• tamamen organik beslenirler. salatalarına balsamik sirke dökerler. suda doğum yaparlar.
  • ben de bunlarla ne zaman taşak geçilmeye başlanacak diye bekliyordum. mutlu ve pozitif olmayı laylaylom şarkı söyleyip dans etmek sanan denyolar sürüsü ne zaman buna çatacak diye bekliyordum.

    dünyadaki dertlerin farkında olup mutsuz olacakmışım heee! oturayım şimdi afrika için üzüleyim de insanların karnı doysun. mutsuz ve negatif adam mı sıtmanın, koleranın içinde bir tane kuyu açmak için götünü-başını yarıyor oralarda.

    neoliberal düşüncenin ürünüymüş. ulan komünistten/ütopistten/altermondialistten daha mutlu ve pozitif insan var mı dünyada? adamın pozitifliğine bak seattle'a gidip wto'ya karşı koyuyor, bp'yle shell'le mücadele ediyor, kapitalizm'in göbeğinde elinde dergi sokaklarda bağırıp çağırıyor, sen mutlu ve pozitif olmayı barda iki arkadaşıyla kafa sallayıp fotoğraf çeken üniversiteli kızın psikolojisine indirgiyorsun.

    terk edildiğinde mutsuz olacakmışsın da seveni bulduğunda kıymetini anlayacakmışsın. mutsuz mutsuz nasıl bulacaksın seveni? negatif olarak mı sevileceksin bir daha? sen otur anam beyaz atlı prensin gelir bulur seni. otur köşende ağla, mutsuzluğunu yaşa da anlasın sevenin senin değerini.

    ülke bu haldeyken mutsuz ve negatif olmalıymışız. oldu canım dünyayı senin realistlik adı altında tembellik ve edilgenliğin kurtaracak, aferin.

    hayatı çok yanlış anlayan tiplermiş. aferin canım, fiziği-kimyayı-tıbbı-matematiği-felsefeyi mutsuz ve negatifler geliştirdi. atomaltını emo'lar buldu. sen çözmüşsün olayı, devam et.

    mutlu ve pozitif olmayı acı çekmemek ve dünyanın ne kadar sikko bir yer olduğunun farkında olmamak olarak algılıyorsan sana ne desinler ki artık! mutluluk ve iyimserlik bir tepkidir, bir mücadeledir. dünyanın ne kadar boktan olduğunun, mutsuzluğun çok basit düşülecek bir tuzak olduğunun farkında olmaktır. herkes mutluluk arayışındaymış. ulan şu ankinin iki katı insan mutluluk arayışında olsa dünya bir günde değişir sike sike kucağına düşen mutluluktan siz bile nemalanırsınız be.

    tutan tuttuğunu sikiyor, millet birbirini öldürüyor adamlar mutlu ve pozitif insanlara laf atıyorlar. hayat felsefenize sokayım sizin!
  • hayatta karşılaştığı zorlukların üstesinden gelmiş ve güçlü durmuş o güzel insanları tenzih ederim, herhalde şu hayatta karşılaşılabilecek en gaddar, en bencil insan grubundan biridir bunlar. derdi tasası olan insan gördüğü gibi "ay negatif insanları çekemem, mutsuzlukla kafayı bozmuşsun sen bikbik" deyip, ortadan sıvışmayı maharet bilirler.

    bence sıvışmaya hakları var mı? sonuna kadar var, var da bunu şahsi şova niye dönüştürüyorsun? karşındaki "negatif enerji" mi yayıyor? buna katlanamıyor musun? sessizce, adabınla sıvış. ama yok, illa ben çok pozitifim, çok şahaneyim vurgusunu yapacak, karşısında çoğunlukla dinlemeye tenezzül etmediği, dinlese de bazen kendi henüz o duruma düşmediği sebeplerden ötürü mutsuz olan insana bir darbe de o vuracak. adam zaten kendisine olan saygısının bir kısmını kaybetmiş, sevilmeye değer olmadığını düşünüyor, ağzına bir de o sıçacak. "vallahi ben elimden geldiğince yanında olmaya çalıştım, bilmiyorum." olmayaydın lan keşke.

    bu insan tipine fazlaca takık durumdayım bu aralar, kusura bakma sözlük. belki de ben de bu insanlardan biriydim zamanında, bilmiyorum. ama geçirdiğim belli bir zaman dilimi, zaten kendini dipte hisseden bir insanın başına gelebilecek en kötü şeylerin başında bu zirzopların geldiğini gösterdi. bu çift toynaklılardan biri olmamaya yeminliyim ulan.

    mutsuzlukla kafayı bozmuş insan yoktur, ciddi ciddi mutsuz ve bundan dolayı negatif insan vardır. negatif olmakla dikkat çekmeye çalışan insan da buna dahil, adam yardım çığlığı atıyor haberin yok. istersen yardım et, istemezsen etme sevgili pozitiflikle kafayı bozmuş kişi, senin seçimin, istediğini seçmek de sonuna kadar hakkın. ama yardım etmeyeceksen o harika pozitif düşüncelerini de al, sessizce siktir git.

    "negatif insanları sevemiyorum şekerim." negatif insanlar sana bayılıyordu mk. sevme, yalnız yarın aynı duruma düştüğünde de aynı tavrı görünce şaşırma.
  • yeşil çay içip, yoga yaparlar, nuray sayarı okurlar, kişisel gelişim kitapları baş uçlarında durur.

    quantum fiziğine hiç girmiyorum dikkat edersen.

    bi evren var benden içerü.
  • kişisel gelişim kitaplarıyla hayatlarını yönlendirmeye çalışan varyasyonları da bulunan insan grubu.

    kendilerini anlatmaya, hayatın sırrına vakıf olduklarını dünya aleme ilan etmeye pek bir heveslidirler bu insanlar. pozitif olarak her türlü musibeti def edebileceklerine, her zorluğun üstesinden gelebileceklerine inanırlar.

    herkesin derdini dinlediklerini zannederler. güya herkes onlara gelip dertleşip tüm dertlerini unutur, onlar da dertlilerin negatifliğini almış olur hesapta. aslında yaptıkları tek şey siz ne derseniz deyin, derdiniz ne kadar büyük olursa olsun hiçbir surette dinlememek ve sinir bozucu bir inatla sürekli olarak "pozitif ol, kötü enerjiyi def et, dünya yıkılmış olsa da ne yaparsan yap mutlu olmaya zorla" minvalinde mesajlar vermektir. en sonunda siz pes edip mutluymuş gibi yapmaktan başka çareniz kalmadığında "okusaydım/x bölümü okumasaydım kesin psikolog olurdum" diye ekleyerek sizden kahkahalar eşliğinde onları onaylamanızı ve ne kadar harika bir insan olduğunu, onun ortamın neşe kaynağı olduğunu vs. belirtmenizi beklerler. ofiste böyle "ben pozitifliğimi kullanarak her şeyin üstesinden gelirim" iddialarıyla gezerler. masalarında, pc ekranında ve onlara ait tüm özel alanlarda motive edici özdeyişler, küçük ama etkili notlar, modlarını yüksek tutacak yazı ve alıntılar bulunur.

    bu da bende zafiyetini kendisine bu zafiyetinin tam zıddı olacak şekilde seçtiği üst kimliğiyle örtmeye çalışan insan izlenimi uyandırır.
  • şov yapan insancıklardır. hayatta mutlu olunabilecek çok az şey var zira.

    kendini kandırıp duran, ayyy ne güzel bir hayat, hepimiz bir gün öleceğiz, olsun ölümü sevgiyle kucaklıyorum, sende öyle yap, ayyyy ne kadar negatifsin diyen beyinsiz tipler.

    siz sorgulamadığınız, önünüze her geleni yediğiniz ve babanızdan, dedenizden kalan paracıkları yediğiniz için kendinizi mutlu sanıyorsunuz, dünya sizin için yaratılmış edalarıyla gezinirken, negatif dediğiniz bizlerin mutluluğu yaşadığında dibine kadar yaşadığımızı, samimiyetimizin sıcaklığını, yüreğimizde ki sevgi ile afrika da ölen bir çocuğun dahi acısını hissedişimizi, mutlu olmanın sadece mutlu etmekten geçtiğini bilmiyorsunuz. acı çekmekten korkuyorsunuz, onun için olgunlaşmanın, erdemin zerresini de taşımıyorsunuz, asaletin garip isimleri olan kurslarla oluşabileceğini sanıyorsunuz, asalet her küle dönüşün sonunda yeniden hayata tutunmaktır oysa.

    bizim günün 24 saati negatif, olumsuz olduğumuzu düşünüyorsunuz ama biz kendi gerçekliklerimizi kabul ederek yaşıyoruz, kahkaha atarken gözlerimizin içi gülüyor, siz sesli gülmekten bile korkuyorsunuz, kendi gerçekliğinizden kaçmak için psikologlara, yaşam koçlarına koşuyorsunuz, ortada ciddi hiçbir şey yokken..

    şimdi siz mi mutlusunuz? yoksa biz mi? karar verin.
  • melankoli ile kafayı bozmuş insanlar kadar hatalı insanlardır. ben herkesin hayattaki en büyük amaçlarından birinin mutlu olmak olduğuna inanırım. bu mutluluk kişiden kişiye değişir, belli bir amaç koyup ona ulaştıktan sonra mutlu veya huzurlu hissedersiniz. buna ulaştıktan sonra klasik, alışıla gelmiş sorunlar sizi eskisi kadar üzemez, kendinizi depresif hissetmezsiniz. bunun yanında melankoliyle beslenen ve bu duruma gelmek için çabalayan insanlar da var, her şeyin çok kötü olduğuna kendilerini inandırmış, neden bu şekilde olduklarını çözemediğim insanlar. sanıyorum kimse mutsuz olmak istemez, sanıyorum kimse koca bir haftayı ağlayarak geçirmeyi düşünmez.

    mutsuzluk hayatın bir parçası, herkesin karşılaştığı ve karşılaşacağı bir durum. mutsuzluk gerekli, çünkü mutsuzluk olmazsa mutluluğa ulaşmak için bir çabanız da kalmaz, bir umudunuz yoktur. mutsuzluk yoksa, mutluluk sıradanlaşır ve sıkıcı hale gelir, eskisi kadar önem teşkil etmez. mutluluğun önemini anlamak için mutsuzluk olmalı, sizi mutsuz eden bir sorunu çözmeli ve rahatlığa erişebilmelisiniz. sanıyorum kimsenin hayatı mükemmel değil. mükemmel olsa da, emin olun ki öyle devam etmeyecek. sorunlar hep var ve ne yazık ki var olacaklar. tekrarlamam gerekirse, eğer sorunlar olmasaydı, bir sorunu aşmak için mevcut olan güce asla ulaşamayacak, herhangi bir sorundan sonra ulaşacağınız rahatlık, huzur, ve başarmışlık hissini asla hissedemeyecektiniz.
  • mutsuzluğunu, güzelce kurulmus bır rakı sofrasında dostuna ya da dostlarına anlatmayı bekleyen 'insancıklardır'.
  • insancık diyerek küçümsemenin saçma olduğunu düşündüğüm, hayata pembe gözlüklerle bakarak yaşamayı seçmiş kişilerdir. bu halleri tabi, etraflarındaki diğer insanlara itici gelir. çünkü hayalkırıklığı da, mutsuzluk da, acı da yaşama dahildir. işlerin ters gittiği bir anda kafamızda 'hep de benim başıma geliyor', 'ne şanssızım' gibi olumsuz düşüncelerin belirmesi doğaldır. fakat yararsız ve yanlıştır da. terslikler herkesin başına gelebilir.
    bu mutlu ve pozitif olmaya çalışan kişilerin bu kadar sinir bozucu olmalarının sebebi tam bu işlerin ters gittiği anda 'çekim yasası'ndan, 'pozitif enerji'den vs. vs. bahsetmeye çalışmalarıdır. hele ki, bu konularda pek yetkin değillerse ve okudukları üç-beş kitapla ahkam kesmeye çalışıyorlarsa iyice itici olurlar, aslında temelde doğru şeyler söylüyor olsalar bile.

    hayatı yaşama şeklimiz, oldukça kişisel bir mevzu. müdahaleye açık olmadığımız bir durumda (yani karşımızdakinden yardım istemediğimiz, bilgi almak istemediğimiz bir anda) birilerinin hayatı nasıl yaşamak gerektiği ile ilgili söyledikleri hiç hoşumuza gitmez. mutluluk insanın kendi kendine keşfettiği bir şeydir. öğretmeye kalkıldığında içi boşalır bu kavramın.

    ayrıca, haklarında yapılan genellemelerin hepsi yanlıştır. herhangi biri kadar samimiyetsiz, mutsuz vs. olabilirler. illa öyledirler diye bir kaide yok. çok yakınımda biri var misal, pozitif olmak, enerji, vs. konularıyla senelerden beri oldukça ilgili. arada sırada yaptığımız uzunca konuşmalardan sonra kendisinin azıcık sıyırdığını düşündüğüm oluyor. yine de, söylediklerinden yararlı bulduğum, aklıma yatan şeyleri almaya çalışıyorum. ama sağda solda saçma sapan konuşanları ise dinlemiyorum. söylediklerine kendilerinin bile gerçekten inanmadıkları çok belli. hayatın her alanında olduğu gibi mutlu ve pozitif yaşamla ilgilenenler arasında da ikiyüzlüler, çıkarcılar olacaktır. ama hepsi de öyle değildir kuşkusuz. tanıdığınız üç beş kişiden yola çıkıp herkesi aynı kefeye koymayın.
hesabın var mı? giriş yap