hesabın var mı? giriş yap

  • en sevdigim animasyon film. oldukca keyifli ve ic acici olmasinin yaninda insani mutlu eden bir yani da var. yemek yapmaya bu kadar meyilli oldugum bir dönemde izlemem, manisa kebabi`nin tarifini kendime göre degistirmem ve bir enfes yaratmamla sonuclandi üstelik. ayni anda esimde de benzer yan etkileri birkac gün sonra ortaya cikti. o da kendi ratatouille tarifini yaratti ve sonuc mükemmeldi. kisacasi insana verdigi ilhami yeter.

    not: bakin o kadar gaza geldik ki restoran acmaya karar verdik.

  • yeni yıla sayılı günler kalmışken aklıma düşen muhteşem kokulu kurabiye evdir. çok büyük boyutlarda, izlemekten yemeye kıyamayacağınız şahane evler yapmak pek tabii mümkün ama fincan kenarına yerleştirilen minikler benim favorim. mini gingerbread house için kullandığım kalıpların boyutunu bu doğrultuda oldukça minik tuttum. ve iyi demlenmiş bir kahve ile fincanlarımızın kenarına ilişmiş kurabiyelerin lezzetinin harmanlanmasıyla sonuçlandı.

    gelelim bu güzel kurabiyenin hamuruna. ben sadece zencefil kullanmak yerine birkaç ekleme daha yaptım. bu tadını çok daha farklı ve güzel yaptı bana kalırsa. ayrıca toz zencefil yerine taze zencefil kullandım.

    100 gr tereyağı
    1 adet yumurta (orta boy)
    4 su bardağı un (400 gr)
    yarım su bardağı pekmez (100 ml)
    2 çay kaşığı taze zencefil rendesi (4 gr)
    1 portakal kabuğu rendesi
    1 çay kaşığı tarçın (2 gr)
    1 çay kaşığı karanfil (2 gr)
    yarım çay kaşığı muskat (1 gr)
    eser miktar tuz

    royal icing için:
    1 yumurta akı (küçük boy yumurta)
    2 çay kaşığı limon (4 ml)
    8 yemek kaşığı pudra şekeri (64 gr)

    öncelikle tereyağı ile pekmez iyice çırpılır. tereyağı oda sıcaklığında olmalıdır. sonrasında portakal ve zencefil rendesi, karanfil ve tarçın eklenir. sıvılar iyice karışınca un yavaş yavaş eklenir. burada yoğurma işlemini oldukça az sürede bitirmelisiniz. eğer hamuru fazla yoğurursanız daha çok un ihtiyacı olacak ve en son hamurunuz tereyağını dışarı atacaktır. hamur yoğurma işlemi bitince hamurunuzu iki parçaya ayırıp buzdolabında yarım saat bekletin. böylece hamurunuza istediğiniz şekli vermek çok daha kolay olacaktır.

    dinlenen hamuru pişirme kağıdının arasında yarım santimetre kalınlığında açın ve kalıplarınızdan gereken şekilleri çıkarın. bu hamura göre yaklaşık iki tepsi ve 16 minik ev çıkmaktadır. 170 derecede, fansız şekilde 8-9 dakika pişirin.

    bu esnada royal icing yapabilirsiniz. yumurta akı ile limonu iyice çırpın ve sonrasında pudra şekerini ilave edin. bu royal icing evin parçalarını yapıştırma amaçlı kullanılacağı için en yüksek viskoziteye sahip olmalıdır. gerekli kıvam testi: yaptığınız royal icing içerisinde bir çizgi çizdiğinizde, o çizgi 25 saniye beklediğiniz halde hala kapanmadıysa istenen kıvam elde edilmiştir.

    fırından çıkardığınız kurabiyeleri tel üzerinde bir süre bekletin ve sonra royal icing ile parçaları birleştirin. en son süsleme için royal icing içerisine birkaç damla su ekleyerek kurabiyelerinizin süslemelerini yapabilirsiniz.

