• uluslararasi firmalar lokal piyasa sartlarina ayak uydurmak durumunda olduklarindan, esas olarak global bir politika izlemelerine karsin, lokal kosullara gore customize ederler aktivitelerini. yani bir anlamda global prensiplerle lokal uygulamalarin sentezini yapmis olurlar.

    mcdonalds'in turk damak tadina uygun burgerleri ya da dominos pizza'nin donerli pizzasi bu akimin gostergeleri olabilirler.
  • globalizasyonun pazarlama ayagi.
    amerikan kültür emperyalizminin ve globalleşen ekonomisinin önüne çıkması muhtemel yöresel, ve töresel tepkileri yatıştırmak için yöre tüketicisine nabzına göre şerbet vermek için folklorik kostumler giyerek dansetmeleri.
    ilk örneği sanırım kızılderililerle aynı kıyafetleri giyip
    "bizde sizden sayılırz, bakın kostümümüze eheheheeh" diyen bir takım gevrek koloniciler de görülmüştür sanırım.
    kısaca bulandırma denizi uyandırma kerizi başlığı altında incelenebilecek bu pazarlama poltikasi sayesinde bir çok engel
    "aaa öyle deme bak adamlar kültürünü getiriyo ama bizim kültürümüze de sahip çıkıyo bak sarımsak soslu yeni whopper çıkmış" gibisinden telkinlerle kolaylıkla aşılmıştır.
    hazmı kolaydır.
  • ötv artmış, dolar tl’ye geçirmiş, faiz yükselmiş...

    niye böyle oldu diye şaşıranlar varmış...
    mışmış da mışmış...
    meali,” kanımızı glokalizme bağışlıyoruz” demektir.

    türk milletinin ekonomik belini büken emperyalizm değil glokalizmdir. birincisi, devletin siyasi ve egemenlik gücünün terazisini şaşırtır, arzu ettiği kalkınma girişimlerinin önünü keser. ikincisi bunun getirisi olarak o devlet tarafından yönetilen halkın yaşam gücünün belini büker. devlet, ödün vererek bir süre daha hükmetmeye devam edebilir ama millet?
    millet esir alınmıştır. millet kendini yöneten devlet tarafından esir alınmak zorundadır artık.

    nedir glokalizm?
    hedef bölgedeki sömürge amaçlı eğilime yurtseverlerce direnç gösterilen emperyalizmin, taktiksel değişim göstererek amacını gerçekleştirme düşüncesidir. global ve lokal kavramlarının birleşmesinden türemiş bir sözcük.
    global (küresel) hedefleri, lokal (yerel) dinamikleri dikkate alarak strateji oluşturma çabası...
    nasıl ki bizde “müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz” gibi yerinde bir söz vardır. emperyalizm, günümüz dünyasında bunu adeta yeniden keşfederek, sözün hakkını ziyadesiyle vermektedir. çok uluslu şirketlerinin, uluslararası hedeflerini gerçekleştirmesi için faydalandığı en güzide yoldur bu. bir veya birden çok gözde şirketini çok uluslu biçime dönüştürme nedeni de bundandır.
    üzerine uygulanırken ruhun duymaz!

    misal verelim kolay olsun.
    rakı yerli bir üründür. türk halkının en çok tükettiği alkollü içkidir. uzun zaman boyunca kit teşebbüsü olarak üretilen; pazarlama ve satışından elde edilen hâsılatının tümü yıllarca devlete aktarılan, sirkülâsyonu tatminkâr, ekonomik değeri yüksek bir üründür.
    ne yaparsın?
    önce... “serbest piyasa ekonomisi” adı altında bir teori uydurursun. gerçekte böyle bir teori vardır da... yaratıcı teorisyeni adam smith tarafından büyümesi öngörülen ekonomiler için geliştirilmiş, ölümünden sonra 19 ve 20. yüzyılda başarısı tavan yapmış bir iktisadi tezdir. kapitalist gelişimi büyük oranda tamamlanmış, para piyasası oturmuş kendi kendine yetebilen bir sistemde uygulama alanı hayli isabetlidir. sabır, dikkat ve sistematik ilerlemeyle zaman içinde elde edilecek zenginlik sonunda toplumu oluşturan fertlere yansır.
    kendi doğal kaynaklarını kendisi işletemeyen, üretim araçlarını borçlanarak kuran, patenti kendine ait lider ve lokomotif bir motor teknolojisi icat edemeyen, cari giderlerini karşılıksız para basarak karşılayan sistemler içinse sonuç tam bir felakete dönüşür bu teoride.

    diyelim ki her şeye rağmen iktidarını kaybetmek istemiyorsun...
    geliri adaletli dağıtmak, zenginlik paylaşımı diye bir kavram da yok kitabında...
    buna rağmen hükmetmeye nasıl devam eder, ülkeyi senin yönetmene milletini nasıl ikna edersin?
    üniversitelerin siyasal bilimler/iktisat fakültelerindeki öğretim üyelerinden, gazetelerin ekonomi sayfalarındaki köşe yazarlarından başlayarak elbette... liberal kelimesinin başına süslü püslü bir neo eklentisi her şeyin başlangıcıdır. bu kavramlar kapitalist kurumsallığı tamamlanmış ekonomik rejimler için gerçekten biriciktir aslında. almanya, abd, japonya, güney kore gibi ülkelerde... milli icatlarını milli sanayiye dönüştürmeyi başardıkları için onlar için tehlike yok.

