içten içe *
-
konuyla alakasız bir serbest çağrışım alakalısı olarak (bkz: ice tea)
-
çağırayım mevlam seni
çağır yunus'um çağır
tur'da musa ile
kendi yolunda hızır ile çağır
hz. isa içte
hz. musa içte
peygamber efendimiz içte
bu yol içten içe
hiç'ten içe
içe içe gidilirmiş değil mi yunus'um?
dağlarca odunu taşıttırırız da
odunun külü kalmaz
ne demiş yesevi* atamız?
''40 günde gelene: amma da geciktin haaa,
40 senede gelene: ne de tez geldin?''
hangi pir elinden tutar
hak erenler ona bakarlar.
taptuk emre -
gizli gizli, belli etmeden:
"içten içe sevindiğini biliyordum ama bunu belli etmekten kaçındı." - ahmet ümit* -
"sevdam seni durmadan
can evinde yeşertir
çiçekçe ve çocukça
sıralı sırasız ikide bir
nice yıkım nice ılgar
geçer iz bırakarak
nice geç kalmış bahar
acımıza eklenir
çocukları da alan
ölüm sıra beklemez
yara üstten kapanır
sızı içerden dinmez
ölüm yıkım ve sevda
yaşamakla başa baş
başlangıç belli belirsiz
bitim belirli nokta"
eray canberk
eray canberk'in güzel şiiridir. -
dipten dibe.
stay with me'de rita hayworth- fred astaire dansı çok canlı geldi bana, her ikisi de. fred astaire'i düşündüm de; onun dans sanatı kadınlar için ne ifade ediyor, ne hissettiriyor bilemiyorum. erkekler için tahmin edersem, sanırım, tehditkar maskülen erkek olmadığından, onunla içten içe rekabet hissetmeden danstan, uyumdan zevk almalarını sağlamış oluyor. ben daha iyi dans ederim demiyorlar, beğeniyorlar; benden daha erkek demiyorlar, kıskanmadan duruyorlar. feminen mi, hayır dansı feminen değil, uzaylı gibi nötr cinsiyette dans ediyor. sanki ceket/frak yeninden üç parmak fırlayıverecek.
[parayla ilgili duyduğu bu sıkıntı ile kadınlar karşısında duyduğu sıkıntı hemen hemen aynıdır. büroyla ilgili sıkıntısı da aynı şekildedir. (...) neden? çünkü izin isteyemedi. müdürüne soramadı, çok hızlı daktilo kullandığı için içten içe hayranlık duyduğu (ciddiyim) müdürüne beni görmeye gideceğini söyleyemedi. başka bir şey söylemek mi, mümkün mü bu? yalan mı yani? müdüre yalan söyleyecek, öyle mi? mümkün değil. ona ilk nişanlısına* neden aşık olduğunu sorarsanız "işinde çok iyiydi," şeklinde cevap verecek ve yüzü beğeniyle dolacaktır.] milena jesenska - briefe an milena (max brod'a, ağustos 1920 )
"içten içe bilinir fakat *doğa kadar yabancıdır, sevgi dolu ve şefkatlidir ancak kader gibi acımasızdır, neşeli ve bitmez tükenmez bir yaşam vericidir - mater dolorosa [kederli ana] ve ölümün ardından kapanan suskun bir kapıdır." carl gustav jung - aspects of the feminine
(ilk giri tarihi: 5.3.2018)
(bkz: iç içe)
(bkz: içten), yandan, dıştan
(bkz: özünde)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap