• ölümden sonra bir hayat vardır kuşkusuz. fakat beş duyu ile sınırlı insan bu hayatı ölene kadar tam olarak idrak edemez (istisnalar hariç). bir ütopya değil teknik bir hadisedir. şuur ölüm anında olduğu gibi tamamıyla açıktır. yalnız artık fikizi beden kullanılmayaktır. bira, langırt masası ve fülüt çalmak gibi dünyevi figürler söz konusu değildir ölümden sonraki hayatta. dost meclisleri, arkadaş toplantıları olmayacaktır. yani çok gevelemeye de lüzum yok. her nefs ölümü tadıp ölümden sonraki ebedi hayata geçiş yapacaktır. kaçınılmaz bir sondur.
  • iyi ihtimalle herkes için rüyadır. ama nasıl rüya? işte gel de kurgula.
  • ölümün bir son olduğunu düşünenlerin göremedikleri hakikat. bilakis, ölüm bir son değil, bir başlangıçtır.
  • (bkz: oksimoron)
  • ölümden sonra hayat üstüne, semavi dinlerin kurguları çok dünyevidir. ama bir o kadar da etkili ve basittir. bu kurgu ile cahil insanlara istediğiniz herşeyi yaptırabilirsiniz.

    son kertede ölümden sonra bir tür devam ediş var mı sorusuna kimse kesin bir cevap veremez, çünkü gidip de dönen yok; ama varsa bile bedensel güdülere ve ihtiyaçlara göre şekillenmeyeceği aşikar.
  • üzerinde tartışılması kadar boş birşey olmayan, senden, benden daha gerçek bir durumdur ölümden sonra hayat. nasıl anlatılır ki bu, inanmayanlara, inanmak istemeyenlere, haşa allah 'la ve onun yarattığı cennet ve cehennemle dalga geçebilme cürretini gösterenlere, sanki sıradan biriyle konuşurmuş gibi falan da filan da anlatanlara. kuran-ı kerimi okuyun desem oda yanlış anlaşılır, çünkü öyle kötü bir zaman da yaşıyoruz ki, insanların ağzından çıkanları duyduğum zaman kanım donuyor. hz. muhammed efendimize, allah tarafından sadece bir kereliğine cehennem gösterilmiştir. gördükleri karşısında peygamberimizin kendisini günlerce korku ve gözyaşı içinde görenler sormuşlar, ya allah 'ın resulu nedir seni bu hallere düşüren. "eğer ki, benim gördüklerimi görseydiniz gözleriniz yerinden çıkar, ödünüz patlar ve olduğunuz yerde düşüp kalırdınız". peygamberimiz bu manzara karşısında günlerce rabbine yalvarmış, ümmetini ve tüm insanlığı affetmesi için. kimse bişeylere inanmak zorunda değildir bu dünyada. herkesin inancına herkes saygı duyacak. herkes hesabını öte tarafda bana değil allaha verecek, inansada inanmasada. ama kimse benim inandığım birşeyi, ağzına dalga etmek için almayacak. burda oturup cennet ve cehennemi baştan yaratıp anlatmaya hiç lüzum yok. son nefes verildikten sonra, o kara toprağın içine girdiğin zaman, kabir melekleri yanına geldiğinde zaten neler olduğunu anlayacak insan. kıyamet günü o çürümüş bedenlere tekrar can gelecek, tekrar derimiz vücudumuzu saracak. ve yaradan bir ayetinde der ki; "inanmayanlar için ölüm heryerden gelecektir, üstlerindeki o derileri yanacak, dökülecek, sonra tekrar yaratılıp, tekrar yanacak" allah herkesi o günün azabından korusun nedim, bana da bunu sölemek düşer burda.
  • (bkz: yok boyle bisii)

    lakin soyle bisiiler var belki alakalidir:
    (bkz: toprak olmak)
  • semavi dinler derken musevilik ve hristiyanlığın tarihsel süreç açısından bakılırsa müslümanlığı kabul edemeyeceği mantığıyla bakmak gerekir ki o zaman işler, kafalar çok fena karışacağı için üç büyük din denilen inanışların dinler ligindeki sorunlarını halletmeleri, ölümden sonrasını halletmelerinden daha doğrudur.
hesabın var mı? giriş yap