hesabın var mı? giriş yap

  • bir ingiliz atasözü der ki; "galibiyette taç kimin başına konulacaksa, mağlubiyette de ip onun boynuna geçirilmelidir." yeterince açık sanırım.

  • bugün bir cenaze için trabzon'a geldim. forum avm denen yere girdim. birini beklerken.

    awm'nin içinde türk yok. herkes çarşaflı, esmer sakallı, saygısız, barbar, iğrenç arap dolu. çoluk çocuk iğrençlik. saymıyorum neler yaptıklarını.

    ey trabzon'da yaşayanlar. utanın. sizler milliyetçi falan değilsiniz. arapların kölesi olmuşsunuz.

    size her yer trabzon değil size her yer arabistan.

    edit: gezime devam ediyorum bazı fırınların tabelaları arapça. türkçe bir şey yazmıyor. sadece arapça. arapça restoran ismi de gördüm. yemeni house restoran.

    dilenciler. arap köleleri, hizmetkarlari.

  • facebook'ta paylaştığı bir gönderide;

    --- spoiler ---

    suçlusun basbakan asgari ücret 184 tl iken 760 tl yaptın......
    suçlusun halk bankası sen den önce esnafa %47 faizle kredi veriyordu sen %13,%10 en son olarak %5 yaptın
    suçlusun erdoğan sosyal dayanışma fonu 892 milyon tl iken 2milyar 365milyon tl ye yükselttin
    suçlusun erdoğan kişi başına milli geliri 1.300 dolardan 10.000 dolara çıkardın
    suçlusun gariban sofralarında iftar açtığın için..
    --- spoiler ---

    gibi paylaşımları bulunan eleman. ama 2000-3000 dolarlık arabası yanınca kişi başı milli gelirin 10000 dolara çıktığını unutmuş olmalı ki hüngür hüngür ağlıyor. o övündüğü sosyal dayanışma fonundan alsın parasını madem. ya da o övündüğü düşük faizlerle çeksin bir kredi.

  • bunun cevabı artık giderek belirginleşiyor: hiçbir zaman. bu pandeminin bitmeyeceği anlamına gelmiyor elbet ama o da yakın bir tarihte pek mümkün değil. öncelikle bu konuda kesinlikle uzman değilim ama her gün aşı etkinliği vs. dair birkaç araştırmayı doğrudan kaynağından okuyor, konuya dair yeni haberlerin hiçbirini kaçırmıyorum. benim öngörüm pandeminin iyimser bir tahminle 2024-2025'ten önce bitmeyeceği yönünde. pandeminin bitmesi daha etkin bir aşının ortaya çıkmasına ve aşı üretiminin aşıyı geliştiren ülkelerden dünya geneline kayarak yerinde üretim sistemine geçilmesiyle mümkün olacak.

    dünya genelinde yaygın aşılamaya geçilmesiyle başlayan iyimser havanın üstüne maalesef gölge düşmeye başladı. dsö'nün şimdiye kadarki en tehlikeli varyant olarak nitelendirdiği delta ve delta plus'ın giderek baskın varyant olmasıyla alakalı bir durum bu. 14 haziran itibariyle ingiltere'de delta varyantı kaynaklı tespit edilen 73 ölümden 26'sının iki doz aşılandığı ve son dozdan bu yana iki hafta geçtiği görülüyor. 28 haziran itibariyle full aşılı (biontech veya astrazeneca) olmalarına rağmen ölenlerin oranının arttığı görülüyor (50/117). aşılar tabii ki tamamen etkisiz demek değil bu hatta baya etkililer. ölenlerin hiçbiri 50 yaş altında değil mesela. bu iyi haber olsa da şu anda piyasada bulunan aşıların özellikle yaşlılarda delta varyantı söz konusu olduğunda ciddi bir koruma sağladığını söylemek kolay değil.

    bu durumda tüm hızına rağmen aşılamanın delta varyantını sendeleteceği ama alt edemeyeceğini/edemediğini söyleyebiliriz. hindistan'daki yoğun nüfus ve tedbirsizlik virüsün çok sayıda konakta mutasyona uğramasına sebep oldu ve aşılama hızı bunu tolere edemedi. dolayısıyla ben bu tren şimdilik kaçtı diye düşünüyorum umarım yanılırım. nüfusun çok ciddi bir kısmını tamamen aşılamış ülkelerde bile vakalar yükselişte. iyi haber, hastaneye yatışlar ve ölümlerde vaka sayısına benzer bir artış henüz söz konusu değil.

