• her ne kadar ailesi ebedi düşmanı kara adamlar tarafından organize edilen bir uçak kazasıyla ölmüş olup öksüz ve yetim kalmış olmasına rağmen bir haramzadeyi aratmayan rahatlıkla sikiyle trampet çalmak deyimini yerine getirircesine sefa pezevengi misali maceradan maceraya koşturmasına, sahibi olduğu yakın dostu java ile dostluğuna, sergej orloff ile kah ölümcül düşmanlıklarına kah dostane olan ilişkisine, evrensel dünya tarihi konusunda sahibi olduğu bilgiden dolayı kıskanmaktan ziyade her zaman imrenmişimdir kendisine

    01
  • bu dedektiflik mistik macera tarzındaki çizgi romandaki adamım, zaman makinesi ya da türlü çeşitli mistik olaylar neticesi geçmişten gelen ve (bkz: imkansızlıklar dedektifi martin mystere) nin yancısı olarak takılan (bkz: java) dır.
  • öğretici olaylar ve gizem dolu birçok sayısının olduğu ışın tabancası sadece bayıltabilecek kadar kibar aynı zamanda zeki, prehistorya dersinde içine ders kitabınızı koyabileceğiniz kadar güvenilir fermi paradoksu bölümü harika olan çizgiroman serisi.
  • günün anlam ve önemine binaen: iyi ki doğmuş, iyi ki benim amcam olmuş!

    kendisinden hep çocukluk arkadaşım, kahramanım ve çocukluğumun sığınağı diye bahsederim; lakin o aynı zamanda benim öğretmenim de. çoğu zaman bu mühim detayı eklemeyi unutuyorum.

    onun maceralarında daldığı saklı hazineler olmasaydı, çocukluğumda ve ilk gençliğimde bir süreliğine de olsa arkeolojiyi merak edip "büyüyünce arkeolog olucam ben"* diyebilir miydim, o akılla sonradan arkeoatlas da dâhil nice yayının ve belgeselin peşine düşer miydim hiç! ya da karelerinde öğrendiğim özet bilgilerin aşkına düşüp tarihe, kültürlere ve mekânlara meraklı bir insan olabilir miydim, o konularda nitelikli yazarların ve eserlerin izini sürebilir miydim! bazen düşünüyorum da, o maceralarının içine serpiştirilen minik bilgiler beni farkında olmadan eğitip bugüne hazırlamış, yol haritamı çizmiş resmen! o yüzden amcamı öğretmenim olarak da anıyor, o açıdan da hürmet göstermeyi bir borç biliyorum.*
  • gelmiş geçmiş en iyi çizgi roman. çocukluğumun en büyük heyecanlarından. demin durduk yere aklıma düştü, ufak bir araştırmadan sonra en sevdiğim sayısının (1 numaralı sayı imiş zaten) dijital versiyonunu buldum. "vay be" diyorum sadece.
  • bütün hikayelerinin gerçek efsanelere dayandığını sanırdım okurken.

    bütün dünya kültürlerini, kültürlerin geleneklerini, nerede ne yenir, nerede hangi mitlere inanılır, arada derede okuyucuya yediriverirdi, maceralar arasında.
    koskoca seride toplasan bir iki çapkınlığı olmuştur. işine odaklı, yüksek konsantrasyonlu, başarılı ve makul biri olarak çizilmişti martin mystere. aşk meşk işleri ile sulandırmadılar asla olay örgüsünü.
    buna karşın kadrolu sevgilisi diana'nın tek ilgilendiği evlilik, alışveriş ve romantizm idi. ah be kadın, maceradan maceraya koşan, kendini geliştiren sevgilin var, başını bin türlü belaya sokup yine paçasını kurtarıyor, sen adamı durmadan eleştiriyorsun. "böz nözomon yömöğö çıkocz" falan.
    çocuk denebilecek yaşta hatmetmiştim, fakat hala bir şeyler yazarken, çizerken, gözümün önüne atlantis maceraları gelir.
  • dylan dog ile crossover hikayeleri ayri bir guzeldir
  • martin mystere'den alıntıdır:

    "çıraklık yıllarımda bir gün felsefe ustamla birlikteydim. bir gün dağlarda gezerken köylünün biri koşarak geldi. işlerinin yolunda gitmediğini, eşinin de kendini aldattığından şüphelendiğini anlatıp akıl istedi.

    ustam bir durdu, ardından uçan bir kartalı gösterip "kartal uçar," sonra da suda yüzen bir balığı gösterip "balık yüzer" dedi. köylü bir an durup "peki usta" dedi ve gitti.

    köylü gidince ustama ne demek istediğini sordum ama gülümsedi ve bir şey demedi.

    aradan aylar geçti. bir gün yine ustamla dolaşırken aynı köylü koşarak yanımıza geldi. ustamın karşısında dizlerinin üzerine çöktü ve işlerinin yoluna girdiğini, eşinin de kendini aldatmadığını öğrendiğini söyledi. ustama bilgeliğinden dolayı teşekkür edip bir tabak meyve uzattı. ustam tek kelime etmeden tabağı aldı, köylü de uzaklaştı.

    ustam meyveleri yerken hâlâ bir şey anlamadığımı söyledim. "anlaşılacak bir şey yok." dedi. "yeterince tanınmışsan insanlar sen ne dersen de mutlaka dediklerinden bir mesaj çıkartacakları için istediğin gibi saçmalayabilirsin. meyve yer misin, çok lezzetli?"
  • nerdeyse dünyadaki bütün efsaneleri atlantise bağlamayı başarabilen karizmatik gizem dedektifi.belki bir gün dizisi de çekilir...
  • mister no'yu ararken bir kaç sayısını bulduğuma çok memnun olduğum ve hemen okuduğum, entelektüel bir italyan çizgi roman.

    tarihi, bilimi işleyerek gizem ve macerayla harmanlanmış sürükleyici bir çizgi roman. şu sıralar başka sayılarını da yakalayabilir miyim diye düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap