ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ağaçla evlenmek isteyen kadın
-
çalı çırpıya sürtmek deyiminin bir level üstüne geçmiş kadın.
the protector (dizi)
-
sözlükteki âdet şudur; bir yapım hangi ülkeden çıkmışsa, orijinal adıyla başlık açılır ve o başlık üzerinden yürütülür. bu dizinin orijinal adı hakan: muhafız'dır. mesela la casa de papel de money heist diye başlıkla yürütülmüyor. dolayısıyla bu başlığın hakan muhafız başlığına yönlendirilmesi gerekiyor bence.
yaran olaylar
-
hikayemizde evli bir çift, bu evli çift ile aynı evde yaşayan adamın annesi ve daisy isimli bir de köpek var. bu çiftimizin yurt dışına çıkması gerekir ve valide hanım da yaşlı olduğu ve köpeği gezdiremeyeceği için, kaldıkları lojmanın bekçisinden rica ederler: bekçi, her gün daisy’i dışarı çıkartıp gezdirecektir.
olay, üç gün sonra adamın “her şey yolunda mı?” diye annesini aramasıyla ortaya çıkar.
-anneciğim nasılsınız, her şey yolunda mı?
-ayyy oğlum değil, hiç sorma, burada bir manyak var, “dışarı çıkma zamanın geldi teyze” deyip beni her gün zorla bahçede gezdiriyor!”
meğersem bizim bekçi daisy’i teyze olarak anlamış ve teyzeyi üç gün boyunca zorla kolundan tutup bahçede gezdirmiştir. zavallı köpek ise üç gün boyunca s.çamadığı ile kalıp balon gibi şişmiştir.
hdp'lilerin dokunulmazlık için dilekçe vermesi
-
onurlu bir hamledir.
darısı, onuru olup olmadığını anlayabileceğimiz diğer milletvekillerinin başınadır. bakalım onlar da onurlu mu?
not: hdp'li değilim.
öpüşen gençlere bağıran kadın
-
çirkefliği bir tarafa bence kıskanç bir kadındır.
mutlu çiftleri görünce bazıları kuduruyor işte böyle.
gençlere bakma, nevrin dönmesin çığırtkan kadın…
bir söz vardı neydi o? hah buldum… kim namus ve ahlak şövalyeliği yapıyorsa en ahlaksız da en namussuz da odur diye. çok doğru bak bu söz…
kılıçdaroğlu'nun evi ankara'nın en pahalı semtinde
-
ben ankara'nın en pahalı semtini beştepe olarak biliyorum bir ankaralı olarak. saraylar falan var o semtte.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: ya bi beş kilo kadar fazlalığım var
1. nasıl vericem yaaaa :(
2. tamam çıkarttım.
maden suyu ve soda arasındaki fark
-
içilebilir nitelikteki herhangi bir suya karbondioksit * eklendiğinde soda yapmış oluruz. yani musluk suyuna da co2 eklersek bundan da soda elde etmiş oluruz. maden suyu ise yerin en derin katmanlarından çıkar ve çıktığı yerin jeolojik özelliklerini taşır ve magmadan aldıkları karbondioksit gazının basıncıyla yeryüzüne çıkarlar. yeryüzüne çıkarken geçtikleri yolda mineraller de alırlar yani mineralce yüksektir ama sodada mineral yoktur. ikisi de mideyi rahatlatma özelliği taşır ama sodanın bundan başka işlevi yoktur oysa maden suyu aynı zamanda doğal bir mineral deposudur.
maden suyuna ruhsat sağlık bakanlığından alınır , sodanın ruhsatını ise tarım bakanlığı verir.
bir de şöyle bir laf söylemişler ki aslında bu kısaca özetliyor: "maden suyu bir ihtiyaç , soda ise bir tercihtir"
kobani'yi bahane edip bim yağmalamak
-
mesele kobani değil sen hala anlamadın mı?
mustafa ceceli
-
eğer bu adam evlenmeseydi belediye konserleri ile dünyalığını yapabilir miydi sorusunun cevabını merak ediyorum. pr çalışmasının en önemli adımı mutlu ve evli imajı çizmek bence. hatam varsa affola.
abdulkadir selvi'nin imamoğlu tespiti
-
valla duygularıma tercüman falan olmadı.
işini yaptıktan sonra nereye gittiğini umursamam.
tatilden başka argümanınız yok ota boka bunu sokuyorsunuz. biz yolsuzluk dedikçe "ama sizin başgan da datile çıhtı" diyen güruhun suratına tükürsen de durum değişmez ki.