    türkiye özelinde bakacak olursak, yeni bir pikin kapıda beklediğini düşünüyorum. geçen sene olduğu gibi bayram sonrasında vaka sayılarının tekrar artış trendine girmesi kaçınılmaz. evet, bu sene koz olarak elimizde ciddi bir aşılanmış nüfus var ama büyük çoğunluğu tek dozla sınırlı. 18 yaş üstü nüfusun sadece 4'te 1'i tam aşılı ve bunun ciddi bir kısmı da delta'ya karşı etkinlik verisinin bulunmadığı sinovac (ceo sadece etkili olduğunu söylemekle yetindi). bu gidişat sonbaharla birlikte turizm sezonunun sonunda tedbirlerin ve kısıtlamaların yeniden hayatımıza girmesi demek. bu kesinlikle istediğim bir durum değil ama bu şartlarda görünen köy hissine sahip olduğumu söylemeliyim. tek umut aşıdan kaçma ihtimali görece yüksek varyantların türkiye'de baskın hale gelmemesi ve çift doz aşılamanın yetişkin nüfusta %60 üstüne 1 ay gibi bir zamanda en geç ağustos başında çıkabilmesi.

    buradan şu sonuca ulaşmak mümkün: henüz kesinleşmese de virüsün dünya genelinde aşılama hızını alt etmesi çok olası. hatta yeni varyantların türemesi ve yayılması, bu varyantların virüsten kaçma oranlarının daha yüksek olması daha da olası. dolayısıyla daha etkin aşılar bulunana ve aşı tedariği sorunu yerelde üretimle çözülene kadar her sene bir iki pik görmeye devam edeceğiz bence. bu da muhtemelen 2024-2025'e kadar sürecek. keşke sürmese.

    edit: dün açıklanan 50 yaş üstüne üçüncü doz hakkı (biontech tercih edilmeli) ve 2. dozların 2 hafta erkene çekilmesi son derece güzel bir gelişme. yeni olası pikin önünü kesebilmesi olası. yeter ki halkımız aşısını vurulsun.

    edit: bu 3 temmuz tarihli habere göre aşılamanın varyantların gerisinde kaldığı resmileşiyor. delta artık 98 ülkede.

  • bir esra elönü beyanı. e senin barda kafayı çekip de kontrole yakalanmamak için kafasını saran bir sivrizekalı olup olmadığını nereden bilecek polis?

  • kişiye göre değişiyor bu sorular. ben mesela tarih coğrafya sorularında zorlanıyorum ama matematiğim iyi, 50 net çıkarırım gibime geliyor.

  • çocuğunu özel okula veren her ana baba ama özellikle anneler sanki bir tek kendi çocuğu özel, okul ve trafik sadece onlar için yapılmış gibi davranıyor. avrupa'da amerika'da yasalar ve pek tabii medeniyet çerçevesinde asla yapmayacakları şekilde kuralsızca ve pek tabii saygısızca ana arterin ortasında arabası ile duruyor, park ediyor, aracı çalışır halde bırakır dörtlüleri yakıyor vs. napıyorsunuz efendim diye sorarsanız yüzünüze boş bakıyor, bazısı hak ve gururla çocuğumu bekliyorum diyor. istanbul'da net bir şekilde sabah ve akşam okul trafiği diye bir şey var ve sebebi de çocuklarını özel araçları ile okula bırakan ve okuldan alan veliler. yürüyerek kırk dakikada geçilecek yollar araba ile kırkbeş dakikada geçiliyorsa mutlaka etrafında bir özel okul vardır. buna cumartesi günleri kurs - etüt - bale - yüzme gibi türlü aktiviteleri de ekleyebilirsiniz. ülkenin eğitimsizlik ve bilinçsizlik seviyesi arşa ulaşınca pozitif ayrımcılığı hak gören ebeveynlerin davranışları gerçekten göz yaşartıcı.

    eskiden sadece trafik tıkanırdı, şimdi artık can ve mal kayıpları da yaşanıyor. araç ve yaya kazaları yaşanıyor. bu konuyu iletişimle çözemediğinizde pek tabii okul yönetimine, belediyeye, emniyet müdürlüğüne, hatta cimer'e ilettiğinizde aldığınız cevaplar yaşadıklarınızdan çok farklı değil.

    sevgili veliler, sadece sizin çocuğunuz okula gitmiyor ve trafik dediğin şey bu kadar sorumsuzca hareket edebileceğiniz bir şey değil.

    ülke her anlamda içten içe çürüyor, kanunsuzluk ve kuralsızlık kol geziyor onu geçtim insanların kendine ve birbirine saygısı yok ama sorarsan çocuğunu özel okula gönderiyor. kusura bakmayın da bu kafayla siz nesiniz ki çocuğunuz nasıl bir eğitim alıp ne olacak?