• şalom aleykem evrivan, bugünkü konumuz mimzi başkanın israel anıları.

    mimzi başkanın serüvenleri 2003 civarında (sanırsa) isreale sürüklemiştir. 6 ay orada kalır, pek macerası olmasa da orada gözlemlerini bizimle paylaşmaktan çekinmez. öğreniriz ki filistin tarafından beyruta taksiyle 50 dolara gidiliyomuş. süper! (bkz: #16588199)

    ama mimziyi israel kolay kolay bırakmaz. yıllar sonra ararlar, israelden halanızdan miras kalmış buyrun derler (bkz: mısır'daki dededen miras kalması). "mimziciğim dünyanın neresinde olursan ol museviysen tak! israel vatandaşısın hocam*" derler. "istediğin zaman gir çık koçum" derler. ama anne tarafının sicilya-rum karışımı olduğunu öğrenince beyinlerinden vurulmuşa dönerler. başkanı kışkışlarlar. ama sonra yahudi sivil toplum kuruluşları belki yahudi olur diye (ya hakkat her dinin dincisi de başkanımı buluyo ya) tekrar kontak falan kurmak tebliğ mebliğ yapmak isterler ama avuçlarını yalarlar. ama vatandaşlık işi yatmamış herhal onu tam anlamadım. (bkz: #22243378)

    bu şahane hikaye her ne kadar ufkumu açtıysa da kafamı çok karıştırdı. zaten yahudi-musevi şeysi baştan karıştırıyo işleri.

    babasının musevi mi yoksa iyi bir hıristiyan mı olduğunu zaten tam anlamamıştım (bkz: #22897909). şimdi halası musevi hatta kendisi de israil vatandaşı olacak kadar musevi ise musevilik kesin gibi. zira babasının anne tarafı polonya yahudilerindenmiş (bkz: #20236452). ama mimzinin babaannesi tam bir ingiliz değil miydi (kuzeyinden)? (bkz: #16442303). şimdi yanlış anlamayın, anlamadığım için soruyorum yoksa benim "polonya yahudisi tipik ingiliz musevi inançlı hıristiyan" arkadaşlarım da var.

    burada izin verirse ufak bir espri yapmak isterim:
    -mimzii! evladım kaç kere dedim sana oynama şu kültür mozaiğiyle diye! al yine bozdun! cezalısın, kuzenin karlosun budist tapınağında namaz kılmak yasak sana!"

    haydi lehitrahot.
  • valla bütün gün mal mal oturdum, çalışmak falan hak getire, o yüzden biraz mimzi başkan güzellemesi yapmak ruha iyi gelir, içimizi ısıtır deyu düşünüyorum. mimzi başkanın entrylerini bir süredir takip ediyorum, öyle ki canım sıkıldığında hayvan aradan bir yıl ve ay seçip mimzi başkan ne kelamlar etmiş dünyamızı nasıl renklendirmiş diye bakıyorum, gam kasavet kalmıyor. herkeslere tavsiye ederim.

    şimdi olur a hiç denk gelmemiş olabilirsiniz, üç tane mimzi başkan var. üç derken üç kişi anlamında söylemiyorum, üç türden entry giren başkandan söylüyorum.

    birinci mimziyi (mimzy the tailslayer) herkes biliyor, çok fırtınalar kopardı başkanım. şakirt, liboş, milliyetçi (ama kürt milliyetçisi olanından), dinci, siyonist, amerikancı, akpci vs. kim varsa basılmadık kuyruk bırakmayan, ulusalcı, atatürkçü, milliyetçi, solcu, en bir komünist bir abimiz kendisi. işte bu entryleri hep atlıyorum okurken. sürekli aynı şeyler, aynı teraneler. bunlar sıkıcı.

    ikinci mimzi de böyle yaşam koçu modunda, kah kadınlar hakkında ahkam keserken kah bilmem ne restoranındaki patates kızartmasını övüp yanında mayonez tavsiye ederken görebiliyorsunuz. liseliler için bulunmaz nimet, ama o kadar da ilginç değil.

