• takyon bir parçacık grubudur aslında. fizik teoremleri üzerinde matematik oyunları yaparak türetilmişlerdir.

    einstein'in meshur formulünde, kök içerisindeki v²/c²'deki v c'den büyük olursa ne olur sorusunun cevabıdırlar takyonlar.
    v c'den büyük olursa kökün içi de sıfırdan küçük olur; yani sanal olur. bu durumda parçacığın kütlesi de sanal sayılarla ölçülür. (ölçülür diyorum, lafın gelişi) yani 2i kütleli bir cisim mesela! çılgınca. takyon da işte bu sanal kütleli cisimlerin adıdır.

    takyonlar direk olarak da gözlemlenemezler haliyle zira en düşük hızları ışık hızıdır. (aslında ışık hızında olamazlar zira o zaman payda sıfır olur.)
    ancak arkadalarında bıraktırları izler aracılığı ile gözlemlenebilirler ki henüz becerebilen olmadı. umarım olmaz da.
  • fizik bilimini mistikleştirmeye/dinîleştirmeye bayılıyor kimileri. takyon, karadelik, solucan deliği, antimadde, sicim, kuantum vs vs vs. epey hesabı kitabı olan bu uçuk kaçık konular ekşi sözlüğe meze olunca tabii her konu gibi yalan oluyor.
    (bkz: kuantum diyeni her gün dövmek)

    - takyonlar varsayımsal parçacıklar. mental jimnastik ürünüler. var olduklarına dair en ufak bir ipucu yok. bir sürü fizikçi "yoklar muhtemelen" diyor.

    - paralel evrenlere, karadeliklere girdikleri çıktıları da yok haliyle. (bilim kurgu yazıyorsanız eyvallah)

    - "matematiğin var dediği şey" diye bir şey yok, matematik fiziksel bir şeye var demez hiçbir zaman, işi o değildir. haliyle "matematikte sanal sayılar var, o halde takyonlar da var olmalıdır" gibi bir mantık yürütme epey sakat. matematikte daha neler var neler. elma - armut. alaka-çay.
  • takyonlarin isiktan daha hizli giden antiparcaciklar olarak tanimlandigini hicbir yerde gormemistim bugune kadar. bir yasima daha girdim.

    sanirim bu hatali sonuca su iki iddianin birlestirilmesinden ulasiliyor.
    1) isiktan hizli gidersen zamanda geriye gidersin.
    2) anti parcaciklar zamanda ters yonde ilerleyen parcaciklardir. (bkz: feynman–stueckelberg interpretation)
    birlestir bunlari: "anti parçacıklar aslında birer takyondurlar."

    bu ifadenin gectigi haluk berkmen yazisi bilimsel hatalar ve sacmaliklarla dolu: (bkz: haluk berkmen/@ramali)

    bu ornek cercevesinde, yuksek enerji fizigine merak duyup cesitli yazilar okuyan kisilere nacizane iki adet filtre onereyim. %99 calisiyor.
    okumakta oldugunuz yazi veya yazar bu iki filtreden birine takiliyorsa, alarm versin beyninizin bir kenari.
    1) teorik fizikcilerin hemen hicbiri yazilarini word'de yazmaz. word'de duzenlenmis bir yazi okurken pembe alarmda olun.
    2) ayni yazarin kuantum soslu tasavvuf veya islamiyet yazisi varsa bu siren sesleriyle karisik kirmizi alarm demektir.

    bu filtreye haluk berkmen ve caner taslaman takilir mesela.
  • hesap yaparken ortaya çıkabilecek bir hataya verilen isimdir, parçacık değildir, deneysel olarak gözlenmemiştir, gözlenmesi de beklenmez. tam olarak kuramcı eğlencesi diyebiliriz, ama efendim manyetik monopol, axion hatta graviton ve süpersimetrik parçacıklar gibi 'teorisi var ama henüz gözlenmedi' durumu değil bu. takyon var olması halinde nedenselliği, göreliliği, dolayısıyla kendisini öngören kuantum alan teorisini geçersiz kılacak bir parçacık, ya da yazdığınız teorinin çelişkili olduğunu görmenin güzel bir yolu.

