hesabın var mı? giriş yap

  • çocukların üstünde basınç testi, hadım etme, soğuğa ne kadar dayanıyolar , ilaç testi gibi deneyler yapmıştır. hatta abarıp göz rengi değiştirmek için çocukların gözlerine bazı kimyasallar enjekte etmiştir.eğer cehennem var ise en dibinde olmasını istediğim insanlardan biridir.

  • 2019–2020 nba sezonu daha başlamadan pek çok hikayeye gebe.
    los angeles takımları ne yapacaklar?
    russell westbrook ve james harden yanyana oynar mı?
    golden state warriors hanedanı bitti mi yoksa bu şekilde düşünülmesi işlerine mi geliyor? vs vs…

    pek çoğu için çok fazla değişken olduğu için fikirler havada uçuşuyor. o kadar çok ve farklı ses duyuluyor ki, şu an kesin olan tek şey her şeyin gri bir alanda olduğu.
    tam tersine bazı şeyler de çok net.
    örnek olarak; vince carter nba'de 22. ve son sezonunu oynayacak.

    1 ocak 2020 itibariyle de sahaya çıktığı ilk anda 4 farklı 10 yılda nba'de basketbol oynayan ilk oyuncu olacak.
    1990'larda girdiği ligi 2020'lerde terkedecek.

    önce biraz geriye gidip şu müthiş reklama bakalım.

    baktık mı? tamam.
    kariyerinin başlarını hatırlayanlar için vince carter'ın bugün içinde bulunduğu durum da dönüştüğü profesyonel de müthiş şaşırtıcı. zira kendisi lige inanılmaz bir atlet ve süperstar aurası ile girmişti, bu sebeple de kendisine çok hızlı "yeni jordan" yakıştırmaları yapılmıştı. ilk yıllarındaki müthiş skorer oyununun üzerine tarihin gördüğü en iyi smaçör olmasını ekleyince zaten benzetme kendiliğinden oluşmuştu aslında. özellikle çaylak sezonunda dikembe mutombo'nun günahına girdiği şu smaç beklentileri uzaya çekmişti.
    99–2000'de henüz ikinci yılındayken 26 sayı, 6 rebound, 4 asist, 1.3 top çalma, 1 blok ortalamalarıyla, 1 sene sonra ligde üçüncü senesinde 27.6 sayı 5.5 rebound , 4 asist, 1.5 top çalma ve 1 blok ortalamalarıyla oynayınca air canada olmuştu bile.

    ancak jordan olmak o kadar kolay olamazdı zaten, değil mi?
    bu ünvan bugüne kadar kendisiyle aynı dönemde oynayan pek çok oyuncuya verilmesine rağmen kobe bryant dışında o mertebeye yaklaşabilen dahi pek olamadı. grant hill sakatlıklar yüzünden, tracy mcgrady kısmen sakatlık kısmen de doğru kadrolarla bir araya gelememesi, allen ıverson disiplinsiz olması sebebiyle bu benzetmenin ağırlığı altında kaldılar.

    kazanma hırsı seviyesinde jordan'a en yakın şey olan kobe bryant bu benzetmelerden ancak hakettiğine yakın bir paye alabilmişti vince carter'ın aksine. oysa saf basketbol yeteneği olarak 2000lerin başında bu ikiliyi gören hiç kimse kobe bryant'ın vince carter'dan daha yetenekli olduğunu söylemeye cesaret dahi edemezdi.

    vince carter'dan jordan olmayacağı ise çok hızlı belli olmuştu. kendisi pek çalışkan değildi. kazanmak da onun için o kadar önemli değildi ve bunun için bir şeyleri feda etmekle ilgili bir derdi yoktu.

    öyle ki şu an kawhi leonard'ın bambaşka bir seviyede olmasında müthiş payı olan şutun aynısını yıllar evvel carter atmış ancak başarılı olamamıştı.

    inanmıyorsunuz değil mi?

    bence de baya saçma ancak gerçek bu.
    hem 2001'de hem de 2019'da doğu konferans yarı finalinde eşleşen toronto raptors ve philadelphia 76ers serileri 7. maça uzamıştı ve son top toronto raptors'ın yıldız forveti tarafından çizgiye doğru drive sonrası jumpshot ile kullanılmıştı. carter kaçırdı, kawhi kaçırmadı.
    kısfmet.