    asıl bomba olanı üçüncü mimzi. bu mimzi başkan hakkaten angutyusu aratmayacak hayat hikayesine sahip ki işte bunun hastasıyım arkadaş.

    aileden başlıyor ilginçlikleri. katolik, rum uzman doktor anneler, doğu bloku gezen, gezdiren babalar, yurtdışına kaçan abiler, israilden miras bırakan halalar, ingiliz babanneler, dayıları gibi über solcu yeğenler, aerobik hocası rus eşler vs. vs. her bir hikayesinde başkanım olduğu kadar ondan aşağı kalmayacak şekilde adeta bir kültür mozaiği olan çevresinin de ayrı bir süper gücünü daha öğreniyoruz.

    ondan soracııma mimzi başkanın gitmediği şehir/ülke şıp diye tanıyıp hakkında genelleme yapamadığı halk/millet yok gibi. adana, karabük, ankara, istanbul, izmir, antalya, izmit, kıbrıs, ingiltere, abd, hollanda, italya, doğu almanya (oha), şimdiki almanya, japonya, vietnam, kuzey kore (ccc kim jong il ccc), rusya, israil başkanımın kah üçer beşer yıl yaşadığı, kah en süper okullarında okuduğu kah taksicilik kah tamircilik kah bilişim sektörünün nabız tutuculuğunu yaptığı, kah sektöründe lider firmalarında ecnebi bosslarına ayar verdiği yerlerin sadece bazıları. yalnız güney amerika ve afrika eksikliği biraz belli oluyor başkanım, bir küba (bak bu büyük eksik), bir mısır, güney afrika, brezilya falan yakışır. gerçi bilemeyiz başkan başka yerlere de gitmiş olup bunu şimdilik bizlerle paylaşmamayı seçmiş de olabilir.

    ve bu mimzi başkanın asıl eğlendirici özelliği ise bu altyapı üzerine başından geçen müthiş olaylar silsilesi. bakarsınız başkan pkk kelle avcısı bir rambo olarak çıkabilir karşınıza, ya da hangi fraksiyona ait olduğunu bir türlü anlayamadığımız solculuğundan dolayı işkence gören özgürlük savaşçınız, ya da tekel büfenizi herkesi döverek koruyan betmeniniz, ya da sokakta bir kadını döven adamı marizleyen süpermeniniz, ya da kapkaççı yakalayıp bacak kıran örümcek adamınız, ya da metin göktepenin kankası... leb demeden çorumlu leblebici ninjalarla amerikada ku klux klan üyelerinin bacaklarını kırmaya dayalı hikayeler var sürekli. artık açın okuyun, güldükçe duacım olursunuz.

    yalnız acele etmenizi tavsiye ederim zira mimzi başkanın başka bir özelliği de jiletçi olmasıdır. sevdiğiniz bir hikayesi (mesela taksiciye silah çekmeli vardı bi tane, süperdi) her an kalkabilir, üzülürsünüz.
  • bugün pazar olduğu için istirahat etmeyi seçtim ve hakkındaki yazıyı arkadaşıma yazdırdım. hadi bis später:

    m.ö. 3000 civarı ankara kuruldu (en yakın denizden 150 km uzakta).

    1143 chemnitz kuruldu (en yakın denizden 500 km uzakta).

    1918 kpd kuruldu.

    1923 türkiye cumhuriyeti kuruldu, ankara başkent oldu.

    1933 kpd naziler tarafından kapatıldı.

    1946 savaştan sonra kpd spd ile birleşip sed oldu.

    1949 doğu almanya kuruldu.

    1950 chemnitz karl marx stadt oldu.

    1960lar bi ara ben doğdum. (ulan doğum yerim (izmir) yazıyo ama hiç bi yerde doğum tarihim yazmıyo lan. en iyisi otobiyografi yazıp vikipediye falan koyayım.)

    1970lerin başı the last mimzy doğdu.

