hesabın var mı? giriş yap

  • tam karşımda oturuyor şu an.

    aramızda bir haftadır evin orta sahasını parselleyen bilmem kaç bin parçalık bir yapboz var. "la palette bistro" diye küçük bir lokanta manzaralı. bitiremedik. her gün usul usul ekledi parçaları, sabırla. küçük karton parçalarını sanki sever gibi birbirine ekledi. ama bitiremedik. yapbozun kalan son parçası eksik çıktı. üzüntüden öyle bıraktı olduğu yerde, toplamadı. "sevmek", salonun orta yerinde terk edilmiş boş bir "dükkan"ın arkasında duruyor şu an.

    elinde bir kitap var, "marifetler". onu okuyor. kitap okumasına o kadar alışığım ki. insanlar sevdiğine çiçek alır, ben yeni kitap kokusu hediye ediyorum ona. öyle bir gülüyor seviniyor ki. şu an elindeki kitabı okurken mesela, hayata dair bütün soru işaretleri siliniyor aklımdan. ona bakıyorum: huzurlu. sadece, geçen trenlerin sesine dönüp bakıyor arada bir, çocuklar gibi.

    "koltuğun altında yapbozun o son parçasını bulamayınca dönüp bana baktığın yüz ifadeni özlüyorum."

    tam bu cümleyi yazmayı bitirirken kalktı geldi yanıma: "ne yapıyorsun?". iş maillerimi açıp, gereksiz bir şeyler gösterdim. yaptığım işin belki de en güzel yanı bu; meraklısı olmayanın ilgisini dağıtacak sayısız malzemem var. hafif geri çekildi, defansta derinliğin kaybolduğu bu andan faydalanıp "belim ağrıyor" bahanesiyle yönümü değiştirdim, rahat yazabilmek için. sırf sana çaktırmadan, gönül rahatlığı ile şu yazıyı bitirebilmek için:

    aramızda sadece bitmemiş bir yapboz kadar mesafe varken bile yine anladım.

    seni her an özlüyorum ve seviyorum.

  • -gece birde evde ol.
    -neaaa??15 yasındaki çocuklar bile o saatte girmiyolar eve .
    -onnarın babaları zengin o zaman.
    -ne alaka ya..
    -o saate kadar içki sigara masrafını karşılayamam ben senin, evine vakitlice gel, tassarruf et.

  • bazı entrylerde 1 hayır oyu verildiği sanılmış. 1 hayır oyu verildiği şeklinde algıyı nereden edinmişler, bilmiyorum. okuduğunu anlamayan kitleye çok güzel örnek olur buradan. bir de matematik bilmediklerini gösterir.

    seçim sonucu :
    evet: %99,91
    hayır: %0,09

    eğer 0,09 oran 1 oy ise seçime yaklaşık 1111 seçmen katılması lazım. kuzey kore nüfusuna göre anlamsız bir değer.

    yani, 1 tane hayır oyu verilmemiş. hem türkçe bilmiyorsunuz, hem matematik bilmiyorsunuz. yine de klavyedeki harflerin yerlerini bulabiliyorsunuz. bu da bişey tabi.

  • başıboş büyük bir topsun! duygusal anlamda degilmisin? ruh halin dagilmi$ durumda, probleminin ne oldugu insanların kafasını karıştırıyor..ama bu kadar basit; sen herseyi siyah ve beyaz olarak görüyorsun! ruhsal ı$ıgının yüksegini ve alcagini tutkuyla yasiyorsun...diger insanlar gibi kucuk seylere gıcık olmak yerine, sinir ve öfke nöbetlerine egimlisin ama cogu zaman öfkeni kendine zarar vererek kendinden cıkarıyorsun...kapsamlı bir psikolojik yardıma ihtiyacin var ama deluzyonal olmadıgın icin yada kendini camdan atmadıgın için kimse farketmiyor..kötü dimi?

  • 45 çocuğa tecavüz edilirken sessizce başını yastığın altına gömenlerin ve tecavüzlere tepkisiz kalanların açtığı hastag.

  • alttaki yorum twitten daha bomba.
    “türk qardaşlarımdan aff diliyorum ama sizin içinde olduqunuz veziyyete soxum. her saat kötü habermi olur?.”

  • yapılan iş e-mail şifresi kırmak değildir, son derece organize bir şekilde kredi kartı bilgilerini çalıp, suç örgütlerine satmak çok ciddi bir suçtur. üç aşağı beş yukarı, hak ettiği cezayı almış dolandırıcıdır.

  • modern savaş uçakları için teorik olarak mümkün, pratikte çok fazla faydası olmamasındandır.

    2. dünya savaşı dönemi uçaklarındaki tailgun olarak tabir edilen makinalı tüfekleri bir yana bırakırsak, jet motorlu, modern savaş ve bombardıman uçaklarında bu tür makinalı tüfek taretleri çok fazla anlamlı değildir, zira havadan havaya füzelerin menzilleri ve manevra kabiliyetleri artmıştır. makinalı tüfek menziline girmeden vurmak mümkündür.

    av uçakları için geriye doğru füze ateşlemek? mümkün ama zor. şöyle ki:

    av uçağı zaten yapısı ve görevi gereği sık sık çevik manevralar yapmak durumundadır. yüksek hızla uçar. bu durumda, kendisini takip eden bir uçağa geriye doğru kilitlenmesi ve füze atması zor. bunlar bir yana, fizik var, aerodinamik var: uçağın ileri doğru bir hızı var onu ne yapacağız?

    uçak füzeyi bırakacak, füze havada bir süre serbest düşecek, hızı sıfırlanınca roket motoru devreye girecek. bu arada birkaç saniye geçecek tabi.

    ruslar bu şekilde yapmıştı zamanında: r-73 adlı kızılötesi güdümlü kısa menzilli havadan havaya füzenin, ki aim-9 sidewinder'in rus muadili sayılabilir, geriye doğru ateşlenen modelini üretip denemişlerdi.

    (bkz: http://www.aero-farm.com/public/221766-r-73.jpg)

    bu füze av uçaklarından ziyade, manevra kabiliyeti yüksek olmayan, dolayısıyla savaş uçaklarına karşı savunması zayıf olan nakliye uçakları, bombardıman uçakları, deniz karakol uçakları için geliştirilmişti. ancak elektronik harp, hava savunma sistemlerinin kabiliyetlerinin gelişmesi gibi etkenler ve bu tür bir füzenin etkinliğinin şüpheli oluşu nedeniyle birkaç denemenin ötesine geçmedi.

  • aynı durumu ben de yaşadım. 33 yaşında, lösemiden hayalleri olan kardeşimi kaybettim.

    4 yıl filan da beklemeden yengemi birinci senesinde dertleşmek için yemeğe çıkardım. haddim olmasa da beni seviyorsan söz ver, devam edeceksin diye söz aldım. ertesi sene nişanlandı, sevebileceği bir insan denk geldi ve gördüğüm kadarıyla da çok mutlu. instagram'da her fotoğrafına olmasa da onun mutluluğundan ailecek mutlu olduğumuzu belli eder arada bir kalp bırakırım.

    insanların mutlu olmasından mutlu olanlardan olabilirseniz, dünya çok güzel bir yer olabilir.