• yer kadıköy, bir tekel bayiindeyim. sigara istedim. verdi. 10.50 verdim. eksik vermişim. sigara 11 lira. 50 kuruş aldım, bir lira verdim tamamladım parayı.

    -pardon eksik verdim.
    -11.50 aldın demeyeceksin.
    -efendim?
    -11.50 aldın demeyeceksin.
    -demedim zaten, eksik verdim demek istedim.
    -kamera çekiyor, gösteririm şimdi.
    -yok öyle demedim.
    -yalan söyleme.
    -efendim?
    -ne ters ters bakıyosun lan?
    -niye kabalaştınız?
    -konuşma, lan, gelirsem oraya seni komaya sokarım. siktir ol git.

    evet 10 saniye içinde komaya sokma noktasına geliyor arkadaş.
    hareketlendi de. gelecek 50 kuruş için ağzımı burnumu patlatacak. komaya sokacak beni. konuşma bu kadar.

    bu adam kadıköy'de tekel. arkada türk bayrağı. televizyonda atv açık. bu adamlar her gün bir şekilde bizi tehdit ediyorlar. ne yapacağız? allah aşkına biriniz söylesin. kendimi bu ülkede savunmasız hissediyorum.

    ne yaptım? siktir olup gittim. bişey yapamadım. çünkü nuh köklü gibi ölmek istemedim.

    her gün böyle siniyoruz. ne isterlerse yapıyorlar. öyle kafamızı öne eğip devam ediyoruz. nereye kadar?

    konuşmaya devam etsem, bütün esnaf birleşirler, beni döverler, komaya sokarlar. polis çağırsam umurlarında olmaz. savcıya versem, tekel reis ailemi tehdit eder. ben ne yapıyorum? diyorum ki bu adamlar hayvan. insan yerine koyup da cevap verme.

    bir adam bağırıyor:

    -benim esnafım. gerektiğinde mahallenin polisi, savcısı.

    50 kuruşluk hayat hikayem.

    ben senbenualı olsam ne yazar, olmasam ne yazar? kibar feyzo olsam ne yazar, olmasam ne yazar? bu adamların ne mal olduğunu hepiniz biliyorsunuz. fırıncının, bakkalın tekmeleye tekmeleye öldürdüğü çocuğu unutmayın.

    not: türkçeye takılanlar olmuş, arkadaşın türkçesi bu kadar. türk bayrağı arkada ama türkçe konuşmayı bilmiyor.

    not 2: değerli arkadaşlar, eksik diyalog falan yok. 11.50 aldın demeyeceksin? ne demek bu, bir fikrim yok. anlamlı bir cümle değildi zaten. kendi dilinde kastettiği şu: ben fazla para almam.

    çünkü arkadaş çok dürüst. o yüzden de dürüstlüğünü korumak adına gelip ağzımı burnumu patlatmaya yeltendi.

    oturup adamla bunun ne demek olduğu üzerine mi konuşacaktım? baştan bakkal, tekel ismi vermedim. çok da manası yok bir kişiden hesap sorsan mesele hallolacak mı?

    sorum şu : genel olarak ne yapacağız? her yerde adamlar zorbalıkla iş hallediyorlar. çok delikanlı arkadaşlarımız gidip hakkını fiziksel olarak savunsa çözülüyor mu mesele? toplumsal sözleşme ben bu işi yapmayayım diye var. ben zor kullanma gücümü, polise devretmişim. yapısal bir çözüme ihtiyacımız var.

    bu arada ılığım kardeşim. ılığım, süt çocuğuyum, fularım da var. süt çocukları ezilmeye mahkum mu? bu mu olay? hala mesajlar şöyle : bu kadar korkak olmak nasıl bir duygu? komaya sokulmaktan korktuğum için ben suçlu oldum canım ülkemde.
101 entry daha
hesabın var mı? giriş yap