• bugunku bolumunden norvec'te 20-25 yil oncesinde kadar sami ve kazak irkindan gelen genc kizlara zorunlu olarak kisirlastirma uygulanmakta oldugunu ogrendigimiz belgesel.

    tum okullarda turkce ogrenimi yasaklanmis olmasina ragmen, bizim ulkemizde ana dilde egitim sorununa asiri sekilde kafa yoran ve kendilerine sami meselesi hatirlatildigi zaman honk? diye kalakalan dusunur/yazar/aydin vs ile gorusmusler bolca.
  • ilginç bir programdır. banu avar'ın sorularını yönelttiği (fikirleri beğenilmeyen) kimselerin cevaplarına geçilmeden önce dannn efektiyle beraber "off nası pis göt oldun" dercesine yavaş çekime geçilip kameranın zoom out yapması (ve soruların yöneltildiği kişilerin yanıtlarının ya programın siyasal görüşünü destekleyecek bölümlerinin yayınlanması ya da hiç bir kısmının yayınlanmaması) dışında mevzubahis edilen ülkelerin (ki balkanlar, ortadoğu, eski sovyet cumhuriyetleri falandır buralar) "sokaktaki adam"ının verdiği demeçler de ilginç değer yargılarıyla yorumlandırılır.
    bak sen hele vatan haini ukraynalı gencin dediğine: "ülkemin avrupa birliği'ne girmesini destekliyorum", ya öte yandaki iranlı vatan haini gencin saçmalıklarına ne demeli: "kız arkadaşımla rahatça gezmek isterim". aptallar, pis sürüngenler, avrupa-abd uşakları!
    tabii ki de öyle diyecekler, çünkü gençtirler, gezmek gezdirmek isterler. sınırın bir yanında doğmuş olan gençler almanya'dan fransa'ya, oradan italya'ya, oradan ispanya'ya, oradan yunanistan'a, oradan polonya'ya, oradan isveç'e (böyle gider bu) ortamlardan ortamlara akarken, sınırın diğer yanında doğmuş olan niye bacaklarını kırıp kıçının üstünde oturmak zorundadır? onun için en hayırlısı siyasal rakibini zehirleyen sovyet eskisi adamın birinin yönettiği bir ülkede anaları-babaları gibi her tür zevkten yoksun, fabrikayla ev arasında ömür tüketmek midir? öte yandaki iranlı'ya bakacak olursak, sınırın bir yanındaki gençler kumsallarda düzüşürken, diğer yanındaki o niye kız arkadaşının elini tutarken (ki o da yaşadığı kentin ancak bazı semtlerinde yapılması mümkün birşeydir) bile çekingen davranmak zorundadır, belki de inanmadığı bir dinin kimler tarafından nasıl yorumlandığı belli olmayan sıkıcı-bunaltıcı kurallarını mı hissetmelidir ensesinde hayatı boyunca? ama hayır, bunlar arzulanabilecek şeyler değildir, kesinlikle kabul edilemezler, önemli olan ukrayna ve iran devletlerinin güçlü olmalarıdır (çok güçlüler ya şimdiki halleriyle...)
    ya da kafkasya'ya uzanalım banu avar'ın yaptığı gibi... neymiş efendim bilmemne özerk cumhuriyeti'nin etnik unsurları bağımsızlık istemekteylermiş rusya'dan, hiç olacak şeymiymiş... kesin george soros'un, amerikan sivil toplum örgütlerinin parmağı varmış bu işte... e, rusya adam olaydı da o insanlar da belki daha fazla fırsata sahip oluruz diye bağımsızlık istemeselerdi. alttan alta bir rahatsızlık olmasa (bkz: ateş olmayan yerden duman çıkmaz), insanlar hayatlarından memnun olsalar, onlar bilmezler mi amerikan sivil toplum örgütlerine siktir çekmeyi?
    ayrıca bu programda uluslararası ilişkiler bağlamında türkiye'nin avrupa birliği'ne girme gayretlerini falan boşvermesi, onun yerine rusya, iran, ne bileyim çin, hindistan'dan falan oluşan bir "avrasya" topluluğuna yönelmesi öğütlenir. çünkü avrupalılar ikiyüzlü, demokrasileri falan da yalandır (ve de putin demokratın allahı, çin de demokrasinin beşiğidir, bakmayın siz muhalif gazetecilerin radyoaktiviteyle zehirlendiğine, yüzlerce üniversiteli gencin tank paletleriyle pestile çevrilmelerine). evet, bush'u sevmeyiz, sevmemeliyiz, peki yalnızca bu konuda aynı görüşte olduğumuz için ahmedinecad'ı sevmeli miyiz?
  • banu avar'ın hem tv programı, hemde kitaplarının adı olmaktan öte benim için ayrı bir önemi vardır.
    özellikle bu topraklarda yaşamanın bedelidir.gerçeğidir bu toprağın.her ailenin sınırlar arasında sıkışıp kalmış bir hikayesi vardır ve banu avar bunu insanın yüze açıkça söyler.bu yüzden severim kadını.keza beni bana anlatır...
  • banu avarın 2006'da çıkmış kitabı. belgeselleri seyretmedim. kitabı okudum.

