• itü'de yapılıyormuş. erkek öğrenciler her sene yaptıkları bu yürüyüşte şirazenin ayarını kaçırmışlar. bornozlarla kız yurtlarına dalmışlar. kızlar da hemen ertesinde "taciz var" yazısı asmışlar falan.

    rektör de yaşanan olaylar sonunda "her sene yapılıyormuş gafil avlandım" demiş. ama acaba "pihiiiy lan oğlum daha önce niye söylemiyosunuz lan!!! nefis organizasyonmuş vizeler yüzünden kaçırmışız..." tadında mı demiş onu pek bilmiyorum.

    ayrıca bir grup bornozlu erkek benim eve doğru yürüse ben bile tırsar bırak kağıdı afiş yaptırırdım arkadaş...
  • su okudugum bir kaç sayfa entaride karşılaştığım konformizmi, otoriteryen (gavurcası authoritarian) vasıfları uzun zamandır bir arada görmemiştim. memlekete faydalı olmaktan tut da ülkenin en köklü üniversitesine yakışmaya kadar uzanan klişeler insanların kafalarına kafalarına saçılmış. yaşadığı dünyaya bakmayı, baktığı dünyanın nasıl daha yaşanılır, renkli, ve keyifli bir yer olacağını bir türlü anlayamayan sevgili konformizmden spazm geçiren cancişler:

    1 - şu itu deki abazan hareket yürüyüşüyle sokakta karşılaşılan tacizi nasıl karşılaştırıyorsunuz anlamak mümkün değil. sokakta tacizde bulunan adamlar kndilerine sorsanız çok kesin çizgilerle çizilmiş cinsel ahlak kurallarına bağlıdırlar. karıları için adam keser, namusları için katil olurlar. buna rağmen ayı zamanda sokakta laf atmalarının ya da el peşrevine yeltenmelerinin sebebi ise kendi zihinlerindeki erdemli kadın kalıbının dışındaki kadınların tacize müstahak olduklarına inanmaları değil, kıyafet ve davranışlarıyla ahlaksız ve iffetsiz olduklarına dair inançlarıdır. aynı adamlar itü öğrencilerinin yürüyüşünü de o kesin ahlak çizgileriyle ahlaksızlık olarak gordü zaten. yani sevgili tepkisel dar kafalı feminist cancişler, abaza yürüyüşüne koyduğunuz tepkide en yakın müttefikiniz sizi soyut olarak bacı addederken sokakta diz üstü etek ve hafif bir dekolteyle yakaladığında orospu yerine koyacak olan ahlak kumkuması adamlardır.

    2 - nasıl bir aymazlık içinde olmak lazım ki hergün aynı sınıflarda kantinlerde karşınıza çıkan, aynı dersleri aldığınız bu adamları sokakta taksinin camından elini uzatıp pandik atmaya kalkan adamlarla aynı kefeye koyuyorsunuz. gerçek tacizciler, yani sokakta laf atıp pandiğe yeltenenler sizi kafalarındaki kemikleşmiş erdemli iffetli kadın portresinden farklı olduğunuz için makbul görmeyip tacize maruz bırakıyor. oysa yurdun önünde toplanan çocuklar sizin bizzat o kalıplarla sınırlı kalmamış olduğunuzu ümid ederek, nuh nebinden kalma bir ahlakçılıktan uzak olduğunuzu umarak paylaşıyorlar hakim sosyal yapıdan rahatsızlıklarını. sonradan ne derlerse desinler, icinen gururlarını tamir için size mi kaldık diye serzenirlerse serzensinler aslında sizi gayet makbul gördüklerinden...