    durum şuna benziyor, iki kişi yemek yiyorsunuz hesap 30 lira geliyor. aranızda nasıl bölüşeceğinizin hesabını yapıyorsunuz. sonuçta garsonun birinize 10 diğerine 20 lira borçlu olduğuna karar veriyorsunuz, eh bu hesaba inanırsanız biraz daha yersiniz, sonuçta yedikçe garson size daha çok para verecek. nitekim takyon'a da enerji verirseniz yavaşlar, enerji alırsanız hızlanır.

    neye benzediğini bilin de saçma sapan laflar edecekseniz ondan sonra edin hakkında.
  • örnek örnektir ve teşbihte hata olmaz savlarından hareketle
    akıntının tersine yüzemeyen bir balıksak büyük bir nehirde, akıntının tersine çok hızlı hareket eden planktonlardır.

    (bkz: akıllara zarar)
  • kuralların etraflarında tamamen ters işlediği hipotetik parçacıklar. biz zaman aktıkça mekanda yer değiştirirken bunlar mekan aktıkça zaman içinde yer değiştirirler. yavaşladıklarında kütleleri artar, onların bakış açısından, ki bunu telakki etmek imkansız, mekan uzar, zaman kısalır.
  • takyon (tachyon), yunancada 'hizli' anlamina gelir. bu particle'larin isik hizindan daha hizli hareket ettigi dusunulmektedir. ilk olarak fizikci arnold sommerfeld tarafindan bulunmustur. takyonlarin en ilginc ozelligi enerjileri dustugu zamanlarda hizlarinin artmasidir. bu teoriye gore, takyonlarin gidebilecegi en yavas hiz isik hizidir. bu nedenle, takyonlar bugunku fizikte bilinen causality anlayisini violate ederler. bu particle'larin yuksek enerjili carpisma ortamlarinda olustuklari soylenir, bu nedenle, genellikle cosmic isinlar icerisinde arastirilir.(bkz: superluminal fenomen)
  • takyon evreni

    son yıllardaki modern bilim de, özellikle parçacık fiziğindeki önemli bulgular, dini kaynakların, binlerce yıl önce mecaz ve sembollerle ifade ettikleri yaratılış şifrelerini çözerken, bilim adamlarının yaptığı çalışmaların sonuçlari insanlığı hayretler içersinde bırakmakta, aynı zamanda da dini kaynaklara olan ilginin gittikçe artmasına vesile olmaktadır.

    kutsal kitaplarda, binlerce yıl önce ifade edilen yaşam, ölüm, cennet, cehennem, berzah alemi gibi kavramlarla neler anlatılmak istenmiş, bilimin bulguları ile,bu şifreleri çözmeye çalışalım.

    evrendeki bütün varlıkları hiz ve zaman açısından üç boyutta incelemek mümkündür.
    1.tardyon- hızları işik hızının altinda, nedenselliğin hakim olduğu, enerjisi (rizk) sınırlı, ölümlü bedeni oluşturan içinde bulunduğumuz dünya nar (ateş) yapıdaki boyut.

    2. lükson- işık hizinda (300 bin km/sn) kütleleri sıfır olan enerji beden ile yaşamın sürdüğü nar yapıdaki boyut.(işık hızı zaman da zamanın akma hızı olduğu için ışık hızına yaklaşıldığında zaman duvari’na yaklaşmış ve tam işık hızında da zamani aşmış oluruz.işık hızının geçerli olduğu bu alan berzah alemi diye dini kaynaklarda belirtilen insanların enerji bedenleri ile mahşere kadar kalacakları,yaşamlarını sürdürecekleri, aynı zamanda burası cin’lerin(enerji yapıdaki varlıkların) da yaşadığı boyuttur.

