kabin basıncı ^*

• uçaklı filmlerde geçtiğinde, uçağın biraz sonra düşeceğini haber veren kelime grubu.
• (bkz: kabir basinci)
• dustugunde tepemizden asagi bir maske inecegini, ve bu maskeyi agizimizi ve burnumuzu icine alacak sekilde yuzumuze gecirdigimizde butun tehliklerden korunacagizi zannettigimiz durum.
  fight club da anlatildigi uzere saf oksijen veriyolarmis ve bizde kafayi bulup ucak duserken ucmaya basliyomusuz. hade bakalim. allah hepizi korusun....
• belirli bir yükseklikten sonra uçağın parçalanmasını engellemek amacıyla ayarlanması gereken basınç.
• (bkz: kabin basıncını yitirdik)
• düştüğü takdirde g.tümüze giricek bişi
• berbat hava koşullarında gecenin bir kör vakti sallana sallana uçarken, 'şimdi bu meretin basıncı düşer de sallanan oksijen maskelerini takmam icap ederse' diye düşünüp uyuyamamanıza neden olan allah kimseye vermesin durumu.
• yaklasik 600 mm hg'dir ki bu da deniz seviyesinden 2000 metre yukseklikteymis hissi yasatir size. az buz degil, kandaki oksijen oranini %92'ye kadar (eski orana gore) dusuren huylu bir basinctir.
• huyu uçak bakım ekibinin işlerinde ne kadar ehl olduğuna, havayolu şirketinin güvenlik ayarlarına bağlı olarak huysuz da olabilecek bir basınç olup, ucagin dusme prensibine bağlanabilecek bir soru teşkil edebilir. yine de olur da içinde bulunduğunuz kabinin basıncı düşerse:
  (bkz: önce çocuklar ve kadınlar)
  pilot kabinine müdahale etme şansınız yoksa tabii..
• düşmesi durumunda yapmamız gerekenleri her uçuş öncesi yeniden öğrendiğimiz, önce kendimize sonra çocuğumuza takmamız gereken maskelerin düşmesine sebebiyet verebilen oluşum.