• hz süleyman belkıs'ın varlığından hüthüt sayesinde haberi olur. belkıs ve halkının güneşe taptığını öğrenen süleyman, belkısa mektupla "islam'a geçin yoksa all your base are belong to us!" şeklinde bir gözdağı verir. belkıs bunu sallamamış olacak bu sefer de belkısın meşhur altın tahtını kendi yanına bir cinin yardımıyla teleport ettirir. süleyman'ın şaklabanlıklarından bıkan belkıs sonunda kendisini görmek için yola çıkar. lakin süleyman'a kendinden önce hatunun dedikodusu ulaşır ki meğer belkıs insan değilmiş de ayağı toynaklı cinlerden imiş (bkz: #8568599). süleyman'ın içine dert olur bu dedikodu ama "kız ayağını göster bakayım" demeyecek kadar janti bir adam olduğundan olacak belkısa bir oyun hazırlar*. sarayındaki su havuzlarının birinin üstünü 6 milimlik camla kaplatır. belkıs gelince de melikenin hemen havuzun oraya alınmasını emreder. belkıs gelir bakar ki süleyman suyun öbür tarafında duruyor. cam maddesinden haberi olmayan belkıs suyun üzerinin camla kaplı olduğunu farketmez ayakkabısını çıkarır ve eteğini suya girecekmiş gibi hafif yukarı çeker. süleyman bakar ki hatunun ayağı normal insan ayağı, derin bir nefes alır (?)
  • kuran-ı kerim'de bahsi geçen tek kadın yönetici. adaleti ve yöneticiliği övülmüştür. islamiyete göre kadın yönetici olabilir mi sorusunun cevabıdır da, aynı zamanda.
  • m.ö. 8. ve 5. yüzyıllarda yaşamış bir kraliçe. eski asur, yunan ve roma yazılarına göre, anadolu folkloründe sözü edilen “seba melikesi belkıs”ın (bazı kaynaklara göre saba) yemen’de söylenenin adı ise “kıdefa”dır. islamiyetin doğduğu dönemde, ortadoğu’da yıldızlara tapanların dini diye bilinen “sabiilik” dolayısıyla bu adın “seba” halkından geldiği de ileri sürülür.

    kutsal kitaplar olan tevrat ve incil’de de yer aldığı belirtilen bu adın, kuran’ın da nemel suresi 20. ve 24. ayet ile seba suresi 0 12 - 20. ayetlerinde geçtiği ileri sürülür.

    arap alfabesinde “kıdefa” olarak geçen bu ad, yeni türk alfabesine geçirilirken “kaydefa” olarak çevrilmistir. bu ad, dinsel ve folklorik yahudi kaynaklarında habeşistan’da kraliçe olarak tanınır. habeşistanlı hristiyanlar da bu efsaneyi kabul ederek, hükümdar soylarının hz. süleyman’la, ”makeda” adını verdikleri belkıs’ın evlenmesinden olan 1. menelik’ten geldiğine inanırlar.

    belkıs’ın adı, kişiliği ve yurdu ile ilgili tarihte pek çok söylence yer alıyor. asur, yahudi, hint, iran ve habeş kaynaklı efsanelerin yanı sıra, belkıs’ın kuzey arabistan kökenli olabileceği olasılığı da ağır basıyor. belkıs, bir başka görüşe göre, arap yarımadasında güneyde yer alan seba devleti’ni kuran anbiller’in kraliçesidir. hristiyan habeşlerin folklöründe de belkıs’a rastlanılması, onun hint asıllı olabileceğini de düşündürüyor. bu söylencenin izleri bugün zimbabwe ve kenya’da görülebiliyor.

    anadolu folkloründe de bazı yörelerin ağızlarında ise; belkıs, kimi zaman “balkız” biçiminde kullanılmış. izmir kadifekale’den başka, gaziantep’in nizip ve antalya’nın serik ilçelerinde de bu adla yer alan köyler saptanmış. divan edebiyatında da belkıs ve sultan süleyman ile ilgili söylenceler mazmun olarak kullanılmış...

    evliya çelebi’nin seyahatnamesi’nde, hz. süleyman’ın, sevgilisi belkıs için dünyanın 4 bucağında 3 bin kadar köşk ve saray yaptırdığını yazar ve saptadıklarının yerlerini de belirtir. bunlardan anadolu’da yer alanlardan bazılarının bugün birer yıkıntı halinde de olsa halen durdukları belirtiliyor. bir söylentiye göre; evliya çelebi’nin manisa’yı ilk kuranın “kıdefa” (belkıs) olduğunu ileri sürdüğü de bilinir. kentin “kafir karısı şehri” anlamına gelen “moganişa” adının sonradan manisa’ya dönüştüğü de savunulur...

    belkıs’ın m.ö. 1000 yılında da izmir’e geldiği ve kadifekale semtinde bulunan ve aynı semte adını veren kadifekale’yi yaptırdığı da söylenceler arasında yer alır. “şehirden şehire anadolu” adlı kitabında mehmet önder, bu efsaneye değinir.

