hesabın var mı? giriş yap

  • ulkenin yarisi issiz, disiyle tirnagiyla ne emek verenlerin hakki yeniyor, dunyanin parasini goturmus olanlar agliyor. gozunuzu ne doyurur bilmiyorum.

  • kendisiyle ilgili az bilinen bir gerçekten söz etmek istiyorum.

    7 nisan 2018 tarihinde cnn türk'te katıldığı bir program, onun havuz medyasında katıldığı son tartışma programı oldu. kendisi, o tartışma programında söyledikleri sebebiyle iktidar yanlıları tarafından kara listeye alındı. o program, cnn türk'ün (nam-ı diğer penguen medyasının) internet sitesinden kaldırıldı, sansürlendi ve yayınlanmadı.

    peki o programda serdar kuzuloğlu neler söylemişti?

    * türkiye'de eğitim kalitesinin artmasında en büyük engel imam hatiplerdir.

    * çiftlik bank'ın açılışında "esirgeyen ve bağışlayan allah'ın 99 adıyla sizi selamlıyorum, kudüs kırmızı çizgimiz, yerli ve milli hamlemiz" vs... diyerek insanları kandırdılar.

    * din, insanlara dokunulmazlık zırhı kazandırıyor. siz sahtekar da olsanız dini kullanarak ilerleyebiliyorsunuz.

    * bu ülkeye ben sömürge valisi olarak atansam, bugün ne yapılıyorsa ben de aynısını yapmaya çalışırım.

    * rakamlara bakalım, türkiye 38 oecd ülkesi arasında 35'inci sırada. bizden sonra afrika geliyor.

    * imam hatiplerin üniversite kazandırma oranı %18, yeterli eğitim veremiyoruz ve sürekli imam hatip açıyoruz. güzel sanatlar fakültesi açabiliyor musun hayır? her mahalleye bir tane açılması kanunu onaylandı.

    * sunucunun "türkiye'de bunun bir talebi var" argümanına "türkiye'de talebi olan her şeye bu anlamda karşılık veriyor muyuz?" sorusunu sordu.

    * "imam hatip'te yaratıcılık dersi verebilir misiniz?" sorusunu sordu

    * dinle aldatmak diye bir kavram var. dinden bahsettiğinizde anında taraf ya da karşıt olarak algılanıyorsunuz. eğitim böyle bir şey değil.

    peki hiç mi bu yayından kayıt yok? evet yarım yamalak da olsa bir kayıt var, buradan veya buradan bu anlara tanık olabilirsiniz.

  • bu adam olimpiyat şampiyonu yani bir spor dalındaki dünyanın en önde gelen sporcusu.debedeki 20 yıllık mühendis de tutmuş kendini bir işi kendi branşında dünyada en iyi yapan kişiyle karşılaştırıp ah vah etmiş debeye girmiş vay amk.tanım:dünyadaki 20 yıllık mühendislerin hepsinden daha iyi ok atıp ülkeye olimpiyat altını getiren kişinin elektrikli araç satın alması.

  • kıyamet tarihi değil. çünkü biliyorum. 25 senelik uzman saatli maarif takvimi kullanıcısı olarak biliyorum. hayır yani mayalar biliyor da, koskoca maarif bilmiyor mu? olsa yazardı. ama ne yazıyor? biber dolması, düğün çorbası, yoğurt yazıyor. kıyamet yazmıyor. erkek için hasan, kız için ayşe yazıyor.
    evlatlarımız için isim düşünen, akşam yemeğimiz için menüyü bile hazırlayan bu on numara takvim, kıyameti yazmayacak da neyi yazacak allah aşkına. lakin yok. kıyamet yok.
    mayalar da o uyduruk takvimi kullanacaklarına, diyanetten onaylı imsakiyeli bu efsane takvimi kullansalardı hiç karışıklık olmayacaktı. millet galeyana gelmeyecekti böyle. neyse artık olmuş bi kere. ama sanıyorum ki, aydınlandınız artık.

    ayrıca imsak 05.46.

  • erdoğan'ın kılıçdaroğlu karşısında 35.4 alırken mansur yavaş karşısında 41.4 alması bu güne kadar yapılmış en başarısız manipülasyon denemesidir.

  • 1715-1718 osmanlı venedik avusturya savaşı'nın bir safhasıdır. osmanlı ordusu bu savaşta ağır yenilgi yaşamıştır.

    1715 senesinde osmanlı imparatorluğu, karlofça antlaşması ile kaybettiği toprakları geri almak için venedik'e savaş açmıştı. savaşın ilk yılında mora'yı venedik'in elinden almayı başarıp, girit'in bazı bölgelerindeki venedik varlığına son vermeyi başarmıştı. bu olaylardan sonra, 1716 senesinde avusturya, venedik'in yanında savaşa dahil olmuştu.

    vezir-i azam silahtar/şehit ali paşa komutasındaki osmanlı ordusu 1716 senesinin baharında istanbul'dan ayrıldı. ordu filibe'ye vardığında kırım hanı 40 bin kişilik ordusuyla osmanlı ordusuna katıldı. fakat kısa bir süre sonra rus tehdidinden dolayı ordusunun yarısını alıp topraklarına döndü. diğer yandan vezir-i azam ordusunun bir kolunu korfu adası'nı kuşatmaya gönderdi. avusturya'nın ani savaş ilanı sebebiyle orduya yeteri kadar takviye de yapılamamıştı. kısacası osmanlı ordusu bu haldeyken temmuz ayında belgrat'a ulaştı.

    prinz eugen komutasındaki avusturya ordusu da harekete geçerek petrovaradin'e gelip ordugahını buraya kurdu. bu duyumu alan osmanlı ordusu hemen petrovaradin'e doğru harekete geçti. ilk temas, öncü kuvvetler arasında yaşandı. öncü kuvvetlerin karlofça'daki ilk çarpışmasında osmanlı galip gelmişti. 5 ağustos'a kadarki ufak çaplı çarpışmalarda osmanlılar üstünlük göstermişti.