    1976 ya da 1977 mimzi doğu almanyaya karl marx stadta gitti. pek çok ilginç anısı oldu. gitmişken oraya deniz de götürdü, plajlarındaki insanları gördü. (bkz: #16879875)

    1980 mimzinin abisi darbeden önce yunanistana kaçmak zorunda kaldı.

    1980ler kpd mimzinin abisini doğu almanyada misafir edebilmek için iki yıllığına tekrar kurulup dağıldı.

    1989 berlin duvarı yıkıldı.

    1990 doğu almanya batıyla birleşti karl marx stadt tekrar chemnitz oldu.

    1994 melih gökçek ankara büyükşehir belediye başkanı oldu.

    2003 sözlükte melih gökçek'in ankara'ya deniz getirmesi başlığı açıldı.

    2011 ankara'ya hala deniz gelmedi...
  • şimdi önden hakkında ciddi bişiler yazayım da sonradan tekrar yavşak sarkastik kuntastik üsluba dönüp şaşırtmaçla yüzlerde hoş bir gülümseme yaratırım deyu düşünüyodum vaz geçtim. üslubu değiştirmeyeyim, üslup güzel.

    sözlük kimsenin hayatını birebir anlatma zorunluluğu olduğu bir yer olmadığı gibi "daha çok" firkir-düşünce tokuşturma ortamı da değil anacım. ben siyasi tarihte çığır açtığım tartışmalar için daha çok hürriyet okur yorumları kısmını kullanıyorum mesela. isteyen tabi istediği şeyi istediği şekilde yazabilir, isteyen de istediği kankitosunun her sözüne inanabilir, ama isteyen de "beyfendi galiba burada biraz palavra sıkmışız yine bugün, sizi gidi sizi" diyebilir, normal şeyler bunlar, herkesin hayatına kimse karışamaz. ayrıca benim gerçekten mimzi başkanın kendince kuyruk operasyonuna girdiği "karşıt" gruplarından birine dahil olduğumu düşünüyorsanız söyleyin ben de bileyim liboş muyum, dinci miyim, akpci miyim, pkklı mıyım. algınız nasıl bilmiyorum ama öyle takım taraftarı gibi "bizdendir o zaman her şeyi iyi her lafı doğrudur, karşıdandır o zaman her lafına karşıyım ibinenin" gibi bir düşünceyi gerizekalılık olarak addederim ve (etrafım bana bilerek iyi davranmıyorsa) gerizekalı olmadığımı düşünüyorum.

    ha bi de olarak ikinci kez mimzi başkanın kenkslerinden mimziyle çay içme teklifi aldım. ama kendisi davet etmedi bir türlü :( yani bilmiyorum mimziyle çay içip naapcaz onu da merak ediyorum. çıkarıp bana başından geçen olayların noter onaylı belgelerini mi göstercek? odtü, princeton diplomalarını mı önüme koyacak? gözaltı kararlarını mı sallıcak karşımda? benim götüm yemez zaten, zira sinirlendirmiş olabilirim kendisini, silah milah çeken, şapırdatarak yemek yiyen adamın bile burnunu kıran bi adam (bkz: #14862681) mimziciğim. manyak mıyım, canıma mı susadım arkadaş. bir de ben ankaradayım ya, istanbula pek gelemiyorum. ama o gelirse odtüye falan uğrarsa ikramımızı yapar, odtüyü de gezdiririz (robertten bir otobüs dolusu adam getirmek yok ama) hayalindeki okulu görmüş olur.

    neyse bu kadar kafa ütülemeden sonra ufak bir mimzi hikayesi ile neşelenelim. mimziciğim 93, 94, 95 derken kararını verip en sonunda mezun olmuştur (bkz: #22787784). 96 97 gibi de askere gitmeden önce bu aralığa yıllarca odtüde araştırma görevliliği ve princetonda üç yıla yakın (bkz: #15999353) yüksek lisans sıkıştırmış (uzay-zamanı büktüğünü unutmayınız), bilimsel çalışmalar için çeşitli yerlere gitmişliği var, mesela 1996 da seminer için yunanistana gidip hamit serbest ile tanışmış (bkz: #20316724). mimziciğim hamit hocaya bi yol söyle de cvsindeki yanlışlığı düzeltsin, adam yunanistana 98de gittiğini sanıyor :(

