• welcome to the machine ile aynı mevzudan bahseder bu şarkı. hüzünlü müzünlü değildir, neşeli hiç değildir. her dinlediğimde, açık enseye patlatılmış tokat gibi şaplar kulaklarımda. hayat alçağının seni nasıl da uyuttuğunu, onu ve dolayısıyla seni yönlendiren herkeslerin ve her bi şeylerin nasıl işlediğini çarpar suratına.

    arzuların, beklentilerin, hayallerinle mutlu mesut yaşayacağını sanarken sen; sana nasıl iyi bi eş, iyi bi baba, iyi bi çalışan, iyi bi koyun olacağını söyleyen pek çok dayatılmış toplumsal kuraldan dem vurur. güzel bi evim, arabam, eşim, işim, ıvır zıvırım olsun diye kaptırıp gittiğinde, borca harca girip, kredi kartlarıyla bezenip bu kalleş düzenin bir parçası olduğunun farkına varmadan kendini özgür bir birey sandığında, tüm yapabileceklerinden, yapmak istediklerinden, bir zamanlar var olan hayellerinden nasıl-ne ara vazgeçtiğini düşünürsen, etrafında sana bunu yapmanı telkin eden, alttan alta beyni sulandırıp aklını bulandıran tüm o yerleşmiş toplumsal kuralları ve bunları dayatan, televizyondu-gazeteydi-bilmemneydi, araçları ve aracıları, bu numaraları yemiş mutlu mesut yaşadığını söylediği halde içten içe kendini kemiğe kadar kemirmiş, huyuz, huzursuz, mutsuz insanları fark et ve ilk sapaktan çık o yoldan. cehenneme gidiyorsun oğlum. tam dibine hem de.
  • "bir filmim olsun, kapanış parçası işte bu olsun, chris amcaya da telif hakkı babından milyon dolar borcum olsun" dedirten şarkı.
  • bunun turkcelestirilmisi de var (calip cirpilmisi diyelim)

    (bkz: bir garip ask hikayesi)

    afferin kirac.
  • chris rea'nin olani.

    well i'm standing by the river
    but the water doesn't flow
    it boils with every poison you can think of
    and i'm underneath the streetlight
    but the light of joy i know
    scared beyond belief way down in the shadows
    and the perverted fear of violence
    chokes the smile on every face
    and common sense is ringing out the bell
    this ain't no technological breakdown
    oh no, this is the road to hell

    and all the roads jam up with credit
    and there's nothing you can do
    it's all just pieces of paper flying away from you
    oh look out world, take a good look
    what comes down here
    you must learn this lesson fast and learn it well
    this ain't no upwardly mobile freeway
    oh no, this is the road
    said this is the road
    this is the road to hell
  • feci şekilde* dire straits tadı veren şarkı.
  • part 1 ve part 2'si bulunan yurek torpusu sarki. siktirip giderken dinlemekte fayda var.
    parcanin basinda yagmur sesleri ile radyodan soyle bir ses yukseliyor sanirim (duydugum kadari ile) "kpw, otobandaki herkes icin sadece kotu haberler var"
    part 1'in sozleri soyle :

    stood still on a highway
    i saw a woman
    by the side of the road
    with a face that i knew like my own
    reflected in my window
    well she walked up to my quarterlight
    and she bent down real slow
    a fearful pressure paralysed me in my shadow
    she said 'son what are you doing here
    my fear for you has turned me in my grave'
    i said 'mama i come to the valley of the rich
    myself to sell'
    she said 'son this is the road to hell'

    on your journey cross the wilderness
    from the desert to the well
    you have strayed upon the motorway to hell
  • rea'nın bu şarkısı o kadar çekici ve benzersizdir ki aslında ne kadar tehlikeli olduğunu unutturur. bu şarkı çok tehlikelidir kardeşim, hem rea'nın insanı çileden çıkartan sesi (soğuk, tecrübeli, telaşsız) hem bütüne yayılan kışkırtıcı bir ahenge sahip uyum tehlikenin kaynağıdır. ve evet, depresif bir ruh haliyle direksiyon başına oturursanız -hele hele bu mevsimde- road the hell dinlerken sesi iyi ayarlamanız lazım.. aman deyim trafik canavarı olmayın..
  • elbette ll'de, gitar sesi kanında ilik gibi akarken chris rea sesi ciğerinden vücuduna duman gibi yayılır, kalbinde birikir puslandırır, baktığın yeri bir süre sislendirir.

    bir şey düşünmez, politik sözlerinden için dünyadaki cehenneme büzülür ama için daha başka bir şeye üzülür, yalnızlığın asil, dik, hatta erkek gibi halidir bu şarkı. yalnızlığını körü körüne yüzüne vurur hele kalbinde ufacık bir parça dahi varsa onu alevlendirir yok yere bir adamı, yahut kadınını özletir.

    zehir gibi gürültü. "iyi niyet"iyle dese de sonuçları ağır, açıldı mı dinmesi yavaş keyifli bir sancı midende şarkı boyunca.
  • klasik bir amerikan arabasıyla, issız bir yolda dinlenesi şarkı. tabi direksiyonda siz..
  • şarkı demenin haksızlık olacağı chris rea şaheseri. hayatımın fon müziği. chris rea o harika sesiyle ''well i'm standing by the river...'' diye söylemeye başlayınca her şey duruyor sanki. zaman duruyor, hayat duruyor, düşünceler duruyor ve sadece chris rea'nın sesi, insanın aklını başından alan solosu.

    ''and there's nothing you can do.''

    böyle bir müzik karşısında cidden yapılacak bir şey yok.

    http://www.youtube.com/watch?v=1ebw_da7bzk
hesabın var mı? giriş yap