • tipik bencil insan davranışı.

    trafik tıkanınca yol ileride zoraki 2 şeritken 2 şeritli yolu 3 şerit haline getirip, ileride daralan yerde birbirinin önüne kıran, oradaki it dalaşında darboğazı iyice yavaşlatan, totalde herkes 2 şeritte efendi efendi dursa daha hızlı geçecekken kendisi önündeki 5-10 aracı geçti diye bir avantaj sağladığını sanan gerizekalılar da bunlar.

    bu kadar aptal ve hesap kitap bilmeyen adamla yaşamak çok zor.