    (ya finlandiyalı hikayesi vardı onu bulamadım bununla idare edin. pls ltf tsk.)

    auf wiedersehen
  • donuza eklemiş beni galiba (bkz: #22774665) :( abi daha geçen hafta "donuz kullanmıyom çok eğleniyom ya" diyodun (bkz: #22660360) fikrinin değiştiğine üzüldüm. şu anda kafamda çok yakışıklı, vücut yapmış, renkli gözlü, kumral bir adamın (kendi beyanatlarından yola çıkıyorum, maalesef fotosunu göremedim :( ) gözlerini kapatıp kulaklarını tıkayıp lalalalalalalalalla diye bağırdığı bir görüntü var. tamam abi cevap veremiyosan bu kadar kasmana, bir hafta önceki kendinle ters düşmene gerek yok, zira seni sana anlatacak değilim, başkaları okusun diye yazıyoz.

    now for something completely different: mimziciğimin bizi hapishaneler hakkında da bilgilendirdiğini görmek çoğoş (bkz: #15459670). gözaltına alınma rekorlarını alt üst eden bir insanın en az 5-6 ay tutuklu kalıp cezaevi ortamı görmemesi ayıp olurdu zaar. şimdi pek vakıf değilim ne nasıldır hapiste diye, o yüzden siyasi koğuşlar, koğuş ağaları, şişlenmek, raconlar, posta koymalar hatta isyanına kadar anlatman süper olmuş. kendimi bir an için ozda tatar ramazanda falan sandım.
    yalnız şanslı olduğunu söylememe de izin ver, zira o kadar süre tutuklu kalıp bu kadar vukuatlı bir öğrenci olduğun halde okuldan uzaklaştırma falan almamak, bucadan odtüye sınavlara girebilmen için buca cezaevinin imkanlarını seferber etmesi senin şansın. hüseyin edemire yaptıkları gibi her seferinde milyarlar da isteyebilirlerdi, ya da çoğu tutuklu öğrenci gibi devamsızlıktan okuldan atılabilirdin, ya da isyan falan çıkıyo diye yönetim hiç izin vermeyebilirdi. ama allahtan bunlardan hiçbiri olmadı ve sen sağ salim hem hapis yatıp hem okuyabildin ve bunları bizimle paylaşabildin. teşekkürler.
  • [dün yazamadım, umarım çok bekletmemişimdir. sori.]

    ufaktan entry silmeye ve editlemeye başladı, demek ki bir takım kişilerin kuyruğuna basılmış :)

    neyse o yüzden bugunkü hikayesini yayınlıyorum. mimziciğim apartmanının kendini övmek gibi olmasın ama yakışıklı ve istikbal vadeden gencidir. her gün apartmandaki yaşlı teyze (kızını mimziye almak için) ve şimdiki eşi (bkz: kapına kırmızı bir gül bıraktım) ondan bir şey istemeye gelir. nihayetinde apartmandaki yaşlı teyze avcunu yalamak durumunda kalır. hikaye bu (bkz: #14528531), galiba yanlışlıkla sildi mimzicim ama numarası yine de kalsın, belki canlanır manlanır. zaten silinmesi önemli değil, google henüz silmemiş(ti) caps var buradan okuyabilirsiniz. mimzi aynı zamanda rusyada kayınpederinin evinin etrafında dolaşıyor (bkz: #17004439), evlerinin orada -35 derecede sarhoş beklerken bayılıyor falan (bkz: #16340728), gerçekten büyüleyici bir romantik-macera. ama madem "siz atmasyonları ayıklayın bizahmet" demişsin, seni mi kıracağım:
    zaten aynı apartmanda oturuyormuşsunuz ve sürekli bir şey istemeye geliyormuş eşin. ne demeye kendi evinin etrafında geziniyorsun boşu boşuna? ne demeye - 35 derecede sarhoş kapının önünde duruyorsun ki? gir evine sabah bir şey istemek için zaten geliyormuş kızcağız. bir de anladığım kadarıyla bu olaylar olurken yeni mezun ve odtüde asistansın (yanlışım varsa düzelt, zira bir türlü timeline oturtamadım), ama aynı zamanda sürekli rusyaya da gidip gelebiliyorsun ya da orada kalabiliyorsun. bunun için okuldan nasıl izin alabildiğini (memursun sonuçta, amirden yazılı izin lazım, sen daha iyi bilirsin) biraz anlatsan, şimdi kafasına estiği zaman yurtdışına gitmek isteyen bir sürü araştırma görevlisi vardır burada, bir şeyler öğrenirler.

