• her gun 5 vakit house izliyerek ibadetimi yerine getiyorum. bir aralar bizimki orjinal takiminin yerini doldurmak icin yeni bir grup doktoru yanina almis. sonunda iclerinden birisini, herseyi surekli dogru yaptigi ve kendisiyle en cok uyustugu halde kovuyor. cunku adamin kafasi house'unkiyle ayni calisiyor, takimin en iyisi olmasina ragmen en az ihtiyac duyulani house varken.

    gedin yazilarina hep sevkle baslayip, bir turlu ayni sevkle bitirememin nedeni bununla alakali herhalde. bazen adamin klonu gibi hissediyorum. her konuda bilgimiz ve ilgimiz ayni degil elbet, uslup da ayni degil, ama sanki ayni seye odaklansak, yani beyine ayni input girse, output da ayni olacak. o inputlari isleyen icerdeki mekanizma komsu tornalardan cikma gibi (allahin bir kaniti daha, deniz kiyisinda yururken sahile vurmus bir tornayla karsilassaniz "belki kendi kendine oldu" dersiniz ama iki tornada isiniz cok zor cok).

    bir yandan guzel bir his bu, zira biz zeki, yakisikli, buyuk pipili, mizahi, zengin, sadik ve en onemlisi asiri alcakgonullu erkekler azinliktayiz, binlerce senelik gizli bir ogretinin temsilcileriyiz, seviniyorum baska birini bulunca. ama bir yandan da huzursuzlanip there can be only one diye anirarak kellesini ucurmak geliyor icimden.

    benden bir 5-10, hadi bilemedin 30 iq fazlasi oldugu da dikkatimden kacmadi degil. yani birimizi okuyacaksaniz ged'i okuyun, ben oyle yapiyorum.
  • helot basliginda yazdiklari, benim o zamanlar yazdiklarimla birlikte okununca resmen ibretlik bir hal aliyor. [gereksiz, terbiyesiz, uslupsuz bir suru yeri de kirptim bu arada o yazdiklarimdan.]

    cehalet bahsine ise hic girmiyorum. dediklerinin bir kismini olsun idrak edebilmek icin dahi bes sene daha tahsil etmem gerekiyormus. orada yazilanlari muazzam bir hicap duygusuyla okudugumu belirtmekle yetineyim yalniz..

    kendisine ozur borcumu dileyerek odeyemem. selam ederim.
  • efenim lolo yapmaya, gösterişli cümlelere gerek yok; ben bir-iki bişi diyip hemen çıkıcam: kendisi ekşi sözlük'ün gelmiş geçmiş ***en*** iyi yazarıdır.

    bazen gerçekten onun beyninin içinde yaşamak istiyorum.
  • yerdeniz [earthsea] deki güclü büyücü,
    roke adasinin ba$ büyücüsü
    cevik atmaca
  • ged'in öyküsü, güçle baş ederek, güce karşı koyarak güçlenmenin öyküsüdür. ged yeni güçler kazanarak güçlenmez. ya da yeni isimler öğrenerek. asıl güç bu gücü reddedişte yatar zira. yeni güçler kazandığında ve o güçleri kullanmayı arzuladığında karşısına gölge çıkar. onun gölgesi, kendi gölgesi. oysa yerdeniz evreninde güç güçsüzleşmekten geçer. birisine gerçek adınızı söylersiniz, kadim dildeki adınızı, yaradılış lisanındakini, ve o bu adı kullanmayı reddettiğinde güçlenir asıl. eh, gedin ustası da, deprem durduran ogion'dur. deprem durduran ama yağmurları durdurmaktan aciz ogion, en azından küçük çevik atmaca'nın gözünde. deprem durdurabilecek kadar güce sahip olup, yağmura hükmedemeyişi anlamlandırmak ged'e yüzündeki bir lekeye mal oldu. belki daha da fazlasına. kanımca bütün yer deniz serisindeki en güçlü ged, en uzak sahilde duvarı aşıp güçlerinden arınabilen ged'di.
  • insanın en büyük düşmanının kendisi olduğunu anlayan, korkularıyla yüzleşip bu düşmanı yenmeyi başaran ve böylece kendi içindeki gücü farkeden roman kahramanı.
    ayrıca "beni öldürmeyen şey güçlendirir*" lafını beynime kazımıştır kendisi.
  • hepimiz ged olmayı isteriz. onun gibi yeteneklere sahip olmak değildir "ged olmayı istemek". sonuçta herkesin bir mucizesi var, hepimizin bir mahareti var, bunlardan önce tabii ki, hepimizin bir varlığı var. yine de ged başka bir şeydir.
    en başta onun gibi keşfedilmek isteriz, taa çocukken. kralların, kadınların ve düşmanlarının yeteneğini, gücünü gördüğü ve teslim ettiği ged.. olmak isteriz. onun gibi beklenmek, desteklenmek isteriz. dünyayı kurtarabilecek güçleri olmasına rağmen mütevazi biri.. olmak isteriz.
    ama hepimiz ged olamayız. hepimiz arha, tenar, goha da olamayız. ursula da olamayız. biz, bizim mahallede hep ged olmayı isteriz, olamayız.
    (neysek o oluruz işte, başka bir şey olamayız).

    kaç yıldır kenarda beklerdi bu entry. her şeyin bir zamanı vardır belki.
  • ursula nin super karizmatik karakteri...
  • isimlere hukmeden
  • yevaud adli ejderhaya aşağıdaki ayarı vermiş büyücü..
    "like a sword in sharpness but five times the length of any sword, the point of the dragon's tail arched up scorpion-wise over his mailed back, above the tower. dryly he spoke:
    -* i strike no bargain. i take. what have you to offer that i cannot take from you when i like?
    -*safety. your safety. swear that you will never fly eastward of pendor, and i will swear to leave you unharmed.

    a grating sound came from the dragon's throat like the noise of an avalanche far off, stone falling among mountains. fires danced along his three forked tongue. he raised himself up higher, looming over the ruins.

    -*you offer me safety! you threaten me! with what?
    -*with your name, yevaud!

    ged's voice shook as he spoke the name, yet he spoke it clear and loud. at the sound of it, the old dragon held still, utterly still. a minute went by, and another; and then ged, standing there in his rocking chip of a boat, smiled. he staked this venture and his life on a guess drawn from old histories of dragon lore learned on roke, a guess that this dragon of pendor was the same that had spoiled the west of osskil in the days of elfarran and morred, and had been driven from osskil by a wizard, elt, wise in names.
    the guess had held.
    -*we are matched yevaud, you have your strength, i have your name. will you bargain?"
    (bkz: a wizard of earthsea)
    hellhammer'a katkıları için teşekkürler.
hesabın var mı? giriş yap