    (müthiş gereksiz bilgi: 2001 ve 2019'da eşleşmenin galibi konferans finalinde milwaukee bucks ile eşleşti. iki bucks takımının da yıldız oyuncusu 34 giyiyordu. şimdi parçalar birleşmeye başladı değil mi? büyük oyunu sizin için çözmeye devam edeceğim…)

    şu kaçar, bu kaçar diyebilirsiniz. bence de öyle.
    ancak vince carter'ın ne olacağı veya ne olamayacağına dair bu maçta pek çok emare vardı. maçtan bir gün önce kendi üniversite mezuniyetine katılıp bu maça uçakla yetişmişti. konferans yarı finalleri 7. maçı öncesi oldukça iddialı hareket.

    artı şut sonrası o kadar da mutsuz gözükmemesi, hatırlıyorum o zaman bile oldukça tepki çekmişti.
    herşeye rağmen vince seyircilerin en çok heyecanlandığı oyuncuların başındaydı, all-star seçimlerinde en çok oyu alıyor, her maç inanılmaz akrobatik smaçlara imza atıyordu.
    basketbolla az çok ilgilenen herkes kendisini belki de tarihin en iyi smaçörü yapan o meşhur 2000 smaç şampiyonasını hatırlayacaktır.

    bu yarışmadan 6 ay sonra ise uluslararası arenada imza atılmış en meşhur, en unutulmaz ve en inanılmaz smacını vurdu vince.
    olimpiyatlarda fransız oyuncu frederic weis'ın üzerinden bu smacı vurduğundan dünya aklını yitirmişti.

    nasıl yitirmesin?

    carter rahatça weis'ın üzerinden geçmişti ancak bizim rahatça anlayamadığımız şey 2.18 boyunda birinin üzerinden rahatça nasıl geçilebileceğiydi.
    açıkçası hala da anlayabildiğimi söyleyemem.

    sonrasında internet sağolsun bu hayvanın nba'e gelmeden de neler yapabildiğini görmüş olduk. aşağıda kendisinin gösteri maçlarında ve nba'e gelmeden önce kolej bile değil lisede nasıl smaçlar vurduğunu görebilirsiniz. ben lisede bu smacı vurabilsem, kendi fotoğrafımın olduğu t-shirt giyerdim ve bana ekselansları demeyene bakmazdım yeminlen.

    ai to vince
    gösteri maçı
    lise smaç yarışması

    smaçörlüğü ön planda 6,5 sezon toronto raptors forması giydi ve o zamanlar kimsenin suratına bakmadığı son nba şampiyonu toronto raptors'ı ve taraftarları üzerek kendini başka bir kanser takım new jersey nets'e göndertti.
    nets'de oynadığı 4,5 sezonda da hiç 20 sayının altına düşmedi ancak kendisi gelmeden nba finali oynayan nets, carter varken hiç playoff ikinci turunu bile geçemedi.

    o günlerden geriye tarihin en iyi pasörlerinden biri olan jason kidd ile yaptıkları absürd alley-oop'lar kaldı.

    kariyerinin ilk 11 senesi geride kaldığında vince carter'ın yavaş yavaş basketbol sahnesinden çekileceğini düşünüyordu seyircilerin ve yorumcuların çoğunluğu. ki sonrasında formasını giydiği ve eski günlerinde olmasa bile 10–15 sayı aralığında katkı verdiği orlando magic ve dallas mavericks seneleri bile kayda değerdir. play-offlarda son saniye üç sayısı ile spurs'ü yendiği maçı nasıl unutalım?

    vince kariyerinin 12. sezonundan itibaren sonraki 4 sezon boyunca sayı ortalamasını, dakikalarını ve ilk beş başladığı maçları kademeli olarak azalttı. yaşı 37'ye geldiğinde (ki yıllardan 2013 oluyor) ben artık carter'ın emeklilik haberini her an alacağımıza emindim.

    gördüğünüz üzere müthiş yanılmışım.
    vince bunun üzerinde 5 sezon daha oynadı ve şu an 22. ve son sezonuna girmek üzere. artık 43 yaşında nba'de 4 farklı 10 yılda top süren, şut atan ve kısmetse smaç basan ilk oyuncu olmayı bekliyor.