    saygılar.
  • günaydın, günaydın sevgili pilates severler.

    ben yokken mimzi başkan hakkında karalama ve iftira kampanyası başlatmışlar sözlükteki xmenler, hepsine bacaam girsin. mimzi başkanın hayatı, yaşadıkları, anıları hakkında yalan yanlış konuşan palavra sıkan herkes eziktir, o kadar. hem velev ki mimziciğimin yazdıkları hayal ürünü olsun, bu onun dürüst, ahlaklı, aydın kişiliğinden ne götürür ha?

    neyse bugün yine amerika maceralarından bahsedelim mimziciğimin (biraz yoğun başınız dönebilir).

    mimzi yoldaş demek en bir devrimci solcu komünist demektir, bu yüzden mimzi yoldaş işçinin emekçinin yanında olmakla yetinmez onlarla iç içe omuz omuza alın alınadır. 3 yıl mı 7 yıl mı neyse (bkz: #22936257) bulunduğu amerika da istisna değil bu durumda.

    mimzi reis yeni evlenip gittiği amerikada baba parasıyla okuyan kapitalist zengin burjuvalar gibi ense yapmamış; garsonluk, temizlikçilik, marangozluk, bahçıvanlık, tamircilik, öğrenci asistanlığı, ders vermece allah ne prolettiyse alnının ak teriyle çalışmış (taksicilik yapmadığına şaşırdım açıkçası); insan yaşar, insan biriktirir düsturuyla da kendi alameti fariksı olan din din, ırk ırk, ilmek ilmek tasniflediği amerika insanları hakkında bizleri malumatlandırmıştır (bkz: #16110239) (bkz: #22653288) (bkz: #16616887) (bkz: #16879779). hatta amerikada yaşar kemal romanı tadı yaşamak için olsa gerek mimzi reis new jerseyden taa amerikanın öteki ucuna, rosu angerusuya mevsimlik işçi olarak gidip çalışır (bkz: #17228013). üstelik bunları kahrolası federaller ve göçmen polisi they took our jobs diye arkasından bağırırken gerçekleştirmiştir.

    şimdi mimzi yoldaş, kusura bakmazsan ufak birkaç düzeltmem olacak. prinstında assistan student diye tuvalet temizleme gibi bir şey maalesef yok :( onun adı on-campus job. en pis (?) iş de yemekhanede falan çalışmak. kaldı ki sen mastera doktoraya gitmiş öğrencilere derste soru çözmüş adamsın, teaching assistant var research assistant var onlardan verelim. ama hem ingiliz vatandaşı (bkz: #19642559) hem de green card sahibi olmana rağmen (bkz: #16956217) orada inatla sana türko mürko morakko diye tuvalet temizliği işini veren ırkçıları (kesin wasptırlar) kınıyorum.

    bir de amerikada okumamak değil bir bilene sormadan sallamak ayıptır daü düşünüyorum.

    ciao
  • kuzenim dünyanın en efendi insanlarından biridir. ne doğru düzgün kavgaya karıştığını gördüm, ne birisi hakkında kötü düşündüğünü.. aslında üşengeç falan da bir adamdır. en yakın kuzenim değil ama hep bir aradayız diyebilirim. 7-8 sene önce şırnak'a komando olarak gitti. anlattığı olaylar the last mimzy'nin anlattıklarından aşağı kalır değil. döndüğünde psikolojisi epey bozulmuştu. o da top mermisiyle teröristlere saldırı emri vermiş, çalılarda ufak bir hareketlilik görüp ateş emri verince 9-10 teröristin kaçıştığını izlemiş.

