• yaşamını,mimarlığını ve yazarlığını; ülkenin kültür,tarih ve çevre değerlerine adamış insan. anahtar yayınevi'nden çıkan en son kitabı istanbul'un islambol son on yılı' nda, istanbul'un geride kalan 10 yılına egemen olan dinci politikaların kent ve kent halkı üzerindeki etkilerini işliyor.
  • her ay kredi kartımdan 13 ytl çeken kurumun başında adam.
  • katıldığı bir toplantıda "türkiye'de yüksek mimar olmayan tek mimar, mimar sinan" diyerek , yüksek mimar olduklarını her daim dile getirenlere ayarı vermiştir.
  • son seçimlerde oy kullanmaya geldiğinde masadaki görevlilerin hepsinin kadın olduğunu görünce ''umarım türkiye'nin geleceği de böyle aydınlık olur'' demişti.masadaki herkes adına bu sözleri üzerime alıp kendisine içten teşekkürlerimi sunuyorum.
  • iki gün once istanbul'a dikilecek dubai kuleleri hakkinda "mimari" görüş açıklayan mimarlar odası genel başkanı.

    aşağıda ilgili görüşü bulabilirsiniz:

    şimarikliğin en rüküş abidesi

    dubai sermayesinin istanbul'da ve boğaziçi manzaralı olarak tasarladığı 300m.lik ikiz kuleler, "sonradan görme bir zenginliğin yarattığı şimariklik abideleri"dir. avrupa'nın en yüksek kuleleri olmaları ise övünülecek bir başarı değil; düşündürücü bir talihsizliktir. çünkü, hiçbir avrupa kentinde, alt yapıyı böylesine zorlayacak; kentin kimliğini böylesine bozacak; amacı sadece "emlak ve ticaret rantı" olan ve mimarisi de her yönüyle "kültür yoksunu bir gövde gösterisi"nin ürünü olduğu anlaşılan böylesine rüküş gökdelenlere izin verilmez...

    tarihi yarım yüzyılı geçmeyen ve zenginliğini sadece petrolden alan bir ülkenin, binlerce yıllık geçmişi olan türkiye'nin 2600 yaşındaki kentine böylesine bir " saygısızlık projesini" dikmeye aday olmaları ise onların değil, ülkemizi ve istanbul'u yönetenlerin kabahati... çünkü dubaililer, tarihi bir kentin ne olduğunu; uygarlıklar birikimine dayalı bir kültürel kent kimliğinin ne anlam taşıdığını; geçmişle gelecek arasındaki bağların köklü karakterlerle uyum içinde olması gerektiğini asla bilemezler...

    ancak bunları bilmesi gereken bizim yöneticilerimizin ise istanbul'u her şeyden önce istanbul gibi imar etmek ve geliştirmek yıllardır akıllarına gelemiyor. bu aymazlık, vaktiyle türkiye'yi küçük amerika yapma söylemini yaratmış, 12 bin yıllık birikimlerimizin yerine 200 yıllık bir geçmişin kimliksiz zenginliğine öykünülmüştü. şimdi de benzer anlayış, istanbul'u sadece dubai değil, uzak doğunun "sömürge kentleri"ne de benzetmeye çalışıyor...

    eğer dubai sermayesinden yararlanmak gerekiyorsa- ki bu mümkündür ve olabilir- istanbul'u yöneten ve mimar olan belediye başkanı kadir topbaş'ın onlara önermesi gereken projeler, bu tür "kent ve kimlik düşmanı kuleler" değil,kültürel içerikli yatırımlar olmalıdır. bunlar ise örneğin yok olmak üzere olan tarihi süleymaniye semtinin restore edilerek turizme kazandırılması; ya da zeyrek'teki dünyada eşi olmayan tarihsel mimari dokunun yıkımdan kurtarılarak kültür ve turizm merkezine dönüştürülmesi; ya da beyoğlu-tarlabaşı yamaçlarındaki evrensel değerde ve güzellikteki özgün eski dokunun, evleriyle ve sokaklarıyla onarılarak dünya mirası kent kimliğiyle yine turizme kazandırılması gibi projeler olmalıdır.

    tarihin yok oluşuna seyirci kalan bir "muhafazakar" yönetimin, tarihsel kentin tepesine ve boğaziçi peyzajına, " günümüz mimarlığı için yüz karası denebilecek rüküşlükteki sonradan görme bir zevksizliği" yakıştırması, görmüş geçirmiş bir ülkenin sahip olduğu mimarlık sanatı birikimleri adına da hüzün vericidir...

    mimarlar odası, ülkemizin imar ve şehircilik hukukuna da açıkça aykırı olan bu zevksizliğin gelecek kuşaklara miras kalmaması için, başta yargı yolu olmak üzere her türlü girişimi yapacaktır.
  • kanalturk'te yolsuzluk ve yoksulluk adlı programda herkesi kent ve kentlesme üzerine bilinclendirmeye calisan ve düsünmeye cagiran bilge kisilik.
  • temmuz 2006'da "kars kitabı" isimli kitabı ile bana yalnız olmadığımı hissettirmiş olan yazar, zira kendisi de anne tarafından karslı ve bunun ne demek olduğunu çok güzel anlatmış.
  • kadir topbaş'a hem mimarlık hem de hukuk dersi veren ve daha da verecek olan doğru adam.

    o da mimar, öbürü de. yalnız içlerinden sadece biri muhallebici.
  • bugün kanal bde ki yerel seçim 2009 programında melih gökçek'e çok usturuplu bir şekilde odun demiştir.i.melih gökçek çoğu projesinin mimarlar odasından,odtü şehir planlamacılarından geri döndüğünü,bunların tamamen ideolojik sebeplerden kaynaklandığını ve sırf bu yüzden tamamlanamadığını insanı kusturana kadar tekrarlamış,akabinde üstad şu şekilde ayar vermiştir.

    -sabahtan beri kendimi zor tutuyorum sayın başkan.ide fikir,logi bilgi-yol gösteren demek kelime karşılığı olarak.bu ülkede cumhurbaşkanının,başbakanın,bu stüdyodaki beş kişinin,kameramanın bir ideolojisi var.bir tek ağacın yok,ki belki onun bile vardır.sizin hiç mi ideolojiniz yok?
    -(bildik kırmızı yanak melih ve o sevecen gülüşüyle(!) kamufle mavi ekran)
  • bugünkü yazısında büyük taaruz’dan yola çıkıp, cumhuriyet devrimi kazanımları ile akp dönemi satışlarını listelemiş cumhuriyet yazarı. şu listeye bakan adam daha nasıl gidip, akp der, evet der, onu da ben anlamam ama neyse. (bkz: http://www.telgrafhane.com/…rimsatilik-turkiye.html)
hesabın var mı? giriş yap