• zülfü livaneli'nin 1996'da yayınlanan, 1997'de balkan edebiyat ödülünü kazanan, daha sonra ispanyolca'ya çevrilerek 1998'de bu ülkede yayınlanan romanı.
  • ilginç olsun diye çok kasılmış izlenimi veren kitap adı.
  • warcraft'ın en kahramanmaraş savaşçılarından biri, 3 dizli ve bir çocuk babasıdır, lumber mill'de yetiştirilir.
  • hadım bir haremağasının* gözünden anlatılan güzel bir livaneli romanı.
  • bir kitabı okumadan etmeden sadece adına bakarak yorum yapmak sağlıklı değildir, önyargı çirkin bir şeydir, saygısızlığın lüzumu yoktur, farkındayım. fakat tutamıyorum kendimi zülfü bey; atın sikindeki kelebek zülfü bey atın sikindeki kelebek...
  • kesinlikle etkileyici ve tereddütsüz tavsiye ettiğim zülfü livaneli kitabıdır. ilk romanıdır. sanılanın aksine tarihi değil psikolojik bir romandır.
    yaşar kemal bu kitap için şöyle demiştir: bu roman, hem karanlığın, hem de aydınlığın romanı. en yıkılmış, en çürümüş bir insanın içindeki insani duyguların, bir an gelip, bir ışık topu olup parladığı roman, birçok nitelikleriyle yalnız ülkemizde değil, dünyada da hayranlıkla karşılanacak, hak ettiği yere oturacaktır.
    romanın ismi hususunda tereddüte düşenler ise okuduklarında engereğin gözündeki kamaşma nın konu içindeki anlam vurgusunun ve iktidar, şiddet, adalet, cinsellik ve aşk temaları çevresinde duruşunun farkına varacaklardır.
  • son derece akıcı bir üslupla kaleme alınan; kurgu ve psikolojik çözümlemelerin başarıyla yapıldığı bir roman. masalsı tadıyla yer yer sürrealistliğe kaçması romanı süslemiş ve zenginleştirmiş. çok sağlam bir dili var, katiyen sıkıcı değil. okunduğunda kitabın ismiyle ne denli alakalı olduğu anlaşılacaktır. şahsi fikrim okumayı düşünenlerin hiç tereddütsüz başlamaları.

    ayrıca kitap, içinde yer alan ilginç karakalem çizimlerle süslenmiştir.
  • zamanında, milliyet gazetesinde tefrika edilmiştir.
  • romanda hiç bir padişahın, şehzadenin yada hasekinin ismi verilmemekle birlikte olaylar birinci ibrahim'in tahtan annesi kösem sultan yardımıyla indirilmesi ve yerine 7. yaşındaki oğlu dördüncü mehmet'in geçirilmesi üzerine kuruludur.

    tarihi birebir işleyen değil dekor olarak kullanan çok başarılı bir romandır.

    isminin zorlama olduğunu belirtenlere romanı okumadılarsa okumalarını okudularsa bir daha okumalarını ve kimin engerek olduğunu düşünmelerini öneririm.
  • yılların osmanlı tarihçisi misali, kullandığı dil üslubunu görünce şaşkınlıktan ağzımı açık bırakan, zülfü livaneli ismini müzisyenden çok yazar olarak görmeme neden olan; osmanlı imparatorluğu'nun en karışık ve acılı dönemlerinden birini anlatan ve topkapı sarayı'nda geçen romandır.

    zülfü livaneli, dönemi, dönemin üslubuyla ve takdir edilesi bir akıcılıkla anlatması açısından gerçekten çok başarılı olmuş... osmanlı tarihçilerinin kullandığı dilinin üslubuna sinmesini, naima ve evliya çelebi'nin çok etkisi altında kalmasına bağlıyormuş ve onların dilini tekrar yaratmaya çalışmış...

    osmanlı tarihiyle ilgili ilk kez bize tarih kitaplarında gösterilen savaşlar kazanmış ilerlemiş, genişlemiş şuraya buraya hükmetmiş büyük padişahların olduğu madalyonun, bugüne kadar görmediğim bol entrikalı, padişahların kişisel abuk özellikleri, validelerin iktidar uğruna neler yapabildikleri vs gibi diğer yüzünü göstermiş ve osmanlı padişahlarıyla ilgili saray hayatı içinde olup bitenlere karşı ilgimi merakımı, hemen osmanlı padişahları adlı kitabı okumak isteyecek kadar uyandırmıştır (yok daha başlamadım, yarısında olan har*'ı bitirmem lazım önce. (bkz: entel görünümlü dantel))...

    ez cümle, ismine bakıp yorum yaparak konimk duruma düşmek yerine, -zaten ince bir kitap- mutlaka alıp okuyun... diliyle, konusuyla, akıcılığıyla, tarihsel dekoruyla; bu kadar iyi bir romanla karşılaşmayı beklemediğim için bende büyük şaşkınlık ve hayranlık uyandırdı... kendimi gerçekten topkapı sarayı içinde ve anlatılanları gözümle görmüşüm gibi hissettim....
hesabın var mı? giriş yap