ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ortaokuldan itibaren osmanlıcayı öğreteceğiz
-
o zaman ilk türklerden olan asya hunlarına saygı gereği, seçmeli olarak da; hunca öğretilsin...
nasıl olsa modern çağda ikisi de işe yaramayacak. bari "asıl" atalarımızın dilini öğrenelim.
ek olarak : hunca diye bir dil olmadığını, onun yerine göktürkçe olması gerektiği söyleyen arkadaşlar da sonuna kadar haklı.
26 haziran 2018 kemal kılıçdaroğlu açıklaması
-
adeta kaybedeni olmayan bir secim. eline mikrofonu alan başarılı olduğunu iddia ediyor.
ıyı parti onca baskıya ve medyaya rağmen %10 aldi. başarılı.
mhp baraj altı kalacak derken %11 aldı. başarılı.
erdoğan %52 ile 16 yıl sonra yine kazandi. basarili.
ınce partisinden 8 puan ileride. başarılı
hdp barajı geçti. başarılı
kim kaybetti lan bu seçimi ?
aşık mahzuni şerif
-
köyünde pehlivandiye anılan dedem ile bir de anısı olan aşık.
dedem, 76–80 yıllarında almanya’ da çöpçülük yapmıştı. mahzuni’ de o sıralar
almanya’ ya gelmiş gurbetçilere, yurttaşlara konser vermeye gelmiş. mahzuni konserini verir beş kuruş da para almazmış. konser biter mahzuni’yi herkes evine davet eder fakat gitmezmiş mahzuni baba kimseyi rahatsız etmemek için. ama mahzuni aşkı bu, kalabalık dağılmaz. en sonunda baba bir gurbetçinin evine gitmeyi kabul eder ancak yatıya kalmamak şartıyla. akşam olmuş karanlık iyice çökmüş. mahzuni zar zor müsaade ister ev sahibinden. cebinde sadece yol parasıyla tren istasyonunun yolunu tutar. dedem de istasyonda çöpçülük yapmaktadır. mahzuni’nin almanya ya geleceğinden haberi yoktur, tren garında mahzuni elinde sazı bankın üzerine yatmış ellerini dizlerinin arasına almış sazını da başucuna koymuş trenin gelmesini beklemektedir. o sırada dedem bunu görür süpürgenin sapıyla mahzuni yi dürtükler. sazı görünce türk olduğunu anlar tabi,
—ne yatıyorsun otel mi burası? der
mahzuni doğrulur hiçbir şey söyleyemez yere bakar
dedem;
—eline de almış sazı kalk başka yere yat, ipini koparan almanya ya işçi olmaya geliyor der.
mahzuni;
—babacım bana işçi olmayı layık görmedi hak der, konsere geldim, ozanım der.
dedem daha da sinirlenir ,
—şimdi de başımıza mahzuni kesildi diye bağırır.
mahzuni bu hiçbir şey demez
ayağı kalkıp başka yere gidecekken
dedem yüzüne bi bakar ki oda kim? koskoca mahzuni! dizlerinin bağı çözülür oracıkta ağlamaya başlar(dedem o zaman kadar hiç böyle ağlamadığını söylüyor)
hemen yapışmış ayağına diz çökmüş “gitme baba” demiş sadece, ağlamaktan başka bir şey diyememiş. mahzuni kaldırmış dedemi o zamanlar aynı yaşlarda olan dedem hemen eline sarılmış öpmek için. öptürmemiş mahzuni “eli öpülecekler sizlersiniz” demiş.
o gece mahzuni dedemde kalmış, bırakmamış dedem “gidersen peşinden atlar bende gelirim” demiş “işimi bırakır daha dönmem almanya ya” o gece sabaha kadar hiç uyumamışlar mahzuni gece sabaha kadar çalıp söylemiş dedem evde 3 boş kasete sadece türkülerini kayıt edebilmiş
yine de yetmemiş. dedem mahzun inin cebinde sadece yol parası olduğunu söylüyor.