    efsaneye göre; seba melikesi belkıs, bir gün adamlarını etrafına toplamış ve “bana öyle bir şehir kurun ki, dünyada başka bir benzeri olmasın ve bakmakla doyulmasın” demiş. adamları da bütün her yeri gezmişler, dolaşmışlar. bir de kale yaparak bu kenti kurmuşlar. melike de 40 gemisi ile yemen’den gelip buraya yerleşmiş. gerçekten de buradaki görüntüye doyamamış. burayı melike o derece beğenmiş ki, kaledeki kente yerleşerek tüm ömrünce burada mutluluk içinde yaşamış.

    eskiden, kadifekale semtindeki bu kalenin giriş kapısının üzerinde, bu kentin ilk olarak amazonlar tarafından kurulduğunu anlatan, kentin izmir adını almasına yol açtığı belirtilen, “amazon smirna”yı simgeleyen mermerden kadın heykeli bulunurdu.

    türkler, buna seba melikesi belkıs ya da kaydefa (osmanlıcası kıdefa) adını yakıştırmışlar ve önceleri bu yüzden bu kaleye “kaydefa kalesi” denilirken, sonradan “kadifekale”ye dönüşmüş.*
  • neml suresinde hikayesi şu şekildedir:

    (süleyman) kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: hüdhüd'ü niçin göremiyorum? yoksa kayıplara mı karıştı?

    ya bana (mazeretini gösteren) apaçık bir delil getirecek ya da onun canını iyice yakacağım yahut onu boğazlayacağım!

    çok geçmeden (hüdhüd) gelip: ben, dedi, senin bilmediğin bir şeyi öğrendim. sebe'den sana çok doğru (ve önemli) bir haber getirdim.

    gerçekten, onlara (sebe'lilere) hükümdarlık eden, kendisine her şey verilmiş ve büyük bir tahtı olan bir kadınla karşılaştım.

    onun ve kavminin, allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. şeytan, kendilerine yaptıklarını süslü göstermiş de onları doğru yoldan alıkoymuş. bunun için doğru yolu bulamıyorlar.

    (şeytan böyle yapmış ki) göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizlediğinizi ve açıkladığınızı bilen allah'a secde etmesinler.

    (halbuki) büyük arş'ın sahibi olan allah'tan başka tanrı yoktur.

    (süleyman hüdhüd'e) dedi ki: doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, bakacağız.

    şu mektubumu götür, onu kendilerine ver, sonra onlardan biraz çekil de, ne sonuca varacaklarına bak.

    (süleyman'ın mektubunu alan sebe'melikesi,) "beyler, ulular! bana çok önemli bir mektup bırakıldı" dedi.

    "mektup süleyman'dandır, rahman ve rahim olan allah'ın adıyla (başlamakta) dır."

    "bana baş kaldırmayın, teslimiyet gösterip bana gelin, diye (yazmaktadır)".

    (sonra melike) dedi ki: beyler, ulular! bu işimde bana bir fikir verin. (bilirsiniz) siz yanımda olmadan (size danışmadan) hiçbir işi kestirip atmam.

    onlar, şu cevabı verdiler: biz güçlü kuvvetli kimseleriz, zorlu savaş erbabıyız; buyruk ise senindir; artık ne buyuracağını sen düşün.

    hükümdarlar bir memlekete girdiler mi, orayı perişan ederler ve halkının ulularını alçaltırlar. (herhalde) onlar da böyle yapacaklardır, dedi.

    ben (şimdi) onlara bir hediye göndereyim de, bakayım elçiler ne (gibi bir sonuç) ile dönecekler.

    (elçiler, hediyelerle) süleyman'a gelince şöyle dedi: siz bana mal ile yardım mı ediyorsunuz? allah'ın bana verdiği, size verdiğinden daha iyidir. hediyenizle (ben değil) siz sevinirsiniz.

    (ey elçi!) onlara dön; iyi bilsinler ki, kendilerine asla karşı koyamıyacakları ordularla gelir, onları muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!

    (sonra süleyman müşavirlerine) dedi ki: ey ulular! onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?

    cinlerden bir ifrit: sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. gerçekten bu işe gücüm yeter ve bana güvenebilirsiniz, dedi.

    kitaptan (allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan kimse ise: gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (süleyman) onu (melikenin tahtını) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki, rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir.

    (süleyman devamla) dedi ki: onun tahtını bilemeyeceği bir hale getirin; bakalım tanıyacak mı, yoksa tanıyamayanlar arasında mı olacak.

    melike gelince: senin tahtın da böyle mi? dendi. o şöyle cevap verdi: tıpkı o! (süleyman şöyle dedi): bize daha önce (allah'tan) bilgi verilmiş ve biz müslüman olmuştuk.

    onu, allah'tan başka taptığı şeyler (o zamana kadar tevhid dinine girmekten) alıkoymuştu. çünkü kendisi inkarcı bir kavimdendi.

    ona: köşke gir! dendi. melike onu görünce derin bir su sandı ve eteğini yukarı çekti. süleyman: bu, billurdan yapılmış, şeffaf bir zemindir, dedi. melike de di ki: rabbim! ben gerçekten kendime yazık etmişim. süleymanla beraber alemlerin rabbi olan allah'a teslim oldum.
  • yemen'de bulunan saba şehrinin kraliçesi idi. hüdhüd kuşu, süleyman peygamberin davet mektubunu götürüp onun sarayına bıraktı. belkıs davet üzerine kudüs'e geldi ve süleyman a.s ile görüştü. belkıs'ın tahtı da kaynaklarda geçer. belkıs'ı ikna etmeye çalışan süleyman a.s tahtını yüzlerce kilometre öteden gözaçıp kapayıncaya değin kudüs'e getirtir. bu iş için peygamberin rüzgar ve cinlere emir verdiği anlatılır.
  • yazildigi zamana kadar (1500'lerin ilk yillari) bilinen efsanevi asklarin anlatildigi mecalisü'l-uşşak adli biyografik nitelikteki eserde en onemli bolumlerden birinin kahramanlarindan olan kralice. soz konusu yazmanin dunya uzerindeki pek cok nushasinda belkis ile suleyman oykusu cesitli yonleriyle tasvir edilmistir. zenginligi, guzelligi ve tabi ki gucuyle taninan belkis, butun canlilarla konusabilen ozel bir peygamber-hukumdar olan hz. süleyman'a yakisan bir kadindir da. tasvirlerinde genellikle tahtinda, suleyman'a esit olan bir seviyede oturur halde gosterilir. beyaz tenli, uzun siyah saclidir.
  • devrin politik yapısı itibari ile sultan süleyman la olan diplomasiyi pekiştirmek hatta onu ortadan kaldırabilmek için devrin dış mihrakları tarafından hazrete gönderilmiş bir elçidir. ilk aşamada plan başırılı olmuş süleymanı kendisine aşık etmiştir. ancak yüksek derece masonik legend lara göre sonradan hiram usta ya aşık olmuştur.

    sonrasını anlatmaya dilim varmaz.
  • ahdi atik'te, kur’an'da ve anadolu folklorunda sözü edilen efsanevi seba ülkesinin kraliçesidir.

    kutsal kitaplarda, kutsal kitaplardan etkilenen eserlerde farklı hikayelere konu olmuştur. kur’an’da anlatılan kıssaya göre hz. süleyman’ın daveti üzerine başta istemese de sonradan yanına gider ve onun ruhani yapısından etkilenerek tevhid inancını benimser. bu sebeple hem türk hem islam edebiyatında özel bir ilgiye sahiptir. hz. süleyman ile duygusal bir ilişki ihtimali farklı şekillerde işlenmiştir. anadolu’nun çeşitli yerleşim yerlerinde -bazen balkız şekliyle- onun ismine rastlamak mümkündür.
  • tsan chan hatşepsut'un seba (= thebes) kraliçesi belkıs olduğuna dair güçlü iddialar olduğunu söylüyor..

    "ibranilerin mısır'daki esaretinden yüzyıllarca önce, ibrahim'in ve ketura'nın ünlü torunu saba, yemen dediğimiz refah içindeki bölgelere yerleşmek üzere geldi ve orada, önce kendi adını taşıyan, ama bugün mareb diye bilinen bir kent kurdu." gerard de nerval - voyage en orient

    (bkz: saba melikesi), seba
  • güzelliğiyle hz süleyman'a kök söktürmüş bir hatun. hz süleyman'a hediye olarak ülkesinden 4 ton altın getirdiği rivayet edilir. hadise, eski ahit'de şöyle anlatılır:

    "then she gave the king a hundred and twenty talents of gold [that is, about 4 tons], and a very great quantity of spices, and precious stones; never again came such an abundance of spices as these which the queen of sheba gave to king solomon." [saba kraliçesi krala yüz yirmi talant altın, çok büyük miktarda baharat ve değerli taşlar armağan etti; kraliçe krala o kadar baharat armağan etti ki, yeryüzünde bir daha bu kadar çok baharat asla birarada görülmedi.]

    "and king solomon gave to the queen of sheba all that she desired, whatever she asked besides what was given her by the bounty of king solomon. so she turned and went back to her own land, with her servants." (1 kings 10:1-13 rsv) [hz. süleyman, saba kraliçesi'nin her isteğini, her dileğini yerine getirip ona gönülden kopan birçok armağan da verdi. kraliçe daha sonra adamlarıyla birlikte oradan ayrılıp kendi ülkesine döndü.]

    eski ahit'te adı tam olarak geçmemiş olsa da, başka kaynaklarda "belkıs" olarak teyit edilmiştir. bir başka rivayete göre de, bu ziyareti sırasında hz. süleyman'dan bir çocuk da peydahlamıştır ki bu vukuat metinde geçmemektedir.
hesabın var mı? giriş yap