• borusan istanbul filarmoni orkestrası tarafından 14 ocak'ta lütfi kırdar konser salonu'nda seslendirilecek şahane. heleloyy
    http://www.borusansanat.com/…program.aspx#program93
  • bazen yağmur güçlü şekilde yağar, ara ara şimşekler çakar, gökyüzü bir anlığına parlar sonra tekrar kararır ya...

    ve bazen istersiniz ki yağmur daha şiddetli yağsın, şimşekler çaksın, etraf bir saniye aydınlanıp bir saniye kararsın... yağmur şiddetlendikçe daha hızlanmasını istersiniz! o içinizde köpürerek büyüyen heyecan, öfke, sevinç... ve bunların sarhoş edici tatları. bedeninizin ruhunuza dar gelmesi ve sanki onu yırtıp çıkacakmış gibi oluşu. kan dolaşımınızın hızlanması, kalp atışlarınızı artık sayabiliyor oluşunuz.

    inanılmaz bir eser.
  • şahsi kanaatimce, deutsche gramophone'dan 1963'de çıkan herbert von karajan-berlin filarmoni kaydı, bariz bir şekilde bu senfoninin tek geçilebilecek kaydıdır. (bunu karajan'dan 4(hatta, 1948'deki viyana filarmoni kaydıyla beraber 5), antin kuntinler de dahil olmak üzere toplamda yanlış hatırlamıyorsam 30 üzerinde kayıt dinlemiş birisi olarak söylüyorum. gidip başka şeylere para vermeyin.

    ayrıca, bu vesileyle har hur, "asker", "askerlik", "askerce", "2-4", vs... diye yazarken, arada dayanamayıp bana yine entel dantel musıkî entrysi yazdırdığı için beethoven emmiye selamlarımı çakarım. (ilk cümlede "tek geçerim" lafını da kullanmışım; ibret olsun diye silmiyorum.)

    bitirirken şu alıntıyı yapmak isterim, çevirttiremeyeceğim kusura bakmayın:

    "by general consensus, herbert von karajan's first (1963) beethoven cycle for deutsche grammophon is the best of the four (!) that he recorded. the berlin philharmonic was in top form, and they had not yet made an artistic fetish out of the bland smoothness that typified the conductor's later recordings of this music (and just about everything else). karajan's squeaky clean, emotionally cool beethoven will always be something of an acquired taste, but this set makes the best possible case for it." --david hurwitz
  • bu eserin insanlık tarihi için en önemli özelliklerinden biri de 1951 bayreuth festivali'nde wilhelm furtwängler yönetiminde icra edilen kaydının uzunluğunun bugünkü cd/dvd teknolojisini doğrudan etkilemiş olmasıdır.

    compact disc teknolojisi 1970'lerin sonlarında sony ve philips tarafından ayrı ayrı geliştirilirken 1979'da ortak çalışma kararı alınmıştı. o tarihe dek sony 10 santimlik 16 bit tabanlı, philips ise 11,5 santimlik 14 bit tabanlı plakalar üzerinde çalışıyordu. sony'nin niyeti daha portatif bir ürün çıkarmak, philips'inki ise daha uzun kayıt süresi elde etmekti. sony başkan yardımcısı norio ohga, en sevdiği eser olan senfoni no.9'un 1951 bayreuth festivali'nde wilhelm furtwängler yönetiminde icra edilen versiyonunun tamamını alabilecek kapasiteye ve ses kalitesini arttırmak için de 16 bit 44000hz formatında olmasını önerdiğinde cd'nin çapı kaçınılmaz olarak 12 santime çıktı.

    dvd geliştirilirken de geçmiş teknolojiye uyumluluk açısından aynı çap korunmuştur.

    edit: bu arada blu ray'i de eklemekte fayda var. bildiğiniz gibi blu ray diskleri de geçmişe uyumluluk göz önünde tutulduğu için 12 santim çapında
  • en az 100 kere her melodisini ayrintiyla dinledigim inanailmaz senfoni. dalgalarda dolasan gemi gibi savrulursunuz bu senfonide. bazen deniz durulur bazen de azgin dalgalarla mucadele edersiniz. iste beethoven budur.
  • diatonik mızıka ile en basit hali şu şekilde çalınabilir:

    +5 +5 -5 +6 +6 -5 +5 -4 +4 +4 -4 +5 +5 -4 -4

    +5 +5 -5 +6 +6 -5 +5 -4 +4 +4 -4 +5 -4 +4 +4

    -4 -4 +5 +4 -4 +5 -5 +5 +4 -4 +5 -5 +5 -4 +4 -4 +3

    +5 +5 -5 +6 +6 -5 +5 -4 +4 +4 -4 +5 -4 +4 +4
  • genelde piyano çalmayı yeni öğrenenlerin bir kısmını çalmayı denedikleri senfonidir. hatta (bkz: gürültücü alt komşu), birazdan inip o orgu ortadan ikiye ayırıp eline vereceğim.
  • bu senfoninin ruslarla, rusya'yla, ruslukla hiç ilgisi olmaması her dinlediğimde inanılmaz şaşırtıyor beni. rusya milli marşı olsa, bolşevik devrim marşı olsa, hepsini geçtim cska moskova taraftar grubu tezahuratı olsa yine tamam ama hiçbiri değil işte. hayretlere gark oluyorum.
  • 4 bolumlu yapitin ilk bolumu sonat formuna uyar. ancak burada formun ele alinisi daha onceden gorulmemis bir ozgunluktedir. senfoniyi muzik tarihinin onde gelen yapitlari arasinda koyan sayisiz ozelliklerinden birisi budur.

    bakalim :

    * bir senfoninin ilk bolumunun sonat formunda olmasi beklenir. sonat formunda bestelenmis bir senfonik ilk bolumun bir yavas acilisi olur ya da olmaz. bunun yoktur. dogrudan serimle baslar.

