• 17 nisan da yayinlanacak, olagan olarak amerikan ermeni'ler tarafindan finansman edilmis bir belgesel. ama gayet olagan olmayan bir sekilde belgeselin ardindan yayina girecek tartismada "soykirim" terimine karsi olan 2 tarihciye soz hakki verdiginden ermeniler tarafindan siddetli protestolara maaruz kalmistir. heyecanla bekliyoruz.

    http://www.pbs.org/…wers_like_you_the_armenian.html
  • 17 nisan 2006'da ilk kez amerikan televizyonu pbs'de gosterilecek olan ermeni soykirimi konulu belgesel. takip edebildigim kadariyla turk gazeteleri konudan bahsetmedi ama henuz yayinlanmadan abd'de ses getirmis durumda.
    nytimes'in haberinde belgeselden sonra yayinlanmasi planlanan* tartismada justin a. mccarthy ile birlikte turk tarafinda yer alan tarihci omer turan'in ingilizcesinin zayif oldugundan bahsedilmis. haberde yine soz konusu tartismada ermeni tezini savunan taner akcam'in mccarthy'yi guclu sekilde bastirdigindan bahsediliyor. ben henuz izlemedim * ama soyle bir bakindim imdb'de belgeseli bir sekilde izleyip cok etkilendigini belirten insanlar var. anlaticilar arasinda natalie portman ve orlando bloom olduguna gore epeyce buyuk bir produksiyon anlasilan. soz konusu tartismada yetkin* bir akademisyenle temsil edilmemis olmamiz, turk tarafinin ermeni lobisinin her nisan ayinda daha buyuk butceyle ve daha genis kesime yaptigi propagandaya kayitsizligini gosteriyor sanirim.
  • yuksek oranda tek tarafli olarak yapilmis bir belgesel olmus kendisi, tahmin edilebilecegi gibi.
    ayrica tartisma bolumunu gostermediler.
  • peter balakian'in the burning tigris " the armenian genocide and america's response" adli kitabindan yola cikilarak yapilmis bu belgesel. (http://www.harpercollins.com/…ndex.asp?authorid=458)

    konu hakkinda turk halkinin goruslerini almak adina sokakta 2-3 kisiye mikrofon uzatilmis. aralarindan biri belli egitimli, ingilizce falan konustu, dedi " yapilanlar, olanlar soykirim degildi, hem eger soykirim olsaydi da su anda soylemekte ozgurum fakat ortada soykirim yok". geri kalanlar arasinda "ozenle secilmis" delikanli bir abimiz olaya el kol hareketleri kombinasyonuyla " yok yaaau yok soykirim falan. bi kere turkler oyle insanlar degil. biz musluman bir devletiz, musluman devletlerde soykirim falan olmaz " seklinde yorum getirerek iyi bir ornek olusturdu. roportaj icin ozellikle secilen kisilerin sozde ermeni soykirimi lehindeki goruslerini oyle ya da boyle ortaya koymalari sonucunda gordukleri zararlari bir dokumanter havasinda gozler onune serdiler. arada genocide kelimesinin kokeninden ve nasil ortaya ciktigindan bahsedildi (ayrintili bilgi icin bkz: raphael lemkin).

    sonuc olarak peter balakian ve andrew goldberg isbirligi ile unlu isimlerin* anlaticiligini yaptigi, icinde bol bol amerikali ermeni barindiran, turklere kibarca bir saldiri olmus. soylediler, anlattilar tv ba$indakiler de "vaouy turkish people are evil maaan" dedi. ama sanirim zaten amac bu; olaya bir de amerikali ermenilerin gozunden bakmak.
    ha bir de son olarak eklemek istedigim; adini hatirlamiyorum, amerika-ermenistan lobisinden oldugunu varsaydigim biri " ....turkler yasanmis ve kanitlari olan bu olayi inkar pozisyonundalar, bircok nedeni var tabii ki; 20.yy daki atilimlari, yasadiklari iyi yondeki gelismeler, su gunde geldikleri nokta. dedelerinin, buyukdedelerinin yaptiklari hatalarin sucunu kabullenmek, cezasini cekmek istemiyorlar..." dedi ve ekledi " turkler kotu insanlar degiller, hatta cogu saygindirlar. " kar$i tarafa gosterilen saygi ve sevgi oluyor bu da.

    goruslerine yer verilenlerden bazilari: (bkz: halil berktay), (bkz: fatma muge gocek), (bkz: gunduz aktan), (bkz: samantha power)
    (bkz: ara sarafian), (bkz: peter balakian), ve sevgili ttk baskani (bkz: yusuf halacoglu)

    bugun tekrar izledim, aslinda ne diye o kadar yazmi$im ne gereksizmi$ dedim. kitabin alt basligi soyluyor: " ermeni katliami ve amerika'nin cevabi "

    hayir saf olmasam ne turklerin ermenileri uzaklara surup, oldurmesi ne de ermenilerin cektikleriyle, olen oldurulen insanlarla alakali diyecegim, tum dert 1914-1916 yillari arasinda bolgede bulunan amerikan askerleri, gorevlilerinin tanikliklariyla donemin abd hukumetinin olaylara karsi cikisi, efendime soyleyeyim talat pasaya, ittihat ve terakki'ye gonderdikleri uyarilarla amerika'nin ermenilere sadece simdi degil, olaylarin basindan beri nasil sahip cikildigi.
    sanki "biz insanin insan oldurmesine izin vermeyiz simdi pek bir sey yapamiyoruz ama bakin 30 yil sonra kimleri nerelerden kurtaracagiz" demisler gibi.
  • "aferim pbs, aferim, aynen boyle devam et!!" demek isteyen varsa, feedback linki da budur:

