• tamamen beton, yollar berbat, arabalar cok hizli gidiyor, hic bir sekilde yayalara gore kendilerini frenlemiyorlar, suruculerin ve yayalarin yuzde 99.99'u arap, ve o korkunc betonarme ucube caminin de muezzininin arap olduguna eminim ama ispatlayamam cunku adam arap gibi ezan okuyor, turk gibi degil.

    taksim meydaninin akp sayesinde dunyanin en korkunc ortadogu meydani olduguna eminim, kanimca afganistan/pakistandaki meydanlar filan daha iyidir.

    akp'lilerin bunlari gorup rahatsiz olmamalari, bu arap betonarme dunyayi guzel bulmalari gercekten cok korkunc.

    edit: asagida trafige kapali filan denmis. hayatinda taksime gitmemis akpliler bir zahmet meydan hakkinda yazmasin. ortadaki beton neydubelirsiz garip corak duzluk disinda akm tarafina yurumek isterseniz karsidan karsiya en az 3 kere gecmeniz gerekiyor ve hic bir trafik duzenlemesi yapilmamis, arabalar, ozellikle araplara calisan taksiler ve servis arabalari deli gibi gidiyor. su meydanin bu halini begenecek kadar boktan yerlerden geliyorsaniz bir zahmet en azindan sehir merkezinin citasinin bu kadar dusmesini normallestirmeyiverin.
  • otobüslerin yeraltına alınmadığı, insanların merdivenli alanda kuyruğa girip otobüs bekledikleri, akm nin önünde buluşulduğu zamanlardaki hali daha tanımlı bir kent alanıydı. özledim o yılları.

    şimdi ise istiklal caddesinden değil de paralel sokaklarında daha rahat yürünüyor. allahtan bazı şeyler muhafaza edildi arka taraflarda. misal: ağa caminin berisindeki trans/travesti genelevi sokağı sayesinde o doku özgün halini korudu. teşşekkür etmek lazım onlara.
  • nazmi ziya güran - taksim meydanı (1935)

    "işiten yok, ağla bağır
    tanrı dilsiz, alem sağır
    düşünceler öyle ağır
    deli olmak işten değil." ümit yaşar oğuzcan
  • gezi'nin ikinci yilinda berkin'i, ali ismail'i, ethem'i ve tum gezi sehitlerini anan kaan tangoze sarkisi...

    yunus emre caddesinde bir sanayi sokağında
    gözü dönmüş kahpe döller pusu kurmuş karanlığa
    katli vacip görülmüş sebep özgür olmasında
    alev almış bir ateş bu şimdi taksim meydanında yanar

    ankaranın göbeğinde kızılay meydanında
    ateş açmış bir polis var genci vurmuş kafasından
    katle ferman verilmiş yüksek yüksek koltuklardan
    alev almış bir ateş bu şimdi taksim meydanında yanar

    mithat paşa caddesinde gaziler sokağında
    yola çıkmış bir çocuk var ekmek alma çabasında
    katli vacip görülmüş sebep orda olmasında
    korkma sönmez bir ateş bu şimdi taksim meydanında yanar.
  • tam şu an, tam şimdi, orada olunamayan ama orada olanların gözleri doldurdupu yer.. güneşin sofrasinda, dostlarin arasındalar.. 30 yıl sonra.. işçiler, feministler, hukukcular, çarşı.. dalgaları karşılayan gemiler gibi.. polis kontrol noktalarını yara yara..

    yıllardan sonra, yollardan sonra yollardan sonra şarkılar söylüyor çocuklar..
  • istanbul nufüsünün %50'sinden fazlasının sahip olmadığı arabalar vızır vızır geçsin, yayalar da isterse otoyol bariyerleri arasında gebersin diye sülaleden birine, başı armani sıkmalı zevcesi istinye park'ta daha da görgüsüzlük etsin diye, plansız, programsız ve çalışmasız ihale edilen, bölge gücü ve ortadoğunun model ülkesi vatanımızın en böyyük şehrinin gelen geçen tarafından bir sikilmeden bırakılamayan zavallı meydanı.
  • son yapılan düzenlemelerle aradığı otobüsü bulanın bölüm sonu canavarıyla karşılaştığı meydan olmuş. sonrasında prensesi kurtarıp istediği istikamete gidenleri tebrik ederim. ben başaramadım.
  • kimi cumhuriyet bayramlarında, bazen yılbaşında vatandaşa hasredilen,
    uefa kupası aldığında galatasaray' a, örovizyon' u kazanınca sertab erener' e hasredilen,
    kendi bayramları geldiğinde polislerce resmen işgal edilen,

    ammaaaa zamanında orada arkadaşları, kardeşleri, sevgilileri sanki kendilerince katledilmiş gibi, cezalandırılırcasına yıllardır işçilere yasak olan meydan.

    yasak ne kelime, devletin gücünü iliklerinize kadar hissedesiniz diye metro'yu, vapurları, taksime çıkan yolları keserek, biber gazı kullanarak, sıkıyönetim varmışçasına binlerce polisi vatandaşına gözdağı vermek için meydan' a dikerek adeta hayatı felç etme pahasına bir engelleme. siz bilmeyebilirsiniz, meslek icabı karşılaştığımdan, yaşadığımdan biliyorum, hasbel kader oralarda toplanıp gösteri yapmak çabasına giren 30-40 kişilik gruplara polisçe insanlık dışı muamelelerde bulunulmakta, dövülmekte ve yetmezmiş gibi polisler haklarında asılsız şikayette bulunmaktadırlar, darp ettikleri iddialarıyla.

    işçi de değilim, sosyalist de, zorlasan belki ucundan sosyaldemokrat denebilecek, gayet para meraklısı bir insanım. işçilerin bayramlarını nerede kutladıkları da hiç umrumda değil ama haksızlığa, iki yüzlülüğe, çifte standarda sonuna kadar karşıyım.

    hele ki, yıllar önce vatandaşın can güvenliğini korumakla sorumlu olduğu yasal bir gösteride, katılımcıları korumak bir yana, kimden emir aldığı az çok bilinen devlet memurlarının da katılımıyla kanlı 1 mayıs' ı yaşatmış bir devletin, utanç içerisinde, özür dileyerek ve can güvenliğini sağlayacağını taahhüt ederek taksim meydanı' nı işçilerin bayramına açması gerekmektedir.

    geçmişiyle, kendisiyle hesaplaşmayan, bunun yerine çeşitli korku unsurlarını vatandaşı baskılamak için kullanan devletten ne fayda, ne hizmet beklenebilir ki?
  • çok etkileyici bir kaan tangöze eseri. dinlerken tüylerim diken diken oldu. bu vesileyle bir kez daha anmadan geçmek olmaz. selam olsun vicdanının sesini dinleyip korkmadan yaşayabilenlere. selam olsun bu uğurda canını verenlere.
  • istanbulun fotografi.
    72 millet derler ya.onlarin biraraya geldigi tek mekan.
    istanbulda olmanin gece en iyi anlasilabilecegi yerlerden biri.
    bide butun sozler tutulsaydi.taksim meydaninda hergun kendini asanlar,yada gotunu acanlar, ve daha neler neler bir suru entersan seyin yasanacagi bir yer olurdu...
hesabın var mı? giriş yap