    * ancak ozgun bir bicimde ilk tema hemen ilk olcuden ciplak ve net olarak karsimiza cikmaz. klasik senfonilerde genelde boyle olur. burada ise bolumun (ve dahi senfoninin) ilk temasi sisli ve belirsiz bir havanin icinden yukselerek adeta dogar. islenisini muteakip tema, dogus sancilari ile birlikte tekrar edilir \ yeniden insaa edilir. bu yeniden insaa tekrar isareti ile yapilmaz. bolumun seriminin tekrari yokken (ki bir klasik senfoniden beklenen serimin tekrarinin olmasidir) ilk temasinin iki kere sunulmasi orjinaldir. bu tekrarli sunumun tekrar isareti ile degil ama muzigin yeniden (ve ilk sunumuna nazaran degistirilerek) kaleme alinmak suretiyle yapilmis olmasi kaydadegerdir.

    1. temanin ardarda iki kere sunulmasi \ insaa edilmesi ile besteci 2.ye nazaran daha kisa ama daha vurucu olan bu ilk temaya bolum icerisinde suresel bir agirlik kazandirmis olur : ikinci temanin yaninda suresel anlamda guduk kalmasini engeller.

    1. temanin en vurucu kismi olan (ilki kisa ikincisi uzun) ilk iki notasi kendi icinde bir motif olusturur ve bu motifin ardarda tekrarlari ile temanin bas kismi vucuda gelir. bu motif bolumun rekaputilasyon ve kapanışinda buyuk onemi haizdir.

    * 2. tema 1.ye nazaran daha iddiasiz ve ezgiseldir. 2. temaya eslik eden 3'lu israrli ritm daha sonra gelismede cokca on plana cikacaktir.

    * bolumun serimi yukarda izah edilmeye calisilan 2 temadan olusur. serimin tekrari, daha onceden belirtildigi uzere, yoktur. gelismeye gecilir.

    gelisme 1. temanin sunumundaki belirsiz hava ile baslar ancak yerini 2. temanin karanlik ve iddiali bir islenmesine birakir. burada 2. temaya eslik eden 3'lu ritm daha vurgulu bir bicimde olculer boyu muzigi domine eder.

    bir ara nefes alan ve dinginlesen muzik olaganustu bir crescendo ile serimin turevine (rekaputilasyona) baglanir.

    * rekaputilasyon beklenecegi uzere 1. temanin bir islenisi ile baslar. ancak bu islenis herhalde o gune kadarki senfonik yazim tarihinde gorulmemis bir güçle yapilir. trompetler, kornolar ve timpaninin asili kalan forte notalarina karsin kemanlar 1. temanin motifini seslendirmektedirler.

    bu anin muhtesem bir gerceklemesi herbert von karajan'in berlin filarmoni orkestrası ile deutsche grammophon firmasina yaptigi 1983 tarihli ses kaydinda bulunabilir. ayni ses kaydinin goruntu muadili olan ve ayni orkestra ile telemondial firmasina yapilmis 1986 tarihli bir goruntu kaydi da mevcuttur. (son link orkestranin yayin haklari iddialari nedeniyle kaldirilabilir, bu durumda haber verirseniz yenilerim, tesekkurler)

    1. temanin bu korkunc islenisinin ardindan sonat formundan bekelenecegi uzere 2. temanin islenisi gelir ancak bu sefer tema yine ezgisel olmakla birlikte daha karanlik, iddiali ve dramatiktir.

    * bolumun kapanisi, herhalde o gune kadar (1824) bestelenmis tum muzik icerisinden wolfgang amadeus mozart'in don giovanni operasinin final sahnesi ile birlikte en korkutucu muziktir. 1. tema yine motifsel bir isleme ile kullerinden dogar. uflemelilerin tremololari ve yaylilarin devinimleri ile yukselerek dorukta o iki notalik motife varir ve bolum siddetle son bulur.

    edit : link vefati konusunda uyarisi icin hae'ye ve fourmi'ye tesekkur ediyorum.
  • 2. bolum scherzo formunda bestelenmistir. a-a-b-b-c-c-d-d-a-a-b-b-coda seklindedir. ancak temsillerde ilgili tekrarlarin tumu gozetilmez. yapitin unlu yorumcularindan herbert von karajan, wilhelm furtwangler, leonard bernstein gibi isimler scherzo'nun orta kismindaki (trio : c-c-d-d) tekrarlari gozetmekle beraber ana kismindaki (scherzo : a-a-b-b) tekrarlari cok genelde almazlar. a'nin tekrarini alsalar b'yi almazlar ve bu nedenle bu seflerin kayitlarinda yapitin bu bolumunun genelde 10-11 dakikada sonlandigini goruruz.

