• sevgili cenin,

    nasılsın iyimisin, allaha şükür biz çok iyiyiz. müstakbel deden varlığını öğrenince kalp krizi geçirdi. hastanede annenle evlenme iznini (emrini) zorla koparabildik. çok mutluyuz. inşallah en kısa zamanda evleneceğiz. sen de benim soyadımı alarak doğacaksın.

    buralara bahar geldi. çiçekler, ağaçlar hep açtı. senin oralarda havalar nasıl? oraların rutubetli olduğunu duymuştum. amcan da teyid etti.

    seni özledik. biran önce gelmeni bekliyoruz.

    küçüklerin ellerinden, büyüklerin gözlerinden öperim.
    yavrucuğum benim
    kestane kebap acele cevap

    not: mektubu aldığında birkaç kere tekme at ki biz de mektubun ulaştığını anlayalım.

    imza: baban
  • adres; ta anasının amı. (©cem yılmaz)

    (bkz: ta/#6077155)
  • merhaba kizim..

    bu sana ilk mektubum, kelimelerimle ilk sarilisim sana..
    seni her saniye yasiyoruz annenle kizim.. daha kucaklayamadik belki ama, su an icinde bulundugumuz mutluluk ortamini tahmin bile edemezsin. cok tatli bir heyecan.. her gun senin icin birseyler kuruyoruz kafamizda annenle.. isim tartismasi disinda her konuda anlastik sayilir.. biliyo musun, sen cok guzelsin. sorma sakin daha gormediniz nerden biliceksin diye, yasattigin duygular o kadar guzel ki, bu sana da yansiyodur kesinlikle... annen bugun sana minik patikler ordu.. aslina bakarsan biraz kiskaniyorum onu, zira devamli su seni icinde hissetme olayini anlatiyor, duydugu hazdan bahsediyor. bunu benim onun kadar yogun anlayamamam biraz haksizlik gibi bana, ama olsun, sen dog, ben de anneni kiskandircak kadar senle cok ilgilenicem...

    dogduktan sonra dedim de,
    hazirlikli ol dedim simdiden, gercekleri soyliyim sana..

    bir kere, gelecegin dunya, tahmin ettigin gibi olmayabilir.. bebeklerle ilgili bir kitapta okudum, simdiden ruyalar goruyomussunuz orda anne karninda. eger dunyayi da goruyosan, dedim hayal ettigin gibi bi yer olmayabilir, bastan uyariyim..

    cok temiz duygularla bulunuyorsun orda, ve guzel bi ortamda dogmayi hakediyorsun. ama gelecegin dunyada insanlar birbirleriyle kardes degil, neredeyse herkes dusman birbirine. "haksizlik bu" diyebilecegin cok sey olacak yasadigin, kendi gozlerinle de goreceksin. tv yi actigin zaman hep cizgi filmlere denk gelmiceksin, malesef birbirlerini oldurmus, intihar etmis, bir ulkeye nedensiz ve kendi cikarlari ugrunda saldiran insanlarin yasadigini goreceksin. dogduktan sonra felluce diye bi yer var, oranin hikayesini dinleyecek ve uzuleceksin. sonra , oyle bir dunyaya geleceksin ki, insanlar hic bir sucu olmayan bebekleri katletmisler. obur taraftan aclik icerisinde olan ulkeleri, irklari, kitalari gorceksin. kendi kendine sorcaksin "neden bu adaletsizlik, niye..." bulamicaksin ama cogu zaman cevabini, gozunden bi yas dokulcek.

    sonra dogal afetler yasanmis oldugunu ve yasanacagini gorceksin. insanlarin, bunlari nasil dogalliktan cikardigini gorceksin. bir tarafta insanlari kurtarmaya calisan insan gibi insanlara sevinirken, ote yandan olulerin ustunden altin yurutmeye calisan insanciklari gorup utanacaksin.

    oyle bir ulkeye gelceksin ki, hem o ulkede yasamaktan gurur duycaksin, hem de yasanmaz artik buralarda diye isyan edecek cok firsatin olcak. gazeteleri acicaksin ve karsina inanamayacagin haberler cikacak. kafasina tasla vurulup tecavuz edilen hemsireyi gorup urkeceksin. yilbasi kutlamaya gidiceksin (ki izin vermeyebilirim bu olaylardan sonra,kizma bana) ve kendini bilmez 5-10 egitimsiz kisinin tacizine maruz kalabileceksin. sacma sapan bi nedenden dolayi polislerle muhatap olmak durumunda kalabilecek, belki de gozaltinda kaybolan degerlerden biri olacaksin, allah korusun!

