progresif gündüz şiirleri
-
(bkz: simdi de oyna biraz)
-
ulan ne uykuymuş kardeş
ne uykuymuş hey dost
elis kupır'ın bir parçası vardı
dağlar hep onu söyler,
"hey hey hey hey stupit" diye
saat 19:40'da uyanan hergeleye
ayaklarda da uyku sıcağı var halbusi...
(simaen de küçük iskender'e benziyoruz ama dur bakalım...) -
yıldız korusuna gidiyordum,
bir tanıdıga rastladım,dedi nereye?
dedim yıldıza dogaya.
sapık var dedi orda tecavüzcü var
gezme kız basına,mazallah..
dinlemedim yine de gittim.
ekmek bulamadım
pasta attım ördeklere çikolatalı..
pembe köşkü gezdim
şimdi oturuyorum bir agaç altında,
manitasını kapan bi kuytuya çekilmiş.
şimdi baktımda şu karsıdaki tipler bi fena bakıyo,
neden anlamadım biri sis pis sırıtarak buraya geliyo..
yıldız parkı-geçen gün -
süzgün spiral yansımalar
vurunca karşıki duvara
başlar böğürmeye kaleidoskopik thom yorke
anlarım ki sabah olmuş
gün doğmuş patlıcanlar
boşluğu mıncıklayan karnımda gurultular
proteinsel doyungaçların sabırsız habercilerilar
tatmin olmak isterlerlar
kalkar giderim mutfağa
yumurtaları bulamağa
işte böyle başlıyor benim bir günüm dağa -
yalnizligin belgisizligimiydi
yanagima dokunan
penceremin perdesimiydi
gunbatimindan safaga cirpinan
bir tek sen miydin yoksa
alternatifsizligimizin cıkıssizligimiydi yillar
onca emek onca gece onca oglen
prangalarmi paslaniyor ne sensiz küpeştelerde
yorgunlugum gibi cokuyor ustume umarsiz cildirislar
ve ben simdi
sendeki beni
bendeki sana kavusturuyorum
(butun anahtar kelimeleri kullandim yine guzel olmadiysa ne oldu) -
hayat bir yolculuksa
ben hep
ayakta gittim
sevgili
kah dayadılar
kah dayadım
hem de allahına kadar
derken
şoför haykırdı
"ilerle"
bir kış günü
geçtik e-5'i
elimizde
pazar fileleriyle
parseller- 1982 ("dört ortalı defter" den) -
günesli bir ekim günüydü
hem de haftasonuydu
meteoroloji istanbul'da yagmur var demisti
inanmistik onlara...
cikmamistik disari
televizyonda zapping yapicaktik bütün gün.
derken,
günes acti
elektrikler kesildi
cok yanlizim be diye bagirdim
sesimi duyan olmadi.
yagmur mu?
iste o asla yagmadi.
ellerim bombos kaldi. -
mavi bir turna gibiydi aşk
süzgün bakışlarında hoyrat türküler
zencefilli çörek gibiydi hayat
buğusuna tüten içrek ezgiler.
planörler dolusu bir gökyüzüydü sevdan
yamaçlar dolusu çocuk
tutamlar dolusu tuz. -
bir ugultudur ba$lar
aklimin bati $eriasinda
bombalar patlar ikindi vakti
kan banyosu diz boyu
diz boyu kan banyosu
derken kaldirilir cenazeler
munkir bedenimdeki en yakin camiden
ta$inir gider
beynimde canli bombalar geberir, sonra yine dirilirler...
son istekleri:
"yakin tutmayin kadinlari
uzak tutun
bir kibrit yakarlar
once ossurur
sonra yanariz..."
ehhh, boyledir bu i$ler i$te naparsiniz:
gunduz gozuyle romantizm.. salcasiz bir makarna gibi..
ben saniyorum...
ben saniyorum...
ben saniyorum... -
sevgili klavye
rica ediyorum sana
kac oldu soyluyorum
ben bir kenarda
kadinin biriyle sevi$irken
ya da kurarken pencere kenarinda fiyakali bir hayal
dosyalarimi kari$tirma
i$ine gelmiyorsa eger
ho$lanmiyorsan yazdiklarimdan
yormayalim birbirimizi
acik konu$ benimle
ben surrealist bir klavye alayim
sen yeni bir hiyar bul kendine
yollarimiz ayrilsa da
dost kalalim seninle...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap