• ing. geceyarisi gunesi. *

    (bkz: concerto of midnight sun)
    (bkz: harmony of dissonance)
    (bkz: castlevania)
  • oldukça hızlı ve sert bir şarkıda olsa helloween in insani hüzünlendirmeyi başandıran muhteşem eseridir. sabahları ılık suyla alınması özellikle sabah güneşi kendini öğle olanı kadar göstermediyse daha o hafif aydınlık ortamda daha.. çok iyi gelmektedir bünyeye.
  • bella swan'ın açısından anlatılan twilight saga'nın son halkası olarak, edward'ın görüş açısından olayların başlangıcını okuyacağımız stephenie meyer kitabı.
  • meyer'in twilight saga'yı yazarken kuşkusuz tesirinde olduğu shakespeare'in romeosu ve austen'in darcysi ile yarışabilecek sevdayla yüklü, edward cullen'ın atmayan kalbinden geçenleri öğrendiğimiz bölümdür. son yıllarda okuduğum en güzel aşk sözlerini çocuklar için yazılmış fantastik bir romanda bulmak, küçük prensi ne kadar çok sevdiğimi ve özlediğimi hatırlattı bana bir kez daha. sanırım, sıkıntısını masumların kanını içerek gideren bu dünyada, büyüyemeyenler için her zaman daha çok mutluluk var, yeni yetme bir vampirin hayal dünyasında olsa da... fantastik edebiyat, dünya savaşları arası gerçeklerle başedemeyecek kadar usanmış ve kırılmışlara, doğumuyla nasıl araladıysa pan'in labirentinin kapısını, yeni bir kıyamet arifesinde aynı çıkışı ergen parmaklarıyla gösterecek belki. gerçeklerden usanmışlara...
  • biraz önce varlığını keşfettiğim ve hemen okumaya başladığım harika kitaptır kendisi.ama hem okumak için bu kadar kıvranıp hem de okumak istememem de komik bir çelişkidir.edwardcığımın düşüncelerini okumak harika olacak ama ne kadar çabuk okursam kitap o kadar çabuk bitecek.keşke hep okunsa ama hiç bitmese bu kitaplar.
  • öyle bir yerinde bitiyor ki, sanki devamını hiç okuyamayacakmışım gibi hissetiğim için de paniğe kapıldım bir an bitince. twilight'ta okuduğum ve hayal ettiğim sahnelerin bir de diğer açısından anlatıldığını okumak inanilmaz büyük bir keyif. ne olursa olsun, bu kitap piyasaya çıktığında, diğer tüm kitapları satış olarak 2'ye hatta 3'e katlar. edward'ın anlatımı o kadar içten ve dürüstçe ki.. belki bella da böyle anlatıyordu ama bu defa daha başka, daha özel.

    ve lanet olsun, bu adam sadece bir roman karakteri.
  • twilight'la eş zamanlı okunması gerek bu kitabın kanımca. zira o zaman daha zevkli oluyor. mesela edward acaba bella bu surat ifadesini niye takındı diye düşünüyo, hemen açıp twilight'tan bakıyoruz ve bella'nın aklından geçenleri öğreniyoruz. ve midnight sun sayesinde açığa çıkmamış bazı noktalar aydınlanıyo.

    --- spoiler ---

    mesela angela'yla ben olayı

    --- spoiler ---

    umarım stephenie abla küskünlüğünü bi yana bırakır da hemen tamamlar kitabı, belliki müthiş bir kitap olucak.

    my life was an unending, unchanging midnight. it must, by necessity, always be midnight for me. so how was it possible that the sun was rising now in the middle of my midnight?"
  • "did she hear how my voice wrapped around her name like a caress?"

    bir kadın tarafından, kadınlar için yazılmış serinin ultraromantik kahramanının her lafı gibi bu da vurucu.

    (bkz: erkek romantik olabilir mi sorunsalı)
  • bella swan’ının bakış açısından okuduğumuz twilight’ı edward cullen anlatsa nasıl olurdu sorusunun cevabı. internete düşmüş ilk 12 bölümü bile şunu söylemeye yeterli; asıl büyük aşk/acı/çelişki/korku yaşayan, kıvrım kıvrım kıvranan edward’mış, bella’nın duyguları ve düşünceleri edward’ınkilerin görkemi yanında adeta vızıltı gibi kalıyormuş. edebi değer açısından kıyas kabul etmez tabii ama romanın ana karakteri konusunda yazarın jane austen’den esinlediğini, edward’ın mr.darcy’den izler taşıdığını düşünüyorum. fedakarlık, koruma isteği, bir türlü bitmeyen aşk, kahramanın kendisiyle yaşadığı kavgalar, aşık olduğu kadından vazgeçmesi gerektiğini bildiği halde vazgeçememe durumu oldukça benzerlik gösteriyor.

    şurası kesin ki çıktığı anda ortalığı dağıtacak, tüm twilight serisinden başarılı bir kitap olacak bu. edward diye ağlayanların feryatlarına bir yenisi eklenecek. şimdi burada züppe olmaya gerek yok, bizim bile yaşımız başımız geçtiği halde iç çekmişliğimiz, “vay anasını aşka bak” demişliğimiz var.

    kaçınılmaz bkz’ı da verelim de rahat edelim : (bkz: yaş onyedi)
  • bu kitabın fon müziği olsa clair de lune olurdu. mutluluk, hüzün, karamsarlık, umut ve tabii aşkı anlatmak için birebir bu eser. twilight'da çaldığı ufacık sahne bile filmin en hatırlanası sahnelerinden biriydi bence.debussy büyüksün.
hesabın var mı? giriş yap