    çatışmalarda ateş ettiği, ölüm emrini verdiği teröristler hakkında gurur duyup duymadığını sormadım henüz. ancak o efendi adama diğer bir kuzenim "pişman mısın, suçluluk duygusu var mı hiç" diye sormuştu ve o adamdan "gebersin o.. çocukları" gibi bir cevap almıştık. netekim savaş klavye başında anlatılmıyor. insan günlük hayatında ishal olunca bile sağlıklı, standart hayatının ne kadar değerli olduğunu anlamaya ve alıştığı koşullara özlem duymaya programlı. hal böyleyken kız arkadaşının, arkadaşlarının, bilgisayarının, televizyonun, ailesinin, evinin yanından çıkıp ölümle savaşmaya gitmenin nasıl bir travma olacağını, oraya gitmeyen birisi olarak tahmin etmem bile zor.

    bu yüzden the last mimzy'yi "öyle sol mu olunur", "insan sevgisi yok" falan diye eleştirmenin mantıksızlığını artık kavramak lazım. savaşın her türlüsüne karşı çıksan da, aylardır beraber yatıp kalktığın, yeyip içtiğin, şafak saydığın adamlara ve sana kurşun sıkılınca, arkadaşların mayınla öldürülünce, sakat bırakılınca, yanında sana cansız bakınca neler hissedeceğini tahmin edebiliyor musun? o topraklarda yaşayıp ailenin öldürülmesini, çocuğunun servisinin bombalanmasını falan söylemedim bile..

    savaş, öldürmek insanoğlunun en büyük hastalığı ve vahşiliğidir. ancak içinde olmadan, o anı yaşamadan o an hakkında atıp tutmak yersizdir.

    the last mimzy o savaşta bulunmayan herkesten farklıdır. o savaşın nedenleri hakkında değil ama, savaşın içeriği hakkında diğer herkesten daha çok söz söyleme hakkına sahiptir. kafasının üstünden geçen kurşun seslerini duyan adamı kurşun yazarken klavyenin seslerinden başka bir şey duymayan adam kendi değer yargılarıyla yargılamamalıdır. savaş suçu deseniz, teslim olmuş teröristi öldürmüş deseniz anlarım da, düşmanı öldürdüğü, belki arkadaşlarını, belki kendisini kurtardığı için sevinen ve gurur duyan bir adamı yargılamanızı anlamıyorum. eğer etrafınızda biraz o ortamı yaşayan birileri varsa the last mimzy'den çok daha "uç" noktada yaşayanları görmüşsünüzdür.

    bırakın da bu adamın en azından yaşadığı bu olağan dışı durumu kendine açıklayabilmesi, belki de bu şekilde gördüğü diğer vahşetleri örtmesi size biraz uymasın. biraz empati..
  • merhaba, yine ben.

    dün israilden bahsetmişiz, bugün de mimzi başkan gözüyle amerikanın bir fotoğrafını çekelim (alt metnimi yerim ben). kısa keseceğim merak etmeyin.

    mimzi başkanım amerikada hem de ivy leaguede, princetonda okumuş dürüst, demokrat aydınlarımızdan biri. gittiği her ülkede adeta difüzyon yaparcasına her yere ve herkese nüfuz ederek yaşaması ve fantastik gözlem yeteneği sayesinde amerikanın bu çokkültürlü ortamını mükkemmel bir biçimde kategorize edip bize tefrika eylemiş sağolsun. mesela italyanından katoliğine, latinosundan waspına ırk ırk din din amerikan kızlarını anlattığı eserinden çok faydalandım. artık bir wasp hanımla karşılaştığımda onların ne kadar sinsi ve hırslı olduğunu bildiğimden ona göre davranabilirim, sağol başkan (bkz: #15004231).

