eugene guillevic
-
o böyledir işte
çünkü bir kedidir o
tepeden tırnağa kedi
- eugene guillevic
eugene ne güzel de demiş. evet, sadece kedidir duvarda, yerde, gökte bir şeyleri saatlerce bıkmadan izleyen, sabırla bekleyen, her seferinde şaşırıp pür merak inceleyen. çünkü bir kedidir o.
görsel
<3 -
şair. 1907 yılında carnac'ta doğdu. çok fakir bir köylü soyundan gelmedir. öğrenimini sıkıntılar içinde yaptı. uzun süre kötümser şiirler yazdı. italya-habeş ve ispanya iç savaşları sırasında doğruyu eğriyi, haklıyı haksızı anlamaya başladı. en güzel şiirlerini de bundan sonra yazdı. ikinci dünya savaşı'nı, savaşta ölenleri, yurdunun naziler tarafından işgalini gördü, vatanının kurtuluşu için louis aragon, paul eluard ve robert desnos gibi şairlerle aynı sırada dövüştü. bütün olayları yaşadı ve dövüşmenin şiirini söyledi. gitgide olgunlaşan guillevic, fransız şiirinin anayollarından biridir.
başlıca yapıtları:
övgü (1946)
kırklar (1947)
kazanmak (1949)
duvarlar (1950)
otuz sone (1954)
ayakta isimli şiiri grup yorum tarafından uyarlanarak grubun 1996 tarihli geliyoruz albümünde seslendirilmiştir. -
ispanyol şair. ispanya iç savaşından sonra sosyalist olmuş şair. kazanmak ve duvarlar eserleri en bilindik eserleridir.
-
grup yorum tarafından zafer yakında olarak uyarlanan ayakta şiiri, fenerbahçe tribünü tarafından yeniden yorumlanmış1907 doğumlu fransız şair.
-
"bir sözcük gibidir şehir
tanımadığım" -
barışın tadı'nın şairi...
barışın tadı
bir ağaç, kesebilirler ağacı,
ağacın ne gelir elinden?
biraz çaba, testere falan,
eh, az çok da zaman,
ağaç devrildi gitti.
bir kuş, vurabilirler bir kuşu
bir el ateş ya da bir iki taş
bir avuç tüy düşer toprağa.
bir öküzün ya da bir atın
işi kolay görülür ve hazırdır
kesimevinde kasap önlüğü.
bir çocuğun, oğlan ya da kız,
ne gelir elinden katile karşı?
bakışlar, diyeceksiniz şimdi,
ama gözü dönmüşse katilin
ya da kimse yoksa ortada?
bir adam, koca bir adam da
bir kuş gibi avlanabilir,
belki daha da kolay hatta.
bir ağaç, bir kuş, bir öküz, bir at,
bir çocuk, bir adam
yok oldular işte art arda.
ama dostlarım, hepimiz olsak
ne bok yiyebilirler
onca insan karşısında?
ne yapabilirler
direnen halklara?
---
(bir cemal süreya çevirisi) -
"gidiyorlar, uzay geniş,
karşı-be-karşı,
konuşmak istiyorlar.
ama birinin diyeceğini
öbürü biliyor zaten.
bulanık, unutulmuş
başlangıçlarından beri
hep aynı hikâye.
rüyalarında karşılaşıyorlar kendileriyle,
ve kendilerini seviyorlar.
biri ne öbüründen
uzağa gidiyor, ne kendinden." -
türkiye’de hakkettiği ilgiyi görmeyen şair. uzun, lirik ve destansı bir anlatımı vardır.
1976'da yugoslavya'nın struga kentinde düzenlenen şiir şenliklerinde altın çelenk ödülü'nü ve fransız akademisi en iyi şair ödülü'nü, 1984'te ulusal büyük şiir ödülü'nü kazandı.
kendim için konuşmuyorum,
kendi adıma konuşmuyorum,
söz konusu olan ben değilim.
ben neyim ki
biraz hayat, fazlaca gururdan başka.
bütün her şey için konuşuyorum,
biçimi olan ve olmayan her şey adına.
ağırlığı olan her şey söz konusudur,
ağırlığı olmayan her şey de.
biliyorum ki çevremdeki her şey
daha uzağa gitmek, daha fazla yaşamak isteğinde,
ölünecekse zamanında ölmek
elverdiğince.
(...) -
portre'si de ayrı güzeldir:
asittir
eller.
bacaklar
dikine istasyon.
yüz teni.
bu şu beslenme biçimi.
ve öksürük
buharıdır fabrikalarla
evlerin.
güzel, yine de güzel
cesaret vermek.
şu kızın gözlerindeki
bakışlardır bu. -
dilimize cemal süreya tarafından çevrilen barışın tadı adlı enfes şiirin şairi, güzel insan.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap