• “sık sık 'sadece hak edene bahşederim' dersiniz. ancak ne bahçenizdeki ağaçlar ne de otlaklarınızdaki sürüler böyle der. (…) onlar tıpkı mersinağaçlarının kokularını bulundukları vadilere bahşetmesi gibi dağıtırlar ellerindekini. onlar yaşamak için bahşeder, zira kendine saklamak yok olmak demektir. (…) ve hayat okyanusundan içmeyi hak eden, sizden gelen küçük bir akıntıyla tasını doldurmayı da hak eder.”

    kahlil gibran'ı hippi önderi diye yaftalayıp herhalde çiçek böcek anlatıyor, diye elime almadığım zamanlarıma yanayım.

    bu çizim de, gezgin adlı kitabının arka sayfasına kendimle karşılıklı oturup demlendiğim bir gecenin hediyesi olarak, buraya bir mahcubiyet mahiyetinde ilişsin.

    görsel
  • sex lies and videotape'de "benim bir sürü sorunum var. ama onlar bana ait." diyen graham* gibi elegantly wasted olmayı seçmektir.
  • yalan söylemek ile eş anlamlıdır bunlar. bunların hangi noktada aynı kapıya cıktıklarını acıklamak gerekirse;

    olayda 2 kişi vardır. a ve b kişileri.

    bu a kişisinin yaşadığı veya bildiği bir x olayı vardır.

    fakat bu a kişisinin başı, vakti zamanında yalanlardan dolayı feci yandığından, her usta yalancının en son çare olarak kullandığı yola girip, kendine saklamak eylemini gerçekleştirmektedir.

    bu eylemin gerçekleşmesi, a kişisinin x olayını bildiği halde, sırf b kişisi kendisine x olayı hakkında bir şey sormadığı için, a kişisinin olayı kendine saklamasıyla, karşı tarafa anlatmamasıyla gerçekleşir.

    daha sonra b kişisi olayı öğrendiğinde "neden anlatmadın? yalan söyledin?" dediğinde, verdikleri cevap hazırdır;

    "ama yalan söylemedim ki ben! çünkü sen sormadın ki ben sana anlatayım?!!"

    bu tür kişilere "evet, bu yalan söylemek değil. fakat yaptığın eylem de legal ama etik değil" cümlesi kurulduktan hemen sonra, götlerine tekmeyi basmanız gerekir.

    çünkü salt aklına gelemeyecek olaylar hakkında soru sormadığı için, tüm hayatı boyunca ot yerine konmayı kimsenin isteyeceğini sanmıyorum.
  • stok yapmak
  • (bkz: gizlemek)*.
  • insanlarla birsey paylasmaktan kacinmak, insanlarin arasina girmekten hoslanmamak.
  • (bkz: kapatmak)
  • her anlatma çabasının bir örtü oluşunun farkedildiği andan itibaren içine girilen, tercih edilen eylem!

    saklananın bulunma isteği, önceleri karşı tarafta merak uyandırıp üzerine düşülmesi hedeflenmiş olabilir. bulunamayınca durum kabullenilir ve hatta tercih edilir hâle gelir.

    (bkz: ne desem boş)
  • sözün tüketici yanından sakınıp içte tutmak, dile getirmemek bazı şeyleri. kendine saklananlar gözün pırıltısında japon çizgi filmlerindekinden bir yıldız olur. iyi olmayanlar kendine saklanırsa göz feneri kısılır amma...
    (bkz: bana kalsın)
  • aslında yoktur böyle bir şey ama yazık ki vardır.

    şöyle;

    dillendirsen "zarif olmayacak" dersin, dersin ki anla artık!, yine de anlamaz.

    o anlamadığı halde kendine saklamaya devam ediyorsan, bu beyinsizlikte son noktadır.

    kullan şunu. elle çivi çakmak gibi bir şey, yazık etme!

    sanki, dünya senden müteşekkil, herkes senin düşündüğünle koşut gidiyor.

    kendine gel...

    ...kendine saklama!

    zira sana öğretilen gurur bu olmasa gerek.

    yine de öğrendiğin bu ise! bu satıra kadar gelmen bile muzice...hürmetler!

    (bkz: aramızda)
hesabın var mı? giriş yap