    buyuk umutlarla okumak isticeksin. sen sanslisin, doguda okutulmayan kizlardan olmayacaksin belki ama sartlarin ne kadar iyi olursa olsun yine de var olan kotu sistemin bi parcasi olcaksin. oss diye bir sina var mesela, ona girceksin. hicbiseyini olcmedikleri gibi seni de kafalarina gore bir yere yerlestirecekler. sansliysan baya, istedigin olcak. ama burda bitmicek is. okumaya gidiorum diye bi gitceksin ki, insanlar sol-sag-orta vs kavgalari yapiyor olacaklar. gozlerinde maskeler, ellerinde tas, sopa, bicak.. ne ararsan... nasil bir egitim diye isyan edeceksin, sesini duyan olmayacak. tabi bi yandan da kendisini ilah zanneden kompleksli hocalarla muhatap olacaksin, melek gibi olanlarla da muhatap olabilcegin gibi.

    spor karsilasmasi izlemek isteyeceksin. ama pisman olacaksin. cunku gittigin stadyumda (stadyum sey demek, spor musabakalarinin yapildigi yer kisaca, yani en azindan oyleydi, simdi arena tadinda bi yer) insanlar birbirini eziyor, birbirine kufrediyor, kavga ediyor olcak. hatta birisi oldurulucek, sonra da bu bi iki hafta konusulup unutulcak. cunku hayat devam ediyor olacak, ve biz yaralarimizi sariyor olucaz..

    seni yonetenlerin, senin basina getirdigin insanlarin, senin basina ettiklerini goreceksin afedersin kizim... gelip oy isticekler, hediye dagitcaklar kapilardan secimler oncesi. sonra secildikten sonra da baska ulkelerin kolesi olacaklar ve kukla olacaklar. otuz sene gececek, aa bir de bakmissin hala ayni yuzler oralarda. sasirma kizim sakin..

    sanat ugruna biseyler yapmak isticeksin belki, sanatci adayi olcaksin. ama evladim, ben sana soyliyim, bu ulkede sanatciya verilen deger oyle cok buyuk degil. ne zaman ki olceksin, o zaman el ustunde tutulcaksin ve hatirlancaksin. insanlarin sovlari ugruna agizlarina almaya curet ettikleri biri haline gelceksin. yasadigin sirada degerini bilmeyecek kimse. gazetelerin bir minik kosesinde sadece yer alacaksin. (ne dedin? buyuk kisminda mi kim yer alcak gazetenin? cok onemli degil ama soyliyim, abuk subuk yarisma programlarindan cikan insanlari manset yapiyorlar bizim dunyamizda)

    iyi seyler olmuyor mu bu dunyada peki? evet, elbetteki oluyor. ama onlari daha az gorur olmaya basladik malesef kizim..

    yine de senle yuzumuz guluyor.. pembe patiklerin ve kiyafetlerin hazir, seni kucaklamayi bekliyoruz..

    ama sen? dusun bakalim, boyle bir dunyaya gercekten gelmeye hazir misin?