  • fenerbahçe'ye geldiginde toy bir üniversite ogrencisiyken su anda evli barkı işinde gücünde çocuklu çocuklu bir adamım lan ben. nasıl 3 dakikada yollarsınız lan bu adamı! amlarına koyayım ben onların.

  • "lunaparktan geliyorum. ne dolaplar dönüyor inanamazsınız. işin içinde çocuklar bile var."

    komik lan.

  • insan bunları görünce keşke hiç uğraşmasaymış gazi diyor.

    şu tipler için miydi çekilen onca acı, geceler boyunca süren akıl oyunları, uykusuz geceler, dağda taşta uyuma, cehennem gibi cepheler?

    sen bir hayatı adıyorsun, 57 yaşında bitiyor ömrün. 85 sene sonra bile hakaret yiyorsun.

    ulan bu kadar nankör, bu kadar haysiyetsiz, bu kadar kalleş, bu kadar kahpe olunmaz be...

  • düşük maliyetli havayolu kavramını bize öğretebileceğini sanan gerizekalılar tarafından savunulan şirket.

    anlamadığınız şu güzel kardeşim, kimse neden düşük maliyetli havayolu politikası uyguluyorsun diye kızmıyor pegasus'a. kötü hizmet verdiği ve fiyat politikalarını kötüye kullandığı için kızıyor.

    1. ucuz hizmet almak kötü hizmet almak demek değildir. görece ucuz bilet satman, bazı gerizekalıların dediği ''lan bu paraya daha ne istiyorsun?'' deme hakkını ancak çerkeş otogarında verir sana, havalimanında değil. bak dünyadaki lowcostlara anlarsın ne demek istediğimi.

    2. low-cost'san eğer bir görelim 1 euroluk kampanyalar şöyle delikanlı gibi, 49 euro'dan başlayan fiyatlarla diyip 99 euro kaktırarak low cost olunmaz.

    3. çalışanlarını eğit. terbiye ver. çayıra salınmış gibi çalışmasınlar.

    4. çağrı merkezinden para almak ne lan değişik? uçağa giriş parası da isteyecek misin yakında?

    5. rötar yapma. yapacaksan sorumluluk al. yolcularını adam yerine koy, mağdur etme.

    6. bagaj kaybetme. evet kaybetme. 10 seyahatte 3 kez bagaj kaybetme.

    pegasus ucuz diye değil, kötü bir firma olduğu için eleştirilmektedir, ki en çok kullananlardan biri olarak kesinlikle katılıyorum.

  • saf, iyiniyetli fakat düz bir insandır.
    rönesans sonuçta herkes bir sanatla ilgileniyor, resimdir, mimaridir, heykeldir... ee haliyle her tarafta bir boya kokusu, tiner kokusu, vernik kokusu filan, bir süre sonra rahatsız olmuş belli ki adamcağız. en sonunda da isyan etmiş, ''yeter lan'' demiş, ''boya kokusundan kafam beynim döndü, rönesans'ı batsin'' demiş.

    ''işte bu anlayış yüzünden ülkemizde sanat gelişmiyor'' diyerek bir hıncal uluç yazısı tadında bitiriyorum izninizle entryimi

  • ali türkşen: hulusi akar istifa etmeliydi
    didem arslan: ama darbecilere bağırdığını söylüyor
    ali türkşen: demek ki iyi bağıramamış

  • thy'nin 20.02.2018 tarihli 12.40 berlin uçağını kaçırmamız vesilesiyle öğrendiğimiz uygulamadır. tekrar bilet almak istediğimizde sadece gidiş değil gidiş-dönüş uçak biletinin yandığını öğrendik. yani uçağı kaçırdık diye dönüş biletinin üstüne yattılar. yeni gidiş bileti alsak bile dönüş biletine çöküyorlarmış. diğer firmalar nasıl yapıyor bilmiyorum ama bu düpedüz ahlaksızlık.