şimdi ikiside hakk’ a yürüdü. ne edem dünya bu.
italyanların ab bayrağı yakması
-
bu italya o kadar türk ki. onun yerine bize katıl.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"aşkım baban iflas mı etti kanka"
üniversite öğrenci kimliği fotoğrafı
-
üniversite giriş sınavına başvururken lisede hocaların el kadar webcam'e bakarak çektirdikleri fotoğraftır. o kimlik kartı istenmeyen ellere geçtikçe o hocaların da az kulağı çınlamadı zaten. hayır bir de üniversitedesin, ikili ilişkilerin en yoğun yaşandığı yer. birinden hoşlanıyorsun sonra bir şekilde adam senin kimlik kartını görüyor ve lal oluyor. nice ilişki bu şekilde başlamadan bitti.
bu sen misin gerçekten gibi soruların yanında, bak doğru söyle estetik operasyon mu geçirdin yoksa yüz nakli mi oldun gibi acımasız sorulara da zemin hazırlıyor.
hani nüfus cüzdanı aracılığı ile maymun olmak denilmiş ya, en azından dünya üzerinde bulunan bir canlıya benzetilmiş. bazen bu kartlarda öyle fotoğraflar oluyor ki; yaşayan herhangi bir canlıya benzetilemeyen.
tabii bir de bu fotoğrafla ilgili korkutucu hikayeler dolaşır ara sıra koridorlarda. bir keresinde diplomada fotoğraf olacağı ve o fotoğrafın da bu olacağı gibi ürkünç bir dedikodu duyuldu da bölümde; on dört arkadaş kalp krizi geçirdi, dokuzu felç oldu, beşi okulu bıraktı.
hamit altıntop
-
hamit altıntop sakatlandığında halama akciğer kanseri teşhisi koymuşlardı.
halam, onca kemoterapi gördü akciğer kanserini yendiğini öğrendim bugün, bu hamit hala iyileşemedi.
bacağı komple koptu yeni bacak mı diktiler bu adama nasıl bir sakatlık bu amk.
edit: adam yılda bi kere aklıma gelir entry yazarım, bileğini kırar. adını anmamı istediğiniz kaynananız filan varsa söyleyin yani.. biraz okkalı anarım adını direk mefta.
kaz dağları'nda altın arayan şirketin müdürü
-
mevcut kamuoyu baskısına "30 yıldır bekliyoruz madeni açmak için.3-5 ay daha bekleriz." diyecek kadar açgözlülüğünü beyan eden birisi:
https://twitter.com/…tatus/1376455908088287234?s=19
herif çizgi film kötüsü gibi resmen.
böyle klişe kötü tiplemesi olur ya,aklına çok kötü bir plan gelir hemen ardından pis bir sırıtışla ellerini ovuşturur ve kahkaha atmaya başlar.herif tam o klişe kötülük tiplemesinin vücut bulmuş hali.para hırsı gözünü öyle bir kör etmiş ki yansımasını söylem ve hareketlerine bakarak anlayacağın seviyede bir yozlaşmışlık.
uğur dündar yumruğu
-
uğur bey mikrofonu bırakmadığı için teknik olarak röportaja devam etmiş sayılıyor. işte gazetecilik.
influencerların hepsi çöp ve zavallılar
-
doğru söylemiş. bunları takip edenler de bunlar kadar zavallı.
makyajcı bir varoşu takip edip, her gün yeni makyaj stili mi öğreniyorsunuz? ne kadar meraklısınız komisyon alarak giydiği şeyleri şurdan aldım, burdan aldım diyenlerin attığı linklerden alışveriş yapmaya.
örgü örmek
-
başlarda terapi gibi duran sonra kendi başına takıntı halini alan faaliyet. üstelik bulaşıcı da. aynı mahallede oturduğum iş arkadaşımı yüncüye sokarak ona da bulaştırdım, üstelik hiç örgü bilmiyorken. işten eve bir an önce gitsem de örgü örsem, otobüste örsem bana garip bakarlar mı diye düşünmeye başladıysanız, yaşasın, yeni takıntınız var demektir. o değil de yakında şirketteki (inşaat şirketi, çalışanların arasında sadece 3 hatunuz ve 3ümüz de örgüyü seviyoruz) işi gücü bırakıp örgü örmeye başlayabiliriz diye korkuyorum.
bir kadına söylenebilecek en güzel şey
-
"saçınız, kaşınız ve kirpikleriniz haricindeki bütün kıl kökleriniz kurudu."
yaran yanlış okumalar
-
siyami ersek hastanesi'ni siyahi erkek hastanesi diye okumak..