1 entry daha
  • oyundan çıkar çıkmaz üzerine kapsamlı bir yazı yazma ihtiyacı hissettiğim oyundur efendim. altta yazacaklarım epeyce spoiler içermektedir.

    zaten bir oyun hakkında spoiler içermeden tek yazılabilecek şey beğendim veya beğenmedimdir. ama bu da bir açıdan spoilerdır. tavsiye edenin düşünceleri oyunu izlemeden bir miktar ön yargınızı oluşturur da bu ayrı bi konu tabi neyse.

    oyunu genel olarak çok beğendiğim. oyun başlamadan oyunculardan biri sahnedeydi ve bir miktar oyuna başlamıştı bile. daha başlangıçta böyle bir şeyle karşılaşmak seyirciyle bir ortaklık yakalayan ve bağ hissettiren bir şey. oyuna girmeye birlikte hazırlandığımı hissettirdi şahsen.

    oynayan oyuncuların tonlamaları cümle vurguları çok saf ve naifti. bu sebepten hiçte yapmacık olmayan bir sevimlilik katıyor ay yerim ya diyesim geldi izlerken. ama ne yazık ki bir kaç yerde kulağı tırmalayan aksamalar oldu diyaloglarda. oyunu ne kadar süredir oynuyorlar kaçıncı oynayışları emin değilim. daha çok oynadıkları zaman bu sıkıntı bence ortadan kalkacaktır.

    bir diğer başlıkta oyuncuların birbiriyle uyumu oldukça başarılıydı. sahne kullanımı esnasında hareket koordinasyonları vs çok uyumlu ve ahenkliydi bu açıdan da keyif vericiydi.

    oyun karakterlerinin isimleri ne yazık ki aklımda değil biri görece tecrübeli ve bilgili diğeri görece toy ve saf iki yedek oyuncu kulis, arka oda veya her neresi ise beklerler. tiyatro için kullanılabilecek görece eşyada buradadır.

    görece bilgili ve tecrübeli -ismine a diyelim- oyuncunun kendi üzerine denk gelmeyen bir ceketinin olduğunu görürüz ve kendisi için her şey o ceketle özdeşleşmiştir. oyun başından sonuna bir metafor olarak o ceket çok başarılı bir şekilde kullanıldı. yine aynı şekilde şapkalar çok başarılı kullanılan dekor malzemelerindendi. godot'ya gönderme yapan lamba ve ortada duran 3 kutu yine dolu dolu kullanıldı. hemen hemen hiç bir sahne dekoru amaçsız ve kullanışsız değildi. bunu oyunlarda görmek çok güzel bir şey.

    teknik detaya dair uzun uzun yazabileceğim pek çok şey olsa da oyunun metnine konusuna dair haddim olmayarak birkaç kelam etmek istiyorum. oyun doğrudan bir godot'yu beklerken'in çözümlemesi ama godot'yu beklerken gibi absürd olmayan bir oyun. marie halanın ölümü ile birlikte aslında oyun bir sonuca bağlanıyor ve bekle bekle nereye kadar hayat ellerinden kayıyor mesajını başarılı bir şekilde veriyor.

    iki oyuncu da bir gün sahneye çıkacaklarına dair güçlü bir umut besliyorlar. çıkıp çıkmayacaklarını nesnel bir şekilde yargılayacak kadar saf ve sevimliler. örneğin yedek oyuncular yönetmeni hiç görmediler. hiç görmedikleri yönetmenin böyle bir risk alıp esas oyuncuların başına bir şey gelse dahi oynatıp oynatmayacağını sorgulamıyorlar.

    antiparantez yönetmenle hiç karşılaşmayan bu yedek oyuncuların varlığı başka bir anlamda oyuna absürtlük katıyor ve anladığım kadarıyla zaten bilinçli bir tercih. karakterlerden oyun icabı öne çıkan a oyun icabı b'den daha uzun süredir yedek olduğu için iç çelişkileri gel gitleri daha yoğun yaşıyor. bu ceket bu iç çelişkilerini bu açıdan çok iyi anlatıyor.(sahneye bilmemne bilmemne yardımcısı girer ceketlerde bir karışıklık olup olmadığını sorar, a ceketin kendisine ait olmadığını bildiği halde kendi ceketinin esas oyuncuda olduğunu bildiği halde c(bilmemne bilmemne yardımcısı)ye yalan söyler. esas korkusu o bekleme durumunun bile elinden alınacağı korkusudur. çünkü onun için sahneye çıkamasa bile sahneye çıkmayı bekleme durumu dahi çok kritiktir. çünkü beklemenin ötesinde bir eylemselliğe geçmeye cesaret edemez.

    ama b karakteri seyircilerin oradaki tuvalete gitme cesaretini göstererek bu durumun karşıtlığını gösterir bize. dramaturjik açıdan bu karşıtlığı oyunun kendi açımdan temeline oturttuğumu söyleyebilirim.

    oyun zaten bu sahneden sonra kırılır. a tuvaletten odaya döndüğünde ceketi bulamaz ve korkudan ne yapacağını şaşırır. elinde kalan tek şey olan o bekleme durumunu da kaybetmekten ölesiye korkmaktadır. ve burada tüm kıskançlığı kendisine karşı içinde sakladığı tüm olumsuzlukları dökmeye başlar. bu ruh hali o kadar yoğundur ki ceketi yanı başındaki arkadaşının giydiğini farkedemeyecek düzeydedir.

    bütün bunların yanında oyun metnine yedirilmiş olan godot'yu beklerken çözümlemeleri gayet yerindedir.

    sanatın ne olduğu ve ne olmadığı konusuna da değinen oyun yine iki karşıt karakter üzerinden durumu iyi özetler, para, şöhret, vs'nin yanında cansız olan bir şeyleri canlandırmak. daha yazacağım çok şey var ama yazı çoktan durumum yoktu okuyamadım kıvamına geldi bile. oyundan çıktıktan 2 saat sonra bunları yazmakta ne kadar doğru bir yere oturuyor buna ayrıca bi bakmak gerek.
9 entry daha
hesabın var mı? giriş yap