    halbuki bir herbert blomstedt bu tekrarlari gozetir ve onun staatskapelle dresden ile yaptigi kayitta bolumun suresi 14 dakikaya varir ki bu kayitta yorumcu scherzo'nun tekrarindaki (...-a-a-b-b) tekrarlari goz onune almamistir (...-a-b calmistir).

    bir scherzo veya menuet'in bas kismi (a-a-b-b-...) ile ayni olan son kisim (...-a-a-b-b) calinirken bu kisimdaki tekrarlarin gozetilmemesi (...-a-b calinip bolumun sonlandirilmasi) yaygin bir uygulamadir ancak bu bir gelenektir, yoksa yapitlarin notalarinda ozel olarak 'aman sakin bu tekrarlari gozetmeyin' diye birsey yazmaz. nitekim nikolaus harnoncourt ornegin wolfgang amadeus mozart'in son 4 senfonisi icin avrupa oda orkestrası ile teldec firmasina yaptigi kayitta bu yapitlardaki menuetlerin son kisimlarindaki tekrarlari gozetmistir. franz joseph haydn'in paris senfonileri (bkz: #2962900) icin yaptigi kayitta da ayni uygulamayi yapar.

    [ayni yorumcu schubert senfoni no 9'un 3. bolumu olan scherzo'da ise son kismin tekrarlarini almamistir. o ayri...]

    yani bir scherzo yahut menuetdeki tekrarlarin tümünü alarak calan yorumcular vardir. tekrarlara iliskin butun bu sıkıcı aciklamalarin nedeni ise su noktanin altini cizebilmektir : bugune kadar hic denk gelmedim ancak sayet bu bolumdeki tum tekrarlari gozeterek calan bir yorumcu olsaydi, bolumun suresi 17 dakikaya varacakti ve yapitin en kisa bolumu bir anda yapitin en uzun 2. bolumu oluverecekti.

    tekrarlari alma konusunda en baba yorumcularin dahi scherzo'nun son kismindaki tekrarlari almadan calmasini 1-) geleneksel calis sekline baglilik 2-) tum tekrarlarin alinmasi halinde bolumun suresinin cok uzayacak olmasina ve israrli ritmik yapinin seyirciyi cok yoracagini goz onune almalari ile aciklayabiliriz. bu nedenlerden ornegin 2.si nikolaus harnoncourt'un schubert senfoni no 9'un scherzosundaki tekrarlarin neden tümünü gozetmedigini aciklar.

    bir nokta daha : nota ediyonundan edisyona bu tekrarlarin yazimi degisiklik gosteriyor. ornegin imslp'de ki notalarin kimilerinde bolumun sonunda a'nin tekrari var ancak b'nin yokken kimilerinde her ikisininde tekrari vardir.

    tekrarlara iliskin son not : tekrarlar ayni degildir. yani ornegin a'nin ilk calinisi ile takip eden calinisi farkli sekilde sonlanir. istisna c'dir; onun tekrari kendisiyle aynidir.

    neyse.... bolum yerinde duramaz ritmik yapisi ile unludur. timpani sololari carpicidir. timpani solosu aslinda ornegin bir franz joseph haydn'in haydn senfoni no 103'unun acilisinda da kullanilmistir ancak carpicilik ve bolumun muzikal butunlugune kattigi anlam itibariyle beethoven'in buradaki yazisiyla kiyaslanamaz.

    harika fügal islemelerle dolu ve inanilmaz bir dinamizme sahip yorucu scherzo kismini daha pastoral havada yazilmis trio izler. burada besteci yapit icerisinde ilk kez trombon'a yer verir. senfoninin sadece 1. bolumunde kullanilmayan bu aletin buradaki kullanimi sinirlidir ancak muzige hos bir renk katar. aslinda yapitin geri kalaninda da bu alete cok buyuk gorevler yuklenmeyecektir. beethoven senfonilerinde trombon kullanimi acisindan hem cesur (bir senfonide trombon kullanan ilk bestecilerden olmasi acisindan [yanilmiyorsam 2. besteci]) hem de muhafazakar bir portre cizer. (franz schubert 8 ve 9. senfonilerinde trombonu cok daha cesur kullanmistir ve beethoven'dan 30 yas kadar kucuk bir bestecidir. beethoven'dan sadece 1 yil sonra oldugu icin yapitlarini kiyaslamakta bir beis gormuyorum.)

    bolumun sonunda bir de coda vardir.

    stanley kubrick'in a clockwork orange filminde isa heykelinin dans ettigini simgeleyecek sekilde cekilen sahnede kullanilan muzik bu bolumun scherzo'sudur (ana kismidir). orada kullanilan kayit ferenc fricsay yonetimindeki berlin filarmoni orkestrası'nin deutsche grammophon'a yaptigi 1958 tarihli kayittir.
hesabın var mı? giriş yap