    vince carter nba için çok nadir denk geldiğimiz bir yaşta hala basketbol oynuyor. o kadar ender ki carter hali hazırda nba'de forma giymiş en yaşlı 5. oyuncu ve tekrar sahaya çıktığında 4. sıradaki dikembe mutombo'yu da geride bırakmış olacak.

    evet, adam yaşlı.

    ne kadar yaşlı?

    takım arkadaşı trae young'ın babasından yaşlı mesela.
    bugüne kadar piyasaya sürülen bütün nba 2k oyunlarında olan tek oyuncu olacak kadar yaşlı.
    memphis grizzlies'ın sahibi (41), koçu (34) ve genel menajeri (30) 42 yaşını bitirmek üzere olan carter'a özelde "abi" diyorlar.
    grizzlies demişken, vancouver grizzlies ile oynama şerefine nail olan tek aktif oyuncu tabiki vince carter.
    bugüne kadar wnba'de toplam 15 maç içi smaç vurulabilmiş. carter bey 42 yaşında 15 defa maç içi smaç ile sayı buldu.
    ve bu adam hala takım elbiseyle bile smaç vurabiliyor.

    vince carter bu sezon sonu basketbolu bıraktığı zaman artık 90larda nba'de oynamış kimse kalmayacak.
    tarihin en iyi smaçörü basketbola kendi istediği şekilde veda edecek.

    vince carter yeni jordan olamadı belki ancak her yeni iddialı smaçör için "acaba yeni carter olur mu?" sorusunu sordurtmayı başardı.

    bir nike reklamıyla başlamıştı yazımız, bir başka nike reklamıyla bitirelim.
    buraya kadar okuduysanız bu reklamı da izleyin, neşeniz yerinize gelsin.

    şimdiden hoşçakal ihtiyar. herşey için teşekkürler.

    --- --- --- --- ---

    videoların daha güzel gözüken hali için >>> medium

  • özsaygı genelde kendine değer verme ile karıştırılır. özsaygının ölçülmesi bu yüzden zordur. kendimizle ilgili hissettiklerimizin bir durumdan diğerine göre değişiklik göstermesi mesela bu zorluklardan biridir. kendimize kızmamız gibi veya biri bizden övgüyle söz ederse olumlu ya da olumsuz duygulara kapılırız. kişilik dediğimiz şey kendi içinde dinamik ve çevreselse bu iniş çıkışlar kendine değer verme olarak görülebilir. kendine duyulan saygı ise daha kararlı bir öz değerlendirmeyle ilişkilidir. mesela kötü bir gün geçirdiği zaman ya da kendisine karşı hayalkırıklığı yaşasa bile , kim olduğu ve ne yaptığı konusunda olumlu duygular beslerler. kısacası özsaygı kendilik kavramımızı nasıl değerlendirdiğimize bağlıdır.

    sınavdan düşük bir not alıp ikinci sınava gönülsüz çalışmak hatta direkt dersi salmak hiç de yabancı olmadığımız durum. bu düşük özasaygının bir sonucudur çünkü kişi kendini olumsuz değerlendirir. ancak başarısızlık gibi geri bildirimlere tepki olarak kişinin olumlu özelliklerine odaklanması yüksek özsaygı olarak kabul edilir.

  • nette hiç bir yerde karikatürleri olmayan sadece scan edilmiş halde bulabileceğiniz muhteşem karikatüristlerden biri.

    adam la kadın yatakta yatmaktadırlar
    adam eliyle pipisini tutarken

    adam : naciye bak kahvaltını yatağına getirdim
    kadın: istemem sen ye hayvan herif
    adam : aa valla olmaz, bari sıcak bişeyler iç.

    o sırada cocuk kapıdan bakar
    "ne pis bi aşkın meyvesiyim lan ben"

  • adam sakin sakin otururken göz göre göre cinayete kurban gitti. izlerken bir yakınımı kaybetmiş gibi üzüldüm. adam öldürmek bu kadar kolay işte bu ülkede.

    edit: bazı aklıevveller “bu ülkede” lafıma takılmışlar. ülkeyi kötülüyormuşum da dünyanın her yerinde böyle oluyormuş da... size açıklama yapmakla uğraşmayacağım, boş yere mesaj atmayın.