    kitabın tamamında hümanizm, anti kapitalizm ve hatta anti amerikanizm var. sade bir dille ve düzgün yazılmış. özellikle orta asya kısımları başarılı.

    kitapta "gelecek asyada" fikri işlenmiş. türkiyenin asyayı görmezden gelip avrupaya ve abd ye bağımlı olması da sıkça eleştiriliyor.

    entry lerden anladığım kadarıyla zaten bu son söylediğim husus da belgeselin yayından kaldırılması için yeterli sebep olmuş.
  • dikkatle izlenmesi gereken sağlam bir haber programı, zaten dünyaya biraz geniş perspektiften bakan birinin basit akıl yürütmelerle görebileceği "globalizm" gerçeğini temsilcilerin ağzından kanıt ve tanıklarıyla ortaya koymaktadır. türkiye dışında doğuda ve batıda eğitim görmüş arkadaşlarım olduğundan konuya daha avantajli bir konumdan baksam da resmin tamamını görmeme yardım etmiştir. programa getirebileceğim belki de tek eleştiri olayları gerçekliğiyle ortaya koyup yorumu seyiciye bırakmaktansa açık açık mesajını verilme yolunu tercih etmesi olabilir, bu yöntem programın taraflı bir gözden baktığı eleştirisini beraber getirebilir.
  • abhazya cumhuriyeti konulu bolumunun son anda yayindan kaldirilmasi uzerine cerkeslerin trt ye tepki gostermesine neden olan program.
    http://medyatava.com/haber.asp?id=43652
  • her izleyişimde bu programı ilkokul yıllarım aklıma geliyor. süt ve fındık dağıtılan herşeyi merak ettiğimiz öğrenmeye en aç olduğumuz yıllar. okulumuz imkanları gerçekten kıstlı bir devlet okulu olduğu için ders dışı sosyal aktivitelerden bahsetmek komik olur, bide ozamanlar bu kadar moda değildi belki de okulda sosyal faaliyetler gerçekleştirmek. mevcutlar falan normalin 3 katı* civarında olduğu için sınıfta en sessiz anlarda dahi korkunç bi uğultu olurdu, tek bir zaman hariç. belki senede iki kez hademeler sınıfa belki 70 lerden kalma bi televizyon getirirlerdi bi uyduruk video ve bakanlıktan gönderilen belgeseller. aylık gelirleri sınırlı olan insanların yaşadığı bir semt olsada herkesin evinde iyi yada kötü televizyon vardı, makina sınıfta olduğu sürece ses çıkmazdı herkes pür dikkat kesilirdi. neyse uzatmayım sonra büyüdük falan ama benim aklıma hep takıldı o mevzuu, veletler o kadar öğrenmeye açık oldukları bizamanda olabildiğince fazla ve doğru şeyleri içeren belgeselleri dayasana sen bu çocuklara. gelelim bu belgesele her izleyişimde heves ederim bu programdan daha verimli tarih ve coğrafya dersi olabilirmi buçocuklar için dünyayı, olan biteni kendi bakış açılarıyla görüp değerlendirmeleri için.
    ben böyle düşünüp iç geçirirken programın yayından kaldırıldığını duyduğumda ne kadar garip issettiğimi tahmin edersiniz, kesin benim nazarım değdi yoksa zaten televizyonlarda doğru dürüst bişey yokken bi kaç adam akıllı programdan birinin trt tarafından yayından aldırılmasının başka açıklamsı olamaz, bu sebeple banu avar ve yayın ekibinden özür diliyorum.
  • vatikan ın, dinler arası diyalog kisvesi altında islamiyete karşı propagandasını ve misyonerlik faaliyetini sorgulayan program. papa nın dinler arası diyalogdan bahsederken, bizans imparatoru üzerinden hz muhammedin islamiyeti kılıçla yaydığını söylediği almanya konuşması hatırlatıldığında vatikan kardinaline şöyle soruldu "siz hz muhammed in islamiyeti kılıçla yaydığına inanıyor musunuz". o da "tarih tarihçilere bırakılmalıdır" diye cevap verdi. papa nın söylediğinin tersini söylemesi beklenemezdi elbette. bir de vatikan ın mali yönden amerika güdümünde olduğu ve papa nın istanbul ziyaretinin, dinler arası diyalog amacı görüntüsü altında katolik kilisesi ile ortodoks kilisesi arasındaki diyaloğun geliştirilmesi amacına yönelik olduğundan bahsedildi.
  • 13 nisan 2005 tarihinde yayinlanan bolumunde rusyayi ve dogal olarak ortadogu ve kafkaslarida icine alarak genis bir yelpazedeki siyasal durumu belgesel niteliginde sunan sasirtici trt programi. iki haftada bir carsambalari 22.30 da cikmaktadir. daha evvel ki programlarinda oldugu uzere kizim sana soyluyorum gelinim sen anla demistir banu avar. aslinda ulkemizi, ortadogu ve asya ulkelerinin ortak problemlerini irdeleyen irdelemeye trt izin verdikce devam edecek program.

    (bkz: ailecek severek izliyoruz)
hesabın var mı? giriş yap