    ee ne de olsa tecrübe konuşuyo arkadaş. siz de onun gibi 3 yıl master 4 yıl doktora yapsanız amerikada.... "bi saniye lan, mimzi başkan amerikada üç yıla yakın yüksek lisans yapıp doktoraya başlamadan dönmemiş miydi? (bkz: #15999353)" dediğinizi duyar gibiyim (evet rakamlarla falan konuşabiliyosunuz kafamda). kardeşim kaç kere söyledik başkan uzay-zamanı istediği gibi bükebiliyor diye.

    ah cücü ah şu zaman makinesinin sırrını artık açıklasan daü düşünüyorum.

    astalavista.
  • geceniz güzel ossung gençler,

    bugün mimziciğimin ışığında tarih dersi işlemeye karar verdim. mimzi başkanın savaşçı atalarının izinden bir 1900lerin başına bir bakış atalım ve doğru sandığımız yanlışları düzeltelim, okuyun ve öğrenin lan develer:

    mimzi başkanın savaşçı kişiliği kadar atatürk sevgisini de dedesinden miras kalmıştır. zira mimziye göre dedesi mustafa kemal nerede cenk eylediyse adeta yaveriymişçesine peşinden gitmiş. balkan harbiydi, çanakkaleydi, filistindi, kurtuluş savaşıydı derken kah yaralanıp kah ingilizlere esir düşüp mimzi gibi level 85 paladin olmuş. hem de bütün bunları rodoslu bir yarı rum yarı sicilyalı olarak yapmış (ailenin diğer fertleriyle birlikte) (bkz: #17779381). (şş, çocuğum arka sıradakiler gülmeyin bakiyim).

    şimdi gelelim mimzi tarihinden öğrendiklerimize:
    1- amele taburu mevzusu yalan. gayrimüslimler gayet de silah altına alınabiliyordu. bakın osmanlı ordusunda rahat rahat 3 ayrı savaşa girmiş, küffara kurşun sıkmış, kahramanlıklarda bulunuş nice rum tebaa varmış meğersem.
    2- italya 1912de rodosu hiç işgal etmedi. ettiyse de savaşta olduğu osmanlı devletiyle "istediğin zaman asker al buradan, yaralıları da geri istediğin gibi getir koçum yabancı değiliz, yüz yüze bakıyoruz icabında" anlaşmasını imzaladı. zira başkanın dedesi istendiği zaman hop orduya rodostan sevkediliyor yaralanınca hop geri evine rahatça yollanabiliyor.
    3- kurtuluş savaşı sırasında milli mücadele için türklerin yanında yeralan rumlar vardı. niye diye sormayın, vatanseverlik böyle bir şey işte çocuklar.
    4- türkler de rumlara o kadar güveniyolar ki "pampalar şu silah, insan taşıma işine bir el atın zira biz yunanlılarla savaşıyoruz sizin palikarya dediğiniz sevmediğini insanlarla aman yanlış olmasın" derlerdi.

    ayh aman devam edemicem, başıma ağrılar girdi. bunca şeyi yanlış biliyormuşuz meğersem, başaltıöğretmen mimzi sayesinde bu ülkenin nasıl kurulduğunu, gavurları nasıl ülkeden attığımızı en doğru şekilde bir bir öğreniyoruz.

    gavur demişken mimziciğimde ufak bir kafa karışıklığı daha olmuş (bkz: #20395189), abi tamam trollere sinirlenmişsin de, ya yanlış anlama ama "gavur" gayrimüslimler için kullanılan hafif hakaretamiz bir laf. hani sen de gayrimüslim adamsın, biraz acaip olmuş bu. soydaş mevzusu gibi aynı (bkz: #22947350)

    güzel uyucuxlar
hesabın var mı? giriş yap