• yeni dilde patronluk. (ah geldi mi o günler hele...)
  • pigmentokrasinin tarihteki en aci tezahürüdür.
  • http://www.straightdope.com/…ome-slave-owners-black

    özet: özgürlüğünü satın aldıktan sonra köle sahibi olan ex-köleler de varmış.
  • çağımızda resmi olarak var olmadığı kabul edilen, ancak devlet kanalıyla ve resmi olarak suudi arabistan'da farklı isim altında (sponsorluk) uygulanan, insanı tiksindiren, sinirlendiren, insanlık dışı uygulama.

    uygulamanın şartları bir adet iş arayan eleman bulmak ve onu kendi sponsorluğunuz altına almaktır. suudi arabistan'da çalışma ve oturma iznine sahip olan bu eleman, ilk başta başının göğe erdiğini düşünür. çalışır da çalışır, yeter ki kazandığı paranın hakkını versin. herşey yolundadır, şirket de memnundur, çalışan da. profesyonel gerekçelerle işten ayrılma günü geldiğinde (örnek için bkz: #12150137), sıkıntılar da başlar. çünkü suudi arabistan dahilinde başka bir şirkete geçmek için, no objection certificate (noc) denilen belgeyi almanız gerekir, yani kendisi için çalıştığınız "efendi"nizin* izin vermesi gerekmektedir. eğer o izin vermezse, paşa paşa, kuyruğunuzu bacağınızın arasına sıkıştıra sıkıştıra ülkenize geri döner, ve en az bir sene boyunca "bereketli" suudi arabistan topraklarında çalışma şansını unutursunuz.

    görünürde suudi arabistan çalışma bakanlığı bu uygulamayı kaldırmış ve ülkesine geri dönenlerin herhangi bir sorun olmadan geri dönmelerini sağlayan yasal düzenlemeleri getirmiştir. bütün arkadaşlar arasında büyük bir heyecan yaratan bu haber, bu hevesle çeşitli ülkelerde suudi arabistan konsolosluklarına (abd, ingiltere gibi gelişmiş ülkelerdeki konsolosluklar da dahil) giden kişilerin suratında tokat gibi patlayan cevaplarla ("noc gerekir kardesim, getirmezseniz rezil rusva olursunuz" gibi) balon gibi sönmüştür.

    konuyla ilgili arabnews gazetesinde (http://www.arabnews.com/) yazan bir avukat (ya da hukuk müşaviri), bir kolenin sorusu uzerine olayı şöyle açıklamıştır:

    kolenin sorusu:
    "s.v. and m.a. what does the current law say concerning returning to saudi arabia for a new job after one has left the kingdom on final exit? i always hear different stories. in may, there was a report that said those coming to saudi arabia for job after having left the kingdom on final exit no longer needed a no-objection certificate (noc). now i hear that those seeking to return for a new job need an noc stamped by the local chamber of commerce and the ministry of foreign affairs and that such people can come only after one year from the date of their departure. please comment."
    yani kole diyor ki: tutarlı bir uygulama ve cevap bulamadık, canımız sıkkın, gitsek gelir miyiz sorunsuz? bu işin aslı nedir, bizi bir aydınlatıverin...

    el-cevab: "according to law, the noc is not required. the confusion lies in the fact that despite this, saudi missions abroad have been instructed to ask for it. you can inquire from the saudi consulate in your city if that is required. the law also does not require a person to wait for a year before coming for another job. but saudi missions abroad may have instructions from the government to impose that condition."
    yani avukat diyor ki, suudiler kanunu çıkarır, ama uygulanmaması yönünde talimat verirler!

    bu işin tek bilinen istisnası, hindistan'dır. o da kanun çıktıktan 2 sene sonra bunu uygulatmayı başarmıştır: http://workinginsaudiarabia.blogspot.com/…ans.html.

    yine de bu çok uzun sürmemiştir: http://workinginsaudiarabia.blogspot.com/…ians.html

    bizim büyükelçiliğimiz ve çalışma müşavirliğimizin ise bu konuda herhangi bir girişimi olup olmadığını bilmemekle birlikte, uygula(t)maya bakarak, tam olarak hareket ettiklerini söyleyemeyiz doğrusu.

