hesabın var mı? giriş yap

  • bulunduğum şehirde şu an başlamış olandır.
    15 temmuzu lanetliyorum ama mevzu o değil.

    gecenin köründe sela vermek nedir allah aşkına.
    savaş mı ilan ediyorsun ne yapıyorsun ?
    anma töreni yapacaksın madem akşam ile yatsı arasında oku selayı.
    oğlanı zaten zar zor uyutmuşum.

    bebekleri, hastaları düşünmeden yapılan eylemdir.

  • yedi yıldan sonra morrissey'e neler olmuş dedirten albüm:bugune kadar, the smithsde ve solo çalışmalarında efektlerden özellikle kaçınan, şarkı sözlerinde dolaylı anlatımlara yer veren moz, aradan geçen yedi yılda biraz degişmiş; belki de yanlış anlaşılmalardan, garip sorulardan sıkılmış morrissey'ın ruh hali şarkı sözlerindeki direkt anlatıma yansımış da, "ahan da alın, size de böylesi yakışır, daha da bişey sormayın" der gibi. efektler de prodüksüyondan kaynaklanan ticari kaygı gibi gözüküyor.şarkılarda efektlerden çok moz'un eşsiz sesini dinlemek sanırım daha iyi olurdu.

    bu albümü morrissey'in en başarılı çalışması olarak nitelendirmek yanlış olur diye düşünsem de, o kadar zamandan sonra gelen yeni albümü morrissey'in bizlere,müzik alemine bir armaganı, lutfu olarak görmek gerekiyor. yine de albümdeki her şarkı birer birer dinlenesi, sevilesi, aşık olunası şarkılar. hem ben kimim ki onu eleştireyim:çıkacagını duydugum ilk günden çocuklar gibi sevindim.
    zaten, morrissey'in albüm kapagındaki "morrissey, you are the quarry" göndermesi de böyle eleştirilere bir cevabı gibi.

  • aşağıdaki gibidir:

    "alçı’ya göre ben abartıyorum, biz abartıyoruz. biz yalan söylüyoruz, o doğru.fakat ilginçtir. aynı hanımefendi, bundan birkaç sene öncesine kadar bizim “bunların amacı başka, bunlar tehlikeli, inanç özgürlüğü başka devlette örgütlenmek, yapılanmak başka” diyerek tehlikeye dikkat çektiğimiz zamanlarda fetullah gülen ve cemaatine övgüler düzüyor, bizi yalan söylemekle, bizi abartmakla suçluyorlardı. yani tehlikeyi öngörmekte kimin daha yetkin, kimin ise sınıfta kaldığı malum. bu yüzden yarın öbür gün herkesten çok suriyeli ve göçmen düşmanı olurlarsa hiç şaşırmayın

    ne de olsa “aldatılanların” güçlü olduğu bir ülke burası. bu arada beni yemeğe de davet etmiş nagehan hanım. böyle bir daveti geri çevirmek çok ayıba girer. odakule’nin hemen yanında, kallavi sokakta, hala felafelci olmadıysa fıccın diye şahane bir lokanta vardır. oraya gideriz. merak etmesin, boşnak lokantası değil, çerkes lokantasıdır."

    yazının tamamı:

    https://m.haberturk.com/…yli-1001/3397784-monopolit

  • afedersiniz elifi görse mertek sanacak dilden anlamaz cehl-i mürekkeb sahiplerinin yeni iddiası.

    bir halk şiirini başlıkta tartışılan bağlama uygun hale getirerek şöyle seslenmek istiyorum:

    dağda bayırda gezen bir yörük,
    kimi tımarlı sipahi kimi bir bölük,
    bir elife dili dönmeyen hödük,
    şehristana gelir lisan beğenmez.

  • https://twitter.com/…omtr/status/886297704028147712

    agzim acik izledigim roportajda gecen cumle. sadece bu da degil, adam gordugum yerde de dovecegim, sizin araciliginizla soyluyorum, araya da adam koyup yalvariyor, bana yalvarmasin diyor.

    simdi adamin tam bir gereksiz, comar oldugu ortada lakin, fatih terim, arda, emre, volkan, burak gibi adamlarin boyle baltayi tasa vurmalarina bayiliyorum.

    oyle isinde gucunde egitimli sessiz sakin adamlari tehdit etmekle olmuyor iste bu isler. el yumrugu yemeyen kendi yumrugunu balyoz zannedermis. oyle dayagi yiyip kacarsiniz iste. son olarak da;

    (bkz: yiyin birbirinizi ete para vermeyin)