379 entry daha
  • bugün, yani 11 haziran, mecruhin ve mardayı askeriyeye imdat ve muavenet cemiyeti'nin, bizim bildiğimiz adıyla kızılay'ın kuruluşunun 151. yıl dönümü. e haliyle yeri gelmişken, eski bir yardım derneği çalışanı ve gönüllüsü olarak, cem seymen'in "hiç mi bir sivil toplum çalışmasına üye olayım da bir işin ucundan tutayım demez insan?" diyerek suya sabuna dokunmadan çok temiz çok konforlu saçmaladığı cümleleri için bir şeyler yazasım var.

    gazze sınırında 50 metre yanıma roket düştü, iki kere tank atışı arasında, onlarca kez çatışmanın içinde kaldım. kaç kere yolum kesilip üstüm arandı hatırlamıyorum bile.

    bir arkadaşım çad'da ilaç ve tıbbi malzeme dağıtımındaydı, iç savaş şiddetlendi, şehrin her tarafında yağmaya ve önüne geleni katletmeye başladılar. bizim elemanı fransız askerleri son anda operasyonla tankın içine alıp zor kurtardılar. kurtarılışını bütün haber kanalları canlı yayında verdi.

    erdoğan'ın somali'ye uçaklarla yandaş sanatçı götürdüğü dönemde camilerde türkler için idam fetvası veriliyordu. çok yakın bir arkadaşımın içinde olduğu ekip aracına bombalı düzenekle suikast düzenlendi. teröristler bombanın düzenek sabitleme yönünü -büyük ihtimalle tecrübesizlikten- ters ayarladığından, bomba araca değil tarlaya doğru patladı. yine de ekibin yerel şoförü hayatını kaybetti, arka koltukta oturan arkadaşım çapraz ateşe alınan aracın direksiyonuna geçip diğer 2 yaralı ile birlikte canını zor kurtardı. bu olayın haber yapılması ankara tarafından yasaklandı. daha sonra 2013'te başka bir saldırı daha düzenlendi, biri arkadaşım 3 kızılay personeli yaralandı, ve ne yazık ki yine yerel şoför hayatını kaybetti. yaralanan personellerden birisinin babası da görev başında hayatını kaybetmiş bir kızılay çalışanıydı.

    sözlükte de yazar olan canım ciğerim dostumun gitmediği afetzede ülke kalmadı. gri pasaportundaki damgalar gezegenin yakın zaman acılar tarihi gibiydi.

    bitti mi? bosna'da her gece tepesinden geçen kurşunlarla uyuyanlar, keşmir'e pakistanlılar da dahil tüm dünyadan önce gidip eşek sırtında yardım dağıtanlar, sudan'da hastanede can kurtaranlar, endonezya'da tsunami tehlikesi atlatanlar, sri lanka'da tamil gerillalarına esir düşenler...

    yani biz de iyi kötü iyilik için insanlık için çalıştık lan. yetim hakkıdır, garip hakkıdır bir kuruşu bile boşa harcamamak lazım diye nelerle kimlerle mücadele ettik. yani içim rahat söyleyebilirim ki biz "bir sivil toplum çalışmasına üye olup işin ucunu tuttuk". ama gençliğe laf eden sayın cem seymen, mesela atanmış vampirler milletin kefen parasından arttırıp verdiği bağışları yağmalarken, kızılay yolsuzlukları her gün başka bir gazeteye manşet olurken ne yaptı?

    ülkenin en önemli basın kuruluşlarından birisindesin, sosyal medya hesaplarını milyonlar takip ediyor. ortalama takipçiye hitap edecek kişisel gelişim zırvaları paylaşmaktan öte ne yaptın da insanlara akıl veriyorsun?

    akademik personel sınavlarında, memurluk mülakatlarında, okuyan eğiten kendini geliştiren gençler en yüksek notu aldıkları halde en son sıradaki torpilli adayların "sınavı kazanışını" izlerken, cem seymen sisteme karşı nasıl bir ses yükseltti? 150 kişinin başvurduğu bir sınava ilk 20'den kimsenin alınmadığı ama 149. alındığı bir ortamda gençlere omuz verip umutsuzluklarını yenmek için yanlarında oldu mu?

    sadece ve sadece kanunla izin verilmiş bir sivil toplum örgütüne üyeliği "delil" gösterilerek hapis yatanlar var lan bu ülkede. sanki finlandiya'da gençlik kontenjanı kazanmışız da onu boşa yakıyoruz gibi, öyle hariçten hariçten, tatlı su ilham vericiliğiyle tirat atmak ne kolay ya.

    yahu sen bataklığa çamur taşıyanlara ses ettin mi hiç, kokudan kaçanlara sorumsuz diyorsun. gittikleri her ülkede el üstünde tutulan bu çocuklar, bu ülkede niye insan gibi değer görmüyor hiç düşündün mü?
195 entry daha
hesabın var mı? giriş yap