    ama seninkisi gibi yetmiş iki buçuk milletten oluşmuş, her etnik kökeni oraya buraya çemkirilmiş bir toplum yapısında, “körün tuttuğunu öptüğü” bir iktisadi rejimde yaşıyorsan vahşi kapitalizme dönüşmesi kaçınılmazdır. gemi azıya almış bir şahlanışla önüne geleni yıkar geçer bu neoliberalizm. örneklerini gün be gün yaşamaktayız.
    ağaç, orman, deniz, dere, bataklık, sulak, tarım alanı... manyak gibi fabrika açarsın, is ve istihdam yarattığın izlenimi vererek... çevre incelemesi, doğa koruması, iklim etkileşimi, atık kontrolü kimin umurunda!
    sonra... işbirliği içinde olduğun yürürlükteki hükümete, torba kanun adı altında yasal düzenlemeleri bir gecede değiştirtir, ilgili sermaye piyasası düzenlemelerini yaptırır, ağzının suları akan yabancı sermayenin ülkeye girişini cazip hale getirtir, cari faize dokunmaz, ilgili faiz oranlarını düşürtür, paradan da altı sıfır attırdın mı tamam her şey halloldu...
    liberalist düşünce tarzını götünden anlamış bir anlayışla böylesi bir başlangıç ülkenin orta yerinde pandora kutusunu açtığın gündür...
    bütün toplumsal fenomenlerini, örf, adet, gelenek göreneklerini, komşuluk, hısımlık, yardımlaşma duygularını yavaş yavaş kaybettirecek, küçücük dünyanda, hayata seni zamanla çok mutsuz olacağın materyalist bakışla bakmaya mecbur edecektir. bütün ömrün basit yahut zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için borçlanmayla geçebilir.

    cumhuriyet tarihimizde, çok partili sisteme geçildikten sonra büyük imar projelerini neden sol iktidarların sağ iktidarlar kadar gerçekleştiremediğini hiç düşündünüz mü? solcular yol, köprü, baraj, tünel, gökdelen yapmayı sevmiyorlar mı?
    kafaları buna çalışmıyor mu sanıyorsunuz?
    cevabı evet olanlar şu soruya yanıt versinler:
    hangi yolun hangi köprünün yapım maliyeti işinde, milli sermaye payı leasing payından fazladır.
    tek bir örnek verin hayatımın geri kalanında sağcı olacağım.
    yok!
    liboş solcular istisna, çamurdan olsa dahi kitabında “benden sonra allah kerim” zihniyetiyle çocuklarının geleceğini ipotek altına sokmayı kabul eden bir sol olmadı bu ülkede.
    kendi yağında kavrulmak da bu kadar oluyor...

    dünyanın 1 numaralı liberal ekonomisinde,
    general motors, apple, mcdonalds, exxon, ford, hp, ıbm....
    hangisinin bedelli hisse senetlerinin % 25’inden fazlası satılık?
    tek bir örnek bulamazsın.
    kanunen yasak kardeşim kanunen!

    bizim sabiha gökçen’in tamamını malezya menşeili bir şirkete devrettiğimiz birkaç gün oldu.

    güle güle milli servet!
    güle güle var olan zenginliği milletle paylaşmak...
    güle güle etibank, tariş, sümerbank, erdemir, kardemir ve niceleri...
    hepinize güle güle...

    ülkende 4000 tl’ye satın aldığın son model bir ıphone telefonu orijinal yerinden 1927 tl alabilirsin. bu sana gayet normal geliyor değil mi? normal zaten...
    anavatanı sen, icat edeni sen, üreteni sen olduğun patentli ürünün yeni rakı, 2011’de ingiliz şirketi mey’e satıldığında satıştan elde edilen gelirin halkın refahına yansıyacağını düşünen bir güruh vardı...
    pekiyi şimdi?
    ihraç ettiğin denizaşırı ülkedeki marketten 49 tl ye, anadolu’nun orta yerinde yaşadığın şehirdeki marketten 107 tl ye satın almaya ne diyorsun?
    işte kapitalizmi başarıya ulaştırayım derken glokalizmin zokasını yutmak buna denir.
    afiyet olsun!
    dolar niye yükseliyormuşmuş... peh!
  • global şirketlerin girdikleri pazara özgü ürünler satmasıdır. örneğin mcdonald'sın mc turcosu ya da burger kingin ayran satması.
  • son zamanlarda hsbcnin "dunyanin yerel bankasi" sloganinda ve coca cola'nin tum reklamlarinda gorebilecegimiz, global olma ancak yerel markalar gibi hareket etme, faaliyet gosterdigi topluma uyum saglama seklinde ortaya cikan bir yonetim akimi.
  • (bkz: glocalisation)
    (bkz: glocalism)
    (bkz: glocal)
  • (bkz: localization)
  • emperyalist kapitalizmin yeni oyunu
hesabın var mı? giriş yap