• " her şey insanın elindedir, insan bu korkaklık yüzünden ne fırsatlar kaçırıyor... bu artık bilinen bir gerçek... merak edilecek bir şey: acaba insanlar en çok neden korkarlar?.. herhâlde her şeyden çok yeni bir adım atmaktan, kendi söyleyecekleri yeni bir sözden olsa gerek...!"
  • romanlarının ortasında yeni bir karakter oluşturup elli yüz sayfa sonra hiçbir şey olmamış gibi romandan çıkarmasının sebebi romanını uzatarak daha fazla para kazanma isteğindenmiş. derler ki eğer dostoyevski kumar için değil de sanat için yazsaydı bir değil üç shakespeare çıkarırdı cebinden.
  • kitaplardan; senaryoya çevirilince çok şey kaybedildiğini düşünenlerdenim. filme çekim aşamalarında da, montaj sırasında da yaşanılan kayıplarla kitaptan iyice uzaklaşılır. kanımca dostoyevski kitapları bu anlamda, en zor filmi çevirilebilen kitaplardır. bunu en güzel alfred hitchcock ifade etmiştir:

    ''dostoyevski'nin romanında, her birinin bir işlevi olan çok fazla sözcük var. bunları sinema yöntemleriyle gerçekten ifade edebilmek ve yazılı sözcüklerin yerine kamera dilini koyabilmek için 6 ya da 10 saatlik bir film yapmak gerekir. yoksa, iyi birşey olmaz. zamanı daraltma ve genişletme yeteneğine, film yapımında öncelikle ihtiyaç duyulur. bildiğiniz gibi, gerçek zamanla filmsel zaman arasında bir ilişki yoktur, ikisi ayrı şeylerdir.''
  • kişiler üzerinden insan betimleyen eşsiz bir dehadır kendisi. milyonların "raskolnikov benim, hayır benim, hayır benim" demesi de bu yüzdendir. kitabın başında sıkıntıları olan, küçük, sıradan bir insanken ravkolnikov, kitabın sonunda okuyucunun kendisi olmaktadır.
  • "karamazov kardesler" yerine neden "suc ve ceza" adli kitabinin daha cok biliniyor olmasini hic bir zaman anlayamadigim insani insana anlatan deha. romanlari 19. yy rusya'sini sosyal ve politik acidan, insan psikolojisinden yola cikarak sorgulamakta ve elestirmektedir.
  • bu adamın kitaplarını okurken çoğu zaman ne demek istediğinden, sözü nereye getirmek istediğinden, hangi mesajı vermek istediğinden kendisinin de emin olmadığı hissine kapılıyorum. hissine kapılıyorum değil öyle olduğundan eminim.

    başarılı bir romancı olabilir ama kafka gibi, tolstoy gibi bir filozof-edebiyatçı değil kesinlikle. "kafka mı dosto mu"culara sevgiler.
  • bunun arası turgunyev le çok iyi değilmiş. hatta k dergisinde bununla ilgili bir yazı vardı 3-4 hafta önce. turgunyev çok canını yakmış bunun. ayrıca dosto bok kokulu kafaysa turgunyev bok kafanın kendisidi. hıh (bkz: ben bunu bilir bunu söylerim) bunu söylerken hayatımda hiç turgunyev okumamış da olabilirim. ama dosto candır be
  • bir avcidir dostoyevski, ruh avcisidir, aci ceken ruhlari bulur.. asil aciyi kendi ruhu cekmektedir belkide.. iyilikle kotulugu, dinginlikle coskunlugu, inancla inancsizlig, su ve atesi birlikte barindiran ruhu.. ne kadar aci cekse de insanin ozunde iyilik oldugunu kabul eder dostoyevski.. acilarindan sikayetci degildir, herseyi derinden duyabilmenin, kavrayabilmenin yoludur aci onun icin..

    hayati romandir ve yazdigi her roman hayatidir.. fakirdir, actir, duskundur ve 'ezilenler'de insanciklar'da anlatir bu durumu; hapse dusmus surgunde yasamis 'olu evinden anilar'da anlatmistir bunu; idam edilmekten son anda kurtulur, 'budala'da anlatir son dakikalarini bilen bir insanin neler hissettigini; sara hastasidir, nobetler gecirir ve oyle guzel anlatir ki 'budala'da, 'karamazov kardesler'de nobet gecirmek istersiniz; babasiyla sorunlari vardir 'delikanli'da ve 'karamazov kardesler'de ortaya cikarir bunu; devletle, sistemle sorunu vardir 'ecinniler'de anlatir; kendiyle sorunlari vardir 'yeraltindan notlar'da cikarir ortaya insanin kendiyle sorunlarini.. 'suc ve ceza'sini gorursunuz kitaplarinda, kefaretlerini bulursunuz sonlarinda..

    çar muhaliflerinden mihail petrasevski’nin toplantilarina katilmasinin cezasi olarak saint paul kalesinde idam edilecekken son bes dakikasini uc parcaya boler: iki dakikayi dostlariyla vedaya, iki dakikayi dusunmeye, bir dakikayi dunyaya son bakisa… bes dakika sonra dunyadan silineceğini bilmek onu tepeden tirnaga sarsar, soz verir kendisine yeni bir hayat icin bütün anlarinin hesabini vermeye hazir olduguna ve hicbir anini bosa harcamayacagina.. bu sarsinti dunyayi sarsar sonra insanligi ayaga kaldirir, yasadigi anlarin hesabiyla..

    franz kafka/#24341410 yi sarsar, camus'yu sarsar, sartre'i sarsar, freud'u, alfred adler/#24323103 sarsar da beni sarsmaz mi (aglaya ivanovna yepançin/#21171278 )
  • evinin kapısına geldiğimde tüylerimin diken diken olduğuna şaşkınlıkla şahit olduğum, başucu kitaplarımın bir kısmının yazarı. kıymetlim...
  • ismini telafuz ederken oldukça zevk aldığım yazarların önde gideni. kitapları başucu eseridir. hiç eskimez.
hesabın var mı? giriş yap