    opuyorum.
    baban
    la traviata
  • sevgili çocuk;
    bu mektubu sen doğmadan yazıyorum. (belki de daha sonra yazıyorum, ama nereden bileceksin? belki de şu anda doğmuş bir çocuksun, ama ben senin doğumundan önceki bir tarihi yazmış olabilirim, bunu asla bilemeyeceksin.)
    açıkçası hamile olduğumu ilk öğrendiğimde çok korkmuştum. sonra bu korku şaşkınlığa ve akabinde büyük bir sevince dönüştü, bedenimde bir can taşıyordum. sevinç çığlıkları atarak anneme koştum. annem dondu kaldı. (sanırım sevinçten ne yapacağını bilemedi bir an.) sonra bir takım adamlar evimize gelip bana garip bir gömlek giydirdiler, böyle elleri kolları falan bağlanıyor. meğerse beni doktora götürmek için gelmişler. doktora "ben hasta değilim, sadece hamileyim.mide bulantılarım da ondan" dedim, dinletemedim. doktor böyle bir olayın tıbbi olarak imkansız olduğunu söyledi. "niye imkansızmış canım, kısır değilim, bi'şey değilim." dedim ama nafile. neymiş? erkekmişim de hamile kalamazmışım. bu mide bulantıları neyin nesi o zaman? bana bir takım ilaçlar bi'şeyler verdiler. yan etkilerinden korktum, dış gebelik falan olur diye endişelendim ama bi'şey olmazmış. ne de olsa doktor olan onlar, ben daha iyi mi bileceğim yani...bana sürekli terapi falan yapıyorlar, hamilelik depresyonunu atlatayım diye olduğunu düşünüyorum ama onlar şizofreni falan diye bi'şeylerden bahsediyorlar, neyse o? bilemiyorum. ama en sonunda patladım "bana şizofrenim dedirtemezsiniz" dedim, "hamileyim ben" olacak şey değil valla, sinirlendirip duruyorlar beni şu hamile halimle.neyse, doktor çağırıyor, ilaç vaktim gelmiş.şimdilik hoşçakal, şefkatle öptüm plasentandan...
  • (bkz: acitir)
  • meleğim ,
    seni daha görmeden ne kadar özlediğimizi söylesem acaba gelmek için acele eder miydin .. anneciğinin , yani benim , senin için göbüşten ve popişten yüzlerce iğneler vurulduğunu bilsen , babanın senin için ameliyat olduğunu bilsen acaba daha mı çabuk gelirdin .. annenin her ay senin gelip gelmeyeceğini öğrenmek için testler yaptırdığını bilsen , gelmeyeceğini öğrendiğinde her defasında onun yüzündeki ifadeye tanık olsan, gözyaşlarını silen sen olsan acaba çabucak gelir miydin ..
    gitgide umutsuzluğa kapıldığımızı , annenin geleceğinden umudunu kesmeye başladığını bilsen mesela , hayal kırıklıklarının taşınamaz olduğu için altında ezildiğini bilsen ona umut olmak için elini çabuk tutar mıydın meleğim , söyle bana ..
    ama eğer gelirsen ..
    geleceğinin haberini alacağımız gün sevinçten deliye döneceğiz biz annenle baban , sen bile şaşıracaksın buna , hele ki seni kucağımıza alacağımız gün dünyanın en mutlu iki insanı olacağız . ilk önceleri yarışacağız babanla " + sen daha çok kucağına aldın .. - hayır sen " diye tatlı tatlı atışacağız . eğer ateşin çıkarsa gözümüzü kırpmadan duracağız başında meleğim . ilk adımlarında gölgen olup peşinde dolaşacak , ilk söylediğin kelime için aklına gelen herkesi arayıp bunu kutlayacak , okula ilk gideceğin gün yanında olacak , ilk aşkını , ilk başarını , ilk yenilgini paylaşacağın insanlar olmak istiyoruz yavrum biz . bizi daha fazla bekletme olur mu ..
    babanla biz birbirimizi çok seviyor ve beraber dua ediyoruz senin bir an önce ve sağlıkla aramıza katılman için .

    annen , serra
  • oglum ya da kizim,

    cinsiyetini bilmedigimden sana bu sekilde hitap ediyorum. sen de bu mektubu okurken cinsiyetinin ne oldugundan emin degilsen, bunu benimle paylasmaktan korkma. tabi bu durumlar konusarak hallolmuyor ama olsun. sen tatli canini sikma.

    muhtemelen bu mektubu okuyamayacaksin aslinda. ben hep cok daginik ve dalgin oldum. dolaplarim, cekmecelerim bir ton tiri viri ile doldugunda delirip yapacagim bir temizlik sirasinda bu mektubu da pasaportum gibi onemli belgeler ile birlikte cope atmam isten bile degil.

    hayatim da daginik oldu benim. bu insanlarin hayatimda isi ne diye delirip onume geleni hayatimdan sildigim anlarda muhtemel babalarinin tamamini, gereksiz bir cok insanla beraber hayatimdan attigimdan olsa gerek, bu mektubu saklamayi becersem bile okuyucu bulamayacagimdan neredeyse eminim.

    takma kafana!

    annen satine
hesabın var mı? giriş yap