    3 ağustos günü osmanlı ordusu petrovaradin kalesi'nin önüne geldi. iki taraf 2 gün hiç hareket etmedi. şehit ali paşa'nın ordusu 100 bin civarında, prinz eugen'nin ordusu 70 bin civarındaydı. 5 ağustos sabahı prinz eugen'in ordusu aniden taarruza geçti. bu ani taarruz karşısında osmanlı ordusu çözülmeye başladığı esnada vezir-i azam şehit ali paşa son çare olarak merkezden hücum etmeyi denerken tüfek mermisiyle öldürüldü. vezir-i azamın ölümü üzerine osmanlı ordusu iyice dağıldı. yaklaşık 5 saatlik meydan muharebesinin sonucunda avusturyalılar galip gelen taraf oldu. osmanlı ordusu perişan bir halde belgrat'a geri çekildi.

    savaşın sonucunda osmanlı ordusunun diğer kolunun yürüttüğü korfu'daki kuşatma da kaldırıldı, venedikliler voniçe'yi ve preveze'yi ele geçirdi. savaştan yaklaşık bir yıl sonra prinz eugan, osmanlı ordusunu tekrar mağlup ederek hem temeşvar'ı hem de belgrat'ı ele geçirmeyi başardı. savaştan sonra kutsal roma imparatoru vi karl bir mektup yollayarak prinz eugen'i tebrik etmiştir. papa ix. clemens de kutsanmış bir şapka ve kılıç göndererek prinz eugen'i ödüllendirmiştir.

    kaynaklar:
    + ismail hakkı uzunçarşılı - osmanlı tarihi - cilt: 5 - türk tarih kurumu yayınları - 6. baskı.
    + midhat sertoğlu - mufassal osmanlı tarihi - cilt: 5 - güven yayınevi - 1971.
    + hakan karagöz - pasarofça barışı’na giden süreçte osmanlı-habsburg rekabeti (1716-1717) - 300. yılında pasarofça antlaşması sempozyumu bildirileri - msü yayınları - 2019.

  • bir karı-koca tanıyorum. 12 yıl falan evli kaldılar. ilk 6-7 sene herkes kendi evinde yaşadı ama sonrasında adam "yaşlandılar" gerekçesiyle anasını babasını aldı, evine getirdi. bir 5-6 sene de adamın anne babasıyla yaşadılar. kadın çalışıyordu, gıkını çıkarmadan o kadar sene hizmetlerini etti.

    12 yıl sonra kadınla adam (adamın aldatması nedeniyle) boşandı. ve ne oldu biliyor musunuz? adam boşandıktan 3 ay sonra, koşa koşa gidip annesinden, babasından ayrı eve çıktı. şu anda anne baba ayrı yaşıyor, oğulları tek başına yaşıyor...

    şimdi bu adam 5-6 yıl boyunca "annesine babasına bakan hayırlı evlat"tı; öyle mi?

    kendi bakmayacağınız, tahammül edemediğiniz ana babanıza karınızı baktırmayın. mecbur değil. yok efendim "40 yaşından sonra anne babayla mı yaşanır"mış... eee, karın varken yanında, değişen neydi? beyefendi anasının babasının hizmetini karısına yaptıracak, boşanıp yalnız kaldığı gün "haydi eyvallah, ben kırkımdan sonra size katlanamam..." alt metni şu: "ben hiçbir sorumluluk taşımayan bir asalağım, hayatım boyunca öyleydim, karım toparlıyordu beni... şimdi artık o yok ve ben eski halime dönüyorum." yani aslında kendisi hayırlı evlat falan değil amk, karısının insanlığı (ya da belki mecburiyeti) üzerinden rol kesiyor.

    kendiniz bakacak, hizmetlerini kendiniz edecekseniz o ayrı mesele. ama siz yemekten sonra koşa koşa gittiğiniz yatak odanızda bilgisayardan film seyrederken, işten gelen karınız sofrayı kurup topladıktan sonra kayınpederine, kaynanasına çay servis ediyorsa, "anasına babasına bakan hayırlı evlat" olmuyorsunuz. yüz kere şahit oldum; adam sofradan kalktığı gibi koşa koşa yatak odasına gidip, uyuyana kadar bira içip film seyrediyodu. karısı işten gelip yemek yapıyor, sofrayı kuruyor, kaldırıyor; alınmasınlar, gücenmesinler diye mecburen yaşlı insanların yanında zaman geçiriyor, bacaklarını bile uzatamadan uyuklaya uyuklaya koltukta oturuyor... on dakika dinlenemeden sabah kalkıp işe gidiyor... karınızı buna mecbur bırakmayın. yazıktır.

    ps: kadın ne yapsa yaranamaz da üstelik ha, o da ayrı mesele...