    tabi bu işi yapanlar, müslümanlıktan, kul hakkından, sosyal sorumluluktan vs bahseder ve sonra da rahat uyurlar. düşünmezler ki, bu adamı ben memnun edememişim, bırak gitsin. yok, bu ibne gitmek istiyor, ona ancak ben efendilik ederim, başkasının efendilik etmesini de istemem. çalışacaksa benim için çalışacak, yoksa defolsun gitsin ülkesine. zaten kimse de bulunmaz hint kumaşı değildir. ama sormazlar kendine, "acaba bu adamın suudi arabistan'da çalışma hakkını elinden almaya benim hakkım var mı?"

    eğer ki bu kölelik değilse, sponsorluksa, herhangi bir ticari işletme, sponsor değiştirince, başka bir sponsor bulmuyor mu?

    işletmeler açısından %100 güvenli bir yöntemdir, buldukları adamı tepe tepe kullanır ve bu kozu her zaman öne sürerek baskı kurarlar, sindirirler.

    (modern) kölelik budur.
  • kafanızdaki kölelik fikri nasıl? onlar hakkında neler biliyorsunuz?

    kölelik mefhumunu geniş tutmak gerekir; kölelerin hizmetleri çok farklı boyutlara ulaşabiliyordu roma'da. örneğin t. p. atticus'un roma edebiyatı ve kültürü için önemli niteliklerinden biri de iyi yetişmiş çok sayıda kölesinin olması ve bu kölelerin kitap yazımında ve yazılmış kitapların basımında hizmet etmesidir [1]. cicero'nun da dostu atticus gibi kölelerinin olduğu ve onları yine amanuensis yani katip olarak kullandığı biliniyor [2]. böyle kölelerin el yazılarının güzel olmasına önem verilirdi; ücretlerini satır sayısına göre alan yazıcılar düzeltme de yapıyorlardı. bir kitabı kopya ettirmek isteyen zengin kişiler, kopya edecek kölelerin bakımını da üstlenirdi [3].

    yazar william vernon harris'in de bildirdiği gibi elit tabakadan bir kimsenin, bir asilin, önemli bir komutanın kendi başına iyi yazması ya da okuması gerekmiyordu; bu konularda eğitilmiş köleler hem okuyabilir hem de yazabilirdi. o halde quintilianus'a göre saygınlık (honesti) için iyi ve hızlı yazmanın önemli olmaması da anlaşılabilir [4]. marcus crassus, yine aynı amaç uğruna yetiştirilmiş kölelerine bakıyordu; sadece onda değil yukarıda dediğim gibi cicero'da, atticus'ta, plinius'ta hep kölelerin efendileriyle yakın ilişki içinde olduğu hatta değerli dostlar gibi algılandığı görülüyor. gruter tarafından tarafından yapılan bir alıntıda geçtiğine göre, henüz matbaa olmadığından kitap kopyalama işlemi kadınlara da bırakılıyordu: sextia xanta scriba libraria [5]. en nihayetinde saygın olarak gördüğümüz filozof, yazar, tarihçi, şair, devlet adamı, komutan hepsinin yazıları kendileri tarafından çoğaltılamadığından kölelik mefhumu başlı başına önem kazanıyor: deyim yerindeyse insanlık tarihinin yazılan sayfalarını yeniden kaleme alanlar ya da onu yeniden yazanlar kölelerdir.

    buradan duygusal bir tepkiyle tümden "zaten asiller her daim kölelerin sırtından geçinmiştir" manasını çıkarmamak gerekir; zira en nihayetinde insan çiğ süt emmiştir. oy bu nasıl final böyle.

    dipnot

    [1] penny cyclopaedia of the society for the diffusion of useful knowledge, society for the diffusion of useful knowledge, p.63, c. knight, 1835.
    [2] a. stephenson, a history of roman law: with a commentary on the institutes of gaius and justinian, p.81, pub. wm. s. hein publishing, 1992.
    [3] bedia demiriş, "antikçağ eserleri günümüze nasıl ulaştı?", sf. 31, klasik filoloji seminerleri, türk eskiçağ bilimleri enstitüsü yay. 2005.
    [4] william vernon harris, ancient literacy, p.249, harvard university press, 1991.
    [5] george haven putnam, authors and their public in ancient times, p.183, kessinger publishing, 2003.
  • insanların saçma span çalışma saatleriyle hafta tatilleri olmadan aylarca çalıştırılması buna bir örnek olabilir. bunun yanında bu çalışmanın neticesinde ekstra para verilmemesi de kendisini tam manasıyla köle yapar. ama yine de bu arap ülkelerindeki pakistanlı, hindistanlı, bangladeşli insanlara yapılana nazaran çok daha insaflısıdır.
    neticede bir odada 15 kişi, su olmadan yaşamıyorsunuz, ya da iş saatlerinde her türlü aşağılamalara ve hakaretlere maruz kalmıyorsunuz, bunun yanında bütün bu çalışmalarınız 150 veya 200 dolardan çok çok daha fazla.
    peki bu adamlar manyak mı, kendi ülkeleri yok mu da neden buna katlanıyorlar?
    o bahsi geçen 150 - 200 dolar için.
    çünkü o 1 dolar kendi ülkesinde yüzlerce rupi yapıyor, ve 200 dolar ile kendi ülkesine orta halliden biraz daha fazla kazanan olarak dönüyor.
    o kadar mutlu oluyorlar ki 10 dirhem bahşişe bile; ne yaşam koşullarını, ne yemek zorunda oldukları yemekten başka herşeye benzeyen o saçma sapan şeyleri, ne de çalışma kondisyonlarını herşeyi unutuyor bir anda.
    hele bunların bir de kaldıkları kamptan çalıştıkları yere taşındıkları otobüsler var ki.... ben daha bişey diyemiyorum...
  • olgusu ve psikolojisi ayrı ayrı incelenmesi gereken durumdur kanımca. özgürlük her ne kadar anahtar kelime olsa da, bir kölenin en çok istediği $ey özgür olmak değil, bir kole sahibi olmaktir.
  • "tamamen kalktı" dememek gerekir. sadece günümüz kültüründe "tabu"dur.

    güç eşitsizliğinin olduğu her yerde köleliğin ortaya çıkma potansiyeli vardır. benim aklıma güney sahillerimizde pasaportları alıkonulup fuhuşa zorlanan yabancı kadınlar geliyor.

    dördüncü dünya savaşı taş ve sopalarla savaşılacağı gibi, tahminen savaşan taraflarda bolca köleler de kullanılacaktır. şakası bir yana, ülkecek pek de memnun göründüğümüz kapitalist ekonomik sistem çöktüğünde, ilk hortlayacak kurumlardan biridir.

    anahtar kelimeler: post apokaliptik, kondratieff dalgaları, proletarya diktatörlüğü, beyaz kadın ticareti, afrikalı çocuk savaşçı...
  • kole ticaretiyle ilgili olarak klasik olarak tum sucu kolonyalistlerde, avrupalilarda vesairede arariz. ama goz ardi ettigimiz bir sey de afrikaya gidip oradaki insanlari kolelestirenlerin isbirlikcileri oldugudur. bu isbirlikciler kolelestirilenlerle ayni renkten, ayni gruptan olabilirler. ancak aralarinda temel bir fark vardir, o da guctur.
    gunumuzde hala afrika'da pek cok lider/savaslordu halklari somurenlerle isbirligi yapmaya devam ediyor. olan yine gucsuzlere oluyor.
  • insanın çok pis içine siniyor ya. aşk-ı memnu'nun fragmanını izledim de, beşir "bihter hanım'la seni biliyorum!" diyor behlül'e. içinden "pis kaşar nihal'imi üzüyor orospu :(((" diyor ama dilinde hala hanım bihter. "bihter'e çaktığını biliyorum!" diyemiyor. aynı şekilde çiğ köftecinin servisini yapan bi çocuk var. geçen otobüste denk geldim, hiç gereği yokken "buyrun" diye zıplayıp koltuğunu verdi çok da yaşlı olmayan birine. dandik şeyler bunlar ya. yaşama şeyimi alıyor içimden.
hesabın var mı? giriş yap