    3 - bu yürüyüş sırasında herhgi bir kız zarar gördü mü? daha önce de benzerleri yapılan bu yürüyüşlerden sonra kafayı kırıp kız yurtlarına saldırdı mı o sözde tacizcilerden herhangi birisi? kampüste o yürüyüşe katılan çocuklardan gelmiş en büyük zarar en fazla olsa olsa ısrarlı arkadaşlık teklifleridir. ama zaten yurda kilitlenip kutarıldıkları için minnettar olan kızlar, kendine arkadaşlık teklif eden adamın da sapık olduğuna inanacak kolaylıkla. üzülüyorum ama arada sırada authorun tasvir ettiği kızlar aleminde yaşadığımıza dair kanıtlar görmek beni üzüyor.

    4 - çocuklar yürüdüler de nooldu? aşşaaa inin de hepinizi sıradan mı geçirelim dediler? grup sekse mi zorladılar? kızlara şiddetten ziyade kendi kadererine isyan değil mi bu? eeee, o zaman bu ne şiddet bu celal? hele bunu taciz olarak algılayıp cinsel güvenliğimiz tehlikede demek, abazan hareket yürüyüşüne katılanları geleceğin sokakta laf atan, dolmuşta forda kalkan adamları olduğunu iddia etmek...

    hepinizi authora havale ediyorum, o ne yapacağını bilir sizinle
  • bence asil haber degeri (hurriyet'in anlattigina gore), yetkililerin "cikamazsiniz cunku guvenliginizi saglayamayiz" diyerek kiz ogrencileri yurtlarina kilitlemelerinden(!) dogan yuruyus.
  • bu yürüyüşü yapan kamışları toplayıp bir reaktörün içine tıkacaksın...
    arada sırada victoria's secret katoloğu göstereceksin, ya da olmadı reaktörün içine kadın parfümü sıkacaksın.

    açığa çıkacak enerjiyle şehir aydınlatırsın, ülke aydınlatırsın. yenilenebilir de buna ilaveten, her sene itü'ye kaç öğrenci giriyor...
  • politik görüş ile cinselliğe yaklaşımın ne kadar atbaşı gittiğini gözler önüne seren olay. üniversite okumayı bile "vatana millete faydalı olmak" döngüsü içinde düşünebilen çeşit çeşit insan var. üniversite insanın kendisini zenginleştireceği, hayatını manen kaliteli bir hale getirebileceği bir yerdir. memlekete faydalı olacaksan da sonra zaten olursun, ama neden önce memleket, enteresan.
  • itü rektörüne soruşturma başlatan bornozlu yürüyüş imiş. hürriyet'in haberine göre şöyle gelişmiş olay: "7 kasım gecesi saat 00.30 sıralarında vadi yurtları’ndan çıkan yaklaşık 300 kişilik erkek öğrenci grubu, ayazağa kız öğrenci yurdu’na doğru yürümeye başladı. bir kısmı bornoz giyen grup, kız yurtları önünde "abazan hareket engellenemez", "el salla el salla ayazağa el salla", "sütyene hayır, memelere özgürlük", "vadi burada, kızlar nerede" sloganları attı. polis kalabalığa müdahalede bulunmadı, okulun güvenlik görevlileri kız öğrencileri, "güvenliğinizi sağlayamayız" diyerek yurtlarına kilitledi. grup, "vadi gidiyor, yine gelecek" sloganıyla yürüyüşü bitirdi. olaydan rahatsız olan bir grup itü’lü kız öğrenci ayazağa kampusü’nü "itü’de taciz var" afişleriyle donattı."

    aha bu da link: http://www.hurriyet.com.tr/…em/10370597.asp?gid=229
  • bize derler arı
    hani nerde karı
    abazadır abaza
    itü makinalı

    dizelerini sonuna kadar haklı çıkaran. bizleri kahkaha krizlerine sokmuş üniversiteli eğlencesi.

    haberin yorumları da bir o kadar $ukeladır

    --- haber yorumu ---

    fenasi kerim 16/11/2008 - 12:56
    afferin size cocuklar.gencliginizin tadini bilin.

    arz ederim.