  • sanatın müzik, dinen haram. 1400 yıldır böyle. sen naptın, sırtını seküler laik kitlelere yasladın, dinen yasak olan sanatını gönlünce icra ettin, ününe ün şanına şan kattın, hatta cumhuriyet kazanımlarının gölgesinde aklın erdiğince siyaset yaptın. bu kazanımların steril koruyuculuğu altında istediğin gibi borunu öttürdün. kimse seni tehdit etmedi, mahkemeye vermedi.
    sen naptın peki aptal oğlu aptal sezen, gittin sana bu şartları sağlayan sekülerizme savaş açmış, varoluşundaki tüm değerlere düşman akp takımına yanladın. yok iki cihan dedin yok lekeli dedin. kimdi bunlar? senin konser üstüne konser verdiğin rumelihisarı sahnesinin ortasına mescid dikelten tiplerdi.
    yahu hiç mi utanmadın hiç mi sıkılmadın bu heriflere payandalık etmeye?
    al şimdi sana kapak oldu. harcamak için şeytanla işbirliği yaptığın rejim zamanında bir kez olsun dilini koparmaya kalkan olmamıştı, tepemize çıkardığın kişiler bugün en tepe makamdan tehdit ediyor seni.
    ve bokum diyemiyorsun. gık diyemiyorsun. sıfır ses. sıfır tepki. cesaret tartısında aynen bir sümüklüböcek kadarsın. kim koruyacak seni şimdi. referandumda canına ot tıkattırdığın mahkemeler mi, tarikatçılarla doldurulan polis kadroları mı asker mi. lekeli ilan ettiğin bizler mi.
    zavallıcık. üç kuruşluk aklınla geldiğin nokta bu işte. yaa sezencik. işte durumlar böyle.

  • "bu adamı ayıplamak ikiyüzlülüktür. ağlaya ağlaya talep ettiğiniz sosyal devlet insanları ne yazık ki tek çocuğu olanlar ve 32 çocuğu olanlar diye ayıramaz."

    faşizm gibi, ikiyüzlülük etiketinin de bini bir para, olur olmadık kullanılıyor. bir tane basit hırsızlık için 10 sene hapis aşırı, 32 hırsızlık içinse 10 sene az bile. bunu savunmak ikiyüzlülük mü?

    5 ay issizlik sigortasi toplamak isteyenler, 50 ay boyunca oturdugu yerden bunu isteyenlere de laf edemesin mi, ikiyuzlu olmamak icin?

    ikinci ayda kurtaj olan biri, 9. ayda kurtaj olana birsey diyemesin mi?

    ayda bir kere doktor kontrolune giden biri, ayda 32 kere giden munchausen hastalarinin suistimaline suskun mu kalsin?

    ***

    sosyal devlet insanlari tek cocugu olanlar ve 32 cocugu olanlar diye ayirabilir, ayirmali da. bir can egrisi yaparsin, 2-3 cocuga kadar artarak devlet destegi saglanir, sonraki cocuklar icin destek durur, atiyorum 8. bebeden sonra da adamdan ekstra vergi alirsin, "hastanemdeki tum yataklarin, okulumdaki tum siralarin ustune senin sulalen icin rezerve levhasi koyacaksam parasini odersin" dersin.

    limit sonsuza giderken yardimin da sonsuza kadar artmasi devletin cocuk tesviki demek. burasi katar mi?

    ben niye mevcut insan genomunun istilaya ugramasini subvanse edeyim? adam resmen evrimin gereginden fazla basarili bir sonucu olmus: ureme ugruna yuzsuzlukte cigir acip, yardim istedigi sirada bile 18 tane daha cocuk yapmak istedigini soyleyebiliyor.

    ***

    sosyal devlet insanlari tek evi olanlar ve 32 evi olanlar diye ayirip, vergisini ona gore aliyor. insanlari 1 ay issiz kalmis olanlar ve 32 ay issiz kalmis olanlar diye ayirip ona gore sigorta oduyor. universitede 5 sene okumus olanlar ve 50 sene okumak isteyenler diye ayirip ona gore bursu kesiyor, askerlige postaliyor. dünyada nicelikten bagimsiz kac tane sosyal politika olabilir?

    bu bir denge olayi ercan, bir optimizasyon olayi, ince ayar olayi. ercan bu bir sevgi olayi degil, bir genel-gecer ahlaki ilke olayi degil.