    http://www.lpb.org/feedback/index.cfm
  • okuyunca beni deli eden anlamsiz tarih savaslarindan ozellikle birini gundeme getirerek kendisini izlenebilir yapmaya calisan, boylece cogunlugu hristiyan veya ermeni yanlisi olan amerikalilardan bagis koparmaya calisan (eger "comment" kismina bakarsaniz, siz de gorursunuz) televizyon kanali pbsin eline oyuncak olarak dusmus konu. herzamanki gibi victim turkey ... onlarin deyimiyle "hindi'nin tuylerini yolmak" buna deniyormus. * * *
  • o kadar adamin malina mulkune el konulup evlerinden surulerek soguk, hastalik ve aclikla mucadele etmeye zorlanmalarini (direkt yapilan katliam iddialarini geciyoruz), preemptive nefsi mudafa olarak yorumlamak, yahut "bunlar tazminat isteyen ermenilerin abartmasi" diye savusturmak baska birsey de, "aksine bizim milletimiz dunyanin emniyet subabiydi" (dunya derken dogu akdeniz) manevrasiyla zeytinyaginin da ustune cikmak bambaska birsey.

    tabii biz istanbulu alirken rumlarin emniyetini, balkanlara sayisiz seferler duzenlerken slav halklarinin insan haklarini, binlerce kilometre otede musluman perslerle savasirken bu kadim toplumun demokratik yapisini, akdenizin kontrolu icin surdurdugumuz mucadelede venediklilerin, portekizlilerin, maltalilarin deniz kazalarinda yasadiklari onca trajediyi, "siz kutsal yerleri koruyamazsiniz" bahanesiyle stratejik kiyi noktalarini ele gecirirken sicaktan bunalan arap halkinin ferahligini, sicilyaya yaptigimiz cikarmada romanin tarihi mirasini dusunuyorduk. sanirim viyanaya da yuzbinlerce adami, topyekun avrupanin emniyetini saglamak icin yollamistik. ilkinde yanlis anladilar, 100 sene sonra bir daha denedik, o derece yufka yurekliyiz.

    ingiltere dunyanin yarisina hakimken bunu insanin sosyal evriminin son seviyesini temsil eden ustun duzenlerini yaydiklarini soyleyerek mesrulastiriyorlardi. keza naziler, roma imparatorlugu, asurlular, cyrus the great, alexander the great, great oglu great... gunumuzun roma imparatorlugunun sahinlerinin retoriginin benzer menzer degil, dupeduz ayni olmasi da ustune ekstra kremadir, afiyet olsun.
  • turk tarafinin tezlerinin savunulmadigini soyleyenler, programda turk tarih kurumu baskani yusuf halacoglu'nun da goruslerine yer verildigini gormezden geliyor olmalilar. hakeza gunduz aktan'in ingilizce olarak yaptigi bir konferans konusmasi da kendine yer buldu programda. bunlar, turkiye'de bu konuda en cok konusan, yazan insanlardan ikisi. bunlarin bile turkiye'yi savunamadigini dusunuyorsak, sapkayi onumuze koyup dusunmenin zamani gelmis de geciyor demektir.
    bunca ermeni kurum ve kurulusu tarafindan sponsorlugu yapilan programin ermeni diasporasinin duygusalligindan oteye gitmeyecegini dusunmus olsam da, ermeni cetelerinin oldurdugu turk devlet memurlarini, balkan savasi sonrasi paranoya halini, 80'lerin ortalarina kadar suren asala terorunu es gecmeyerek, program ustune duseni yapmistir bana kalirsa. paneli de gorseydik iyi olurdu tabii.
    yasanan felakete, "anlamsiz tarih savaslarindan biri" diyebilmek de, epey saglam bir mide gerektiriyor dogrusu.
  • sonrasinda yayinlanan tartisma programinda ermeni diyasporasinin programi protesto etmekle ne kadar hata yaptigini anladigini sandigim belgesel.

    odtu tarih profesoru omer turan ne yazik ki ingilizce bile konusmakta zorlandi, tek duydugum argumani da ermenilerin kullandigi bir suru farkli kaynagin aslinda kokeninin ayni oldugu gibi birseydi. ciddiye alinmadi. bunda sunucu scott simon'in da yonlendirmesinin payi buyuktu*, ama biraz daha konuskan, seri, kendine guvenen bir profesorumuz yok muydu? (hayir yusuf halacoglu demeyin, kendine guvenen dedik) peter balakian justin mccarthyye "turk devletinden para aliyorsun" deyince ikisi tartismaya giristi. justin amca, bir tek diyecegin "su kadar da musluman olduruldu, bunlarin belgeleri sunlar sunlardir" idi. olmadi, polemige dustun. gecenin yildizi begenseniz de begenmeseniz de taner akcamdi. o da oldurulen muslumanlarin buyuk cogunlugunun 1918 sonrasi oldugunu soyledi, 1918 oncesi ittihat ve terakki partisi kongrelerinde, dokumanlarinda muslumanlara yonelik kitle katliamlardan sozedilmedigini soyledi. bu iddia bana asiri geldi.

    belgeselin kendisini de buyuk olcude taner akcam ve halil berktayin hazirladigi rahat anlasiliyordu. programda turk halkinin fazla bilmedigi "balkan savaslarinin yarattigi psikoloji", "teskilat-i mahsusa" ve "hamidiye alaylarina" ozellikle onem verildi. yusuf halacoglu ve gunduz aktan'in belgesel bolumunde konusturulmasi ise bekledigim gibi ermenilerin soylemini destekleyici bir konumdaydi. nedense inandirici olmamak, guven vermemek konusunda israr ediyoruz bir sekilde.
hesabın var mı? giriş yap