    --- haber yorumu ---
  • esasında konunun komikliğini ve eğlencesini anlayabilmek için, itü'yü ve özellikle vadi yurtlarını yakından bilmek ve tanımak gerekir. elbette vadi yurtlarında kalan bütün öğrenciler porno manyağı, hayattaki amacı kız götürmek olan tipler değillerdir. ve fakat, itü genelinde vadi yurtlarına karşı komik bir yaklaşım vardır. hatta vadi yurdu sakinleri tarafından geçmişte eğlence amaçlı, vadide kalanların abazan olduklarını konu alan kısa filmler de yapılmıştır.
    vadi, abazanlarıyla ünlüdür. bu abazanlar ki, yabancı bir grup dişi, kazara vadiye yerleştirilince ellerinde gitarlarıyla yurt önündeki çimlerde şarkılar söylemişlerdir. bu öğrenciler ki, abazan lakabını gülerek kabul etmişlerdir. hem abazanlığa hem inekliğe "eyvallah" deyip geçmişlerdir.
    her şey -evet- üç yıl önce bir elektrik kesintisiyle başlamıştı. elektrik ve dolayısıyla internetleri giden yurt sakinlerinin hayatla bağlantıları kesilmiş gibiydi.
    - bornozlu hareket başka bir hareketti esasında. ilk olarak birkaç araştırma görevlisi ve öğrencinin itü'deki geleneksel konserlerden birine bornozlarıyla gelip (elbette çıplak değil sayın eleştirmenler, kıyafet üstüne bornoz) eğlenmeleriyle başlamıştı yaklaşık 5 sene önce. bütün alan konseri bırakıp "hoca" dedikleri asistanlarına gülmüştü. -
    şimdi kendimizi düşünelim. ne kadar entelektüel olsak da, ne kadar bilgili, kültürlü olsak da, onlarca itap okusak, magazin programlarından tiksinsek ve hep belgesel seyretsek de, hayata bizden farklı bakan insanları "ıyyy n kadar basitsin" diye yargılayıversek de, yapacak hiçbir şeyimiz yoksa, elektrikler kesilmişse ve bir grup arkadaşımızla kalakalmışsak, kendimize eğlence yaratırız. vadi yurtları da yaratmıştı. hiçbir şey olmayan ayazağa’da yapılabilecek tek eğlence.. kız yurtlarında kalan arkadaşlarını arayıp, "sizin yurda yürüyeceğiz" demişler ve yürümüşlerdi. eğlenceli, komik ve acayip bir ortamdı evet. vadi abazanları aşağıdan laf atarken, "itü'nün bıyıklı ve kendini çok bir nimetten sayan kızları" haricindeki kızlar da erkeklere cevap vermişlerdi sloganlarla. bir gece için itü'nün tüm yurt sakinleri aptal hocalarını, birkaç gün sonraki akışkanlar mekaniği vb sınavlarını, umutsuzluklarını vs vs unutup salak gibi eğlenmişlerdi. "abazan hareket engellenemez" diye inlemişti ayazağa. karşılıklı gülünmüş, eğlenilmiş ve okul hayatı bittikten sonra bile o gece anılarak itü'ye nadiren eklenen "güzeldi ya" sıfatı kullanılmıştı.
    ve sonrası gelmiş. "geleneksel" hale getirilmiş.
    yürüyenlerin, kendilerine yapılan acımasız eleştirileri hak ettiklerini düşünmüyorum. elbette topluluğun terbiye, eğitim, kişilik seviyelerini ölçmek elimizde değildir ve daha önemlisi bize düşmez. ama açıkçası ben yılda bir gecelerini her şeyi unutarak saçmalamaya ayırmış bir avuç öğrencinin; soruşturma açılacak, yargılamadan asılıp kesilecek kadar adi, pislik, seks düşkünü, porno manyağı olduklarını sanmıyorum. kitap okumayı da bilirler, belgesel seyretmeyi de. siyaseti de bilirler, bu ülkenin nerelerden nerelere geldiğini de. nazımları da okudular, sayısal yöntemleri de. şiiri, romanı ne kadar sevdiler ve tanıdılarsa, o kadar tiksindiler calculustan. sanıldıkları gibi cahil, kişiliksiz, sevişmekten başka bir şey düşünmeyen, aptal bir avuç genç değillerdir. ha öyleleri de vardır aralarında elbette her ortamda olduğu gibi. ama birkaç çürük yumurta için tüm sepeti atmamak gerekir.
    itü'nün vadisi meşhurdur. pantolonun ütülüsü varsa abazanın itülüsü vardır. vadi abazandır. daha önemlisi vadi abazanlığını kabul etmiştir. ve bu kabulleniş sadece erkekler arasında değildir. itüde okuyan her dişi, vadi kadar güler vadiye. küçük bir kısım da gülmeyivermiş ne yapalım. bir kısım hatun kişilik ışık yakıp söndürerek, pencereden bağırarak; ertesi gün aynı sınıfta, aynı sıkkınlık ve bıkkınlıkla derse gireceği sınıf arkadaşıyla eğlenmiş. bir kısmı da eğlenmemiş. oluversin. kişilerin eğlence anlayışlarını yargılamak başkalarına düşmez. bırakın eğlensinler ve bırakın eğlenmesinler. ve fakat; ne demektir efendim kendilerini güvende hissetmemek, tacize uğramak??? evet saçmalamışlar, arada bir kaç balta çıkıp sapıtmış. ama öğrenci be kardeşim bunlar. senin sınıf arkadaşın. sen kendini nimetten sayıp da, sınıfta onlarla konuşmuyor olabilirsin de, bu abazanlar da insan. sen ne kadar terbiyeli, ahlaklı, kişilikli ve bilgili geçiniyorsan; onlar da en az senin kadardır.
    altı yıllık itü hayatımda bir çok vadili abazan gördüm, tanıdım, sevdim, arkadaş-dost oldum, dalga geçtim, birlikte içtim, yeri geldi sapıttım, yeri geldi memleketi kurtardım, yeri geldi konserde bornoz giydim, yeri geldi nazım eşliğinde rakı içtim, birlikte "abazan hareket engellenemez" diye bağırdım... ama hiç birini bir kızı taciz ederken, sınıf arkadaşına sapıklık yaparken görmedim. vadinin abazanlığı kendindedir ve kendinedir.
    bilmeden konuşmak ülkeme göredir, ülkemdedir.
    bırakınız eğlensinler be kardeşim, bu kadar büyütülecek ne vardı?

    gazete yorumlarında "ve geleceğimizi, bu ülkenin geleceğini teslim edeceğimiz nesil huzurlarınızda.." yazan kişilere demek lazımdır ki; bu ülke kimlere emanet etti varlığını farkında mısınız? elinde kitaplarıyla dolaşan, okuduğunu ve her şeyi bildiğini sanan, kendini nimetten zanneden insanların da yaptıklarını gördük. anlayamıyorum. bir kişinin, hayatın ve hayattakilerin, ülkesinin ve dünyadakilerin, 68lerin, romeo julietlerin, şiirlerin, romanların, siyasetin ve hayata dair her şeyin farkında olduğunu göstermesi için eğlenmemesi, arada sırada da olsa sapıtmamış olması mı lazımdır? hangi insan evladı hayatını hiç sapıtmadan geçirir. en sakinin bile ömrü hayatında vardır elbet bir sapıtma noktası. kimisi içip sapıtmıştır, kimisi memleketin halini görüp sapıtmıştır, kimisi aşık olup sapıtmıştır..
    yapmayın etmeyin. büyüdünüz, gençlikteki saçmalıklarınızı unuttunuz ve sanki hiç yaşanmamış gibi hissettiniz diye; karşınızdakilerden beklemeyin bunu. senede bir gün her şeyi unutmuşlar. çok görmeyin..
  • mühendis arkadaşlarımızın o kareli gömleklerinin ardında ne fırtınalar koptuğunu gösteren yürüyüştür. bornozların da kareli olması dikkat çekmiştir.
  • (bkz: aglama melis)
hesabın var mı? giriş yap