    3.takyon-işık hızının aşilmasi ile girilen boyut(anti-evren),işik hizi aşıldığında zamanı da aşmış oluruz. bu durumda mekan(uzay) yok olur. zaman ve mekandan kurtulmak ise sonsuzluğu (ölümsüzlüğü) yakalamak demektir. aynı zamanda zamanın algılanmasından kaynaklanan nedensellik kavramı da yok olur.

    takyon evreni ''öz enerji'' evrenidir. orada parçacik namına hiç bir şey yoktur. bir ucuna dokunulabilse, aynı an’da her tarafına dokunulmuş olur.

    burada zaman yerine an kavramı geçerlidir. her şey bir an’da oluşur, ve o an’da yok olur. bu yüzden olaylar arasında süreklilik yoktur. ama oluşan evrenin sakinleri, kendi algı boyutlarında milyarlarca yılı yaşarlar. gerçekte ise her şey an‘da olmuş ve bitmiştir. çünkü orada zaman yoktur.

    evrenimiz de kesiklik, kuantlaşma, maddeleşme varken, burada teklik (tümellik) vardır. buraya giriş yaptığımız zaman kendi evrenimizi tüm evreleriyle (günahları ve sevapları) ile izler bir halde buluruz. burası zerre'den külle çıktığımız uzay aralığı (holografik oluş)dır.

    takyon (anti-evren) yasasi, bildiğimiz fizik kurallarının tersine çevrildiği boyuttur.
    burada canlılar, ölerek doğarlar. insan yaşlı doğar, gittikçe gençleşir. enerjinin biri sonludur nar adını alır, öteki sonsuzdur nur adını alır.

    takyon'lar bizim tersimize gelecekten, geçmişe akarlar. yasalar tersine çalışır. sonuç, nedenden önce gelir. önce cam kırılır, sonra taş atılır. işik hizinı aşan varlık bize sanal kütle değerleri verir . örneğin takyonik insan eksi 60 kg ağırlığında ve eksi 1.65 metre boyunda ölçülere sahip olur.

    takyon (anti-zaman) dünyasında insan önce zengin olur, sonra çalışmaya başlar. canının çektiği bir şeyi yemek isteyen kimse, istediğini yedikten sonra onu temin etmeye başlar. bir yere gitmek isteyen, istediği yere gittikten sonra, bir araç arar. bu demektir ki istenen, arzu edilen işler sebeplere bağlı olmadan meydana gelmektedir.

    anti-zaman aleminde bir işi sadece istemek ve arzu etmek yetmektedir. sebebe gerek kalmamaktadır. canı bir şey yemek isteyen kimse istediğini yedikten sonra, onun için her hangi bir çaba göstermesine ne gerek var dır ! sadece arzu etmek ve istemek. cenneti’de böyle tarif etmiyorlar mı.!..cennet yaşantısı dediğimiz şey de, bilincin uzay (mekan) , zaman kısıtlılığından kurtulmak suretiyle kendini işik hizi’nın üzerinde bulması ve bunun sonuçlarını kapasitesi oranında yaşamasi olayıdır.

    burası kişisel, toplumsal, evrensel bilinç alti’nın olduğu yerdir. düşünce denilen çabasiz süreç, burada gerçekleşir. yaratıcı ilhamlarımızı, her şeyin var olduğu bu sonsuz uzay'dan alırız. orada düş, hayal, ilham vardır.

    derin tefekkür, zikir, ibadet(miraç), meditasyon ve kimi zaman rüya’larımız da girdiğimiz alem burasıdır.

    biz insanlar da zamanımız dolduğunda(rızkımız,enerjimiz sonlandığında) takyonik bilinç olarak sonsuzlukta yerimizi alacağız,sonsuzlaşacağiz.

    http://kozmikfrekans.blogspot.com/…ri.html?spref=bl adresinden iktibastır...doğruluk derecesini bilmiyorum ama en azından bir bakış açısı sunuyor...
  • kütlesi eksi olan, ışık hızından hızlı parçacık.

    ışık hızını geçmesi ayrı, ışık hızının altına inemez bu arkadaş. zamanda geriye gider, sonuçlar nedenlerden önce meydana